. 
 
 
               .

 

 

Hakkı Tolga Özel                                                                12 Kasım  2003

                      Fenerbahçeli Futbolcuların Durumu 

"Oyuncuların hücumda ve savunmada gösterebilecekleri işbirliği, tipik  veya tipik olmayan yapısal durumların veya münferit yapısal durumların çözülebilmesi, oyunun durumunu algılayıp tahlil edebilme yeteneğine bağlıdır-ki böylelikle önce düşünce sonra hareket yetenekleriyle taktik görev yerine getirilebilsin......Düşünsel çözümün hedefi, oyuncunun  durumu teşhis ve tahlil ederek en kısa zamanda en iyi seçeneği bulması; ama aynı zamanda bu seçeneği hareket yetenekleri bakımında uygulayabilecek  vaziyette olmasıdır, zira taktik eylemi ancak hareket yetenekleriyle bulunabilen çözümle görünür hale gelir. Taktik bir görevin hareket yetenekleriyle çözümü, zihinsel ve fiziki maharetlerin ve becerilerin bileşiminden  oluşan karmaşık bir faaliyettir. Hareket yeteneklerinin azami ölçüde devreye sokulmasıyla bağlantılı düşünsel çabanın sonucudur.* "

Yukarıda alıntıdan da anlaşılacağı üzere hızlı, fizik olarak güçlü,  değişik durumlara çabuk adapte olacak zihinsel esnekliği ve yaratıcılığı  gerekli kılan modern futbol bu şartları yerine getirebilecek oyuncularla oynanabiliyor. Teknik adamlar 90 dakika boyunca oyunun içinde  kalabilecek fiziki yeterliliğe sahip, takım örgütlülüğüne ve oyun disiplinine itaat eden, bu itaatkarlığın yanında karşılaştığı değişik pozisyonları doğru tahlil ederek takım lehine yaratıcı çözümler üretebilecek zihinsel kapasiteye, yaratıcılığa ve özgüvene sahip oyuncuları tercih ediyorlar. Avrupa transfer piyasasının gözde isimlerine baktığınızda bu tip oyuncuların daha fazla para ettiğini görüyorsunuz.

Peki bizim büyük başarılar beklediğimiz Fenerbahçe takımı bu  özelliklere sahip oyunculara sahip mi? Bu soruyu hat hat giderek cevaplamaya  çalışalım. Belki Fenerbahçe'nin nerde eksiklik çektiğini bu şekilde ortaya
koyabiliriz. Özellikle defansın ortasında yer alan Luciano ve Tomas bu özelliklere sahip oyuncular. Her ikiside hızlı birer hücum oyuncusu olmamalarına rağmen doğru zamanda doğru yerde bulunabiliyorlar(oyunu
okuma). Ve bence her ikisininde hamle zamanlaması mükemmel (en kısa  zamanda en iyi seçenek). Bunların yanında oyunun tüm bölgelerinde önemli olan  ama defansta çok daha önemli olan iletişimi aralarında sağlayabilmiş durumdalar. Saydığım doğru zaman, doğru yer, doğru hareket ve iletişim özellikleri de belli bir zihinsel gelişmişlik, disiplin, örgütlülük ve özgüven gerektiriyor. Bu iki oyuncuya bu özelliklerin büyük kısmına 
sahip Petkovu'da ekleyin. Fenerbahçe'nin en sorunsuz hattının-Fatih arızasına rağmen- defans hattı olması tesadüfi değil.

Ortasahayı daha sonra değinmek üzere atlayalım ve hücum hattına  geçelim. Yaşının getirmiş olduğu bir takım fiziksel handikaplar taşıdığı açık.  Topla da hızlı değil. Ama bu adamın deneyimine, oyunun bütününü görebilme 
gücüne, bir sonraki hamleyi düşünerek hareket edişine ve dayanışma eğilimine  hayran olmamak elde değil (düşünce ve hareket yetenekleri). Televizyondan bu özellikleri tam anlamı ile görebilmek mümkün değil. Rize maçında 45  dakika oturduğum yerin tam önündeki bölgede oynadı. Sürekli oyun içindeydi. Hareketlerinin büyük kısmı ölçülmüş, önceden hesaplanmıştı. Ben  Tuncay'la Serhat'ın yerinde olsam Pi-Air'i üstad bellerdim.Hücum hattında Pi-Air  bir kısım maçta tek forvet olarak oynadı. Son haftalarda Tuncay'da bu hatta
serbest oyuncu olarak sürüldü. Sonuç fiyasko. Tuncay maalesef çok  hızlı, dayanıklı ve inatçı olmasına rağmen teknik ve taktiksel düşünce olarak yetersiz bir oyuncu. