Fenerbahçe Cumhuriyeti      ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
  İslam Cupi
FenerbahçeCumhuriyeti
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 

 


 
 

                                                                                     Şeref Solmazer
                                                                                    27 Kasım 2001 

                         Transfer Rüzgarları ve F.Akyel Olayı
 

    Fenerbahçe gelecek yılın kadrosunu oluşturmak adına  transfere başladığını açıkladı.Sayın Başkan Yıldırım basına  transfer için gruplar kurulduğunu Güney Amerika'da  futbolcu izlendiğini ,Oguz'un Adana maçını transfer için  izlediği haberlerini alıyoruz .Bu arada  bir başka bomba olayda Fatih Akyel transferiyle gündeme oturdu . İsimler  haricinde değerlendirilecek olursa bunlar hepside olağan vede doğru  eylemler olarak değerlendirilebilinir.Ancak Fatih Akyel olayını biraz ayrı tutmak gerekir.

     Şöye ki; Ülkemizdeki futbolcu  profilini incelediğimizde  özellikle altyapısal gelişmelerinde futbolcuların genel eğitim düzeylerinin ve kültürel altyapılarının yeterince sağlam olmadığını ülkenin içinde bulunduğu genel şartlar açısındanda bakınca görebilmekteyiz, bu eksiklikler ve  özellikle futbolda, yetişen oyuncuların altyapıda sporun ana fikri, olimpizim ruhu ,spor felsefesi, fair play ve kulüp kültürü yeterince verilemediğinde  ,genellikle maddi şartların zor olduğu  sosyal ortamlardan gelen oyuncular büyük toplulukların peşinden koştuğu hep  gündemde olan büyük kulüplere geldiklerinde yada o takımlarda kendilerine şans yarattıklarında  baştada bahsettiğimiz  o  gelişmişlik sürecinde sorunlar yaşamışlarsa  bu durumun altında ezilip ya  kendilerine zarar veriyorlar yada bu durumu kabullenmeyip  saldırgan bir tavır  sergileyerek  durumlarını örtbas edip  durumu kurtarmaya çalışıyorlar.Bunun içinde en çok kullandıkları sloganları forma rengi , aşkı, sevdası , bu sevdanın tartışmasız  güzelliğini bu sahte ve yanlış ifadelerle öyle rencide ediyorlarki peşlerinden sürüklenen kitlelerin idolleri olabilecek bu insanlar bu yanlış tavır ve davranışlarıyla  sporseverlerin kamplaşmalarına  bölünmelerine  ve sonu şiddete dahi varabilecek   saldırganlıklarına sebep olabiliyorlar , sonra birgün geliyor  o  bulundukları  ortamları bozulmaya başlıyor,etraflarına baktıklarında o  eski günlerden eser göremiyorlar burada da bir başka  depresif  durum yaşıyorlar . Sonra birzamanlar gereksizce yaptıkları  davranışlarının muhatabı gruplara katılmaları gerektiğinde  geçmişlerini basit ve sade ifadelerle inkar ediyor yada  "çocukçaydı,ya aslında ben öyle demek istememiştim,ya da özür dilerim" şeklinde düzeltmeye çalışıyorlar. Ancak bu okadarda kolay  olmuyor tabiki  kırılmış rencide edilmiş ve terbiyesizce davranışlara  muhatab kalmış o grubun yandaşlarının bunları hemen kabullenmesini beklemek de kimsenin hakkı olamıyor.Ve Fatih Akyel  (isimi ve kim olduğu önemli değil) olayında bunlar yaşanmaktadır ,F.Akyel  ulusal takımın oyuncusudur , G.S altyapısından yetişmiş muhtemelen G.S'lıdır . Ama oyunun kuralı ve şartlar şimdi onu birzamanlar türbünlerine küfür ettiği,taraftarlarına saldırdığı dövmeye çalıştığı klübün içerisine sokuyor, şimdi Fatih çok zor durumda ama, O şimdi profosyonel olduğunu hatırlayacak yada öyle konuşacak  yada  sevgili menejer ağbeyleri ona bu şekilde  demeçler vermesi konusunda yönlendirecek  herne olursa olsun bu kaba tabiriyle "Tükürdüğünü yalama " olayını yaşamanın ağır yüküyle karşı karşıya kalacak.

      Bütün bu değerlendirmelerin ışıgı altında konuyu ele alacak olursak,sporcuların nelerle karşı karşıya bulunduığunu ve şartların zorlukları bu durumlarda onların profosyonel  anlamda desteklere ihtiyaçları olduğu görülmektedir.
(doktor,psikyatr,menejer,yönetici,vergi ve  mali danışman vb.) Bu durum bizim özellikle  sporcu yetiştirme ve eğitmede temellerimizin nekadar da çürük ve eksik olduğunu  yada hiç olmadığını gözler önüne sermektedir.Kendine güven ,kendini ve klübünü temsil ve ifade yeteneği,spor dışındaki kişilik gelişimleri,aile ve diğer unsurların bir sporcunun ilerideki gerek sporculuk hayatında ,gereksede bir insan olarak toplumda bulunduğu  konumda nekadar önem taşıdığı ortaya koymaktadır.

      Bakınız şu andaki yaşanan çarpıcı gelişmelere , G.S uğruna Fenerbahçe türbünlerine küfür eden F.Akyel F.B'ye  ,Beşiktaşlı olduğunu söyleyip ,Trabzonla görüştügünü beyan eden ,M. Sözkesen G.S'a  ,Real Sociedad a gitmek istemeyen Nihat'ın neredeyse kovulurcasına  gönderilme çabalarına ,ne görüyorsunuz? Profosyonel bir sporcu, yada yönetim tarzımı ? Ben hiçbirşey göremiyorum ,bu yaşananlarıda profosyonellikle bağdaştıranlarıda anlamıyorum, Profosyonel örnekler ,Figo,Zidane,R.Baggio, R.Costa,Oğuz,Aykut vb. gibi derseniz kabul görebilirde bunların nederece profosyonel oldukları tartışılır .

     Ben burada yalnızca kendimi bağlayan bir kararla diyorumki Fatih Akyel  kesinlikle Fenerbahçe'ye transfer edilmemeliydi , yukarıda uzunca değindiğimiz eksiklikler,yaşanan çok kötü olaylar ve taraftarı bu derece rencide edilmiş bir kulübün bunları yapan oyuncuyu  kendi bünyesine katması düşünülmemeliydi.Sebepleri her ne olursa olsun herne açıdan bakılırsa bakılsın bu olay  bu davranış biçimlerine prim verilmesi aynı şeylerin devam etmesi, geriden gelen ve yetişmekte olan  genç sporculara kötü örnek olması anlamı taşıyacaktır.Bir başka çok önemli unsurda ülkemizde kulüp bağlarının,renk sevdalarının ve tutkunun tarifi bambaşkadır  bunlara yapılan anlamsız saygısız ve derin hakaretler  yürekleri yaralar bunları onarmak zorken prim tanımak anlaşılamazdır. (Aykut Kocaman'ın kulüpten uzaklaştırılmasına sebep olan o anlaşılamayan ifadelerinde Trabzonlu yandaşları nekadar anladığını belirten ifadeleri,ne demek istediğimizi çok net açıklamaktadır.O golü atmasına rağmen sevinirken biryandada rakip türbünleri düsünebilen büyük bir profosyoneldi) Bu anlamda Fenerbahçe Yönetimi Profosyonel Futbol Takımına  bir oyuncu (hatta  başarılı ,milli ve genç bir oyuncuda olabilir ,farketmez.) katmasından başka şeylerde ifade eden bir transferi gerçekleştirdiğini düşünüyorum ve kabul edemiyorum.Bukonuda örnek açıklamaları Basketbol şubesi koç'u M. Özgül  transfer politikasını belirlerken takım bütünlüğü ve uyumu için transfer yaparken Fenerbahçe'lilik unsuruna önem verdiklerini oyuncuların bu özellikli oyuncularda seçilmesine gayret ettiklerini belirterek güzel bir örnek vermektedir.

         Yinede  bu tür gelişmeler sözkonusu olacaksa  ( ki bir menejer'in
"elimde bir  oyuncu var  alın size uyar" -Transferde Saffet Sancaklı'nın büyük etkisi olduğu söylenmektedir- dediği şartlarda dikkatle değerlendirilmeli.)  o halde alınacak oyuncunun kişisel özelliklerini iyi incelemek gerekir , geldiği camiaya layık olabilecek  onu özümsüyecek, varolan özelliklerini  taşıyacak ona uygun haraket edecek oyuncular olmalı.Bu camialar bu isimler tarihe köklü ve sağlam temellerle bağlanırken bu özelliklerde kişilerle bunu sağlayabildi ,bunu  gücün yıpratılmasına izin verilmemelidir. Burada bahsettiğimiz olayda isimlerin hiçbir önemi yoktur  Fatih Akyel yada başkaları , kim olursa olsun bir davranışta bulunurken bunun sonuçlarının elbet birgün karşılarına yüzkızartıcı biçimde çıkabileceğini unutmamalıdır .Yada onların yetişmesinde katkısı olan  kişi yada kurumların ve de toplumun ,yetiştirdikleri kişilere davranış biçimleri konusunda gerekli temel değerleri aşılamaları gerekmektedir.
 
 
 
 
 
 
 

       Mail: fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 
                                                          ||Yazarlar Sayfası||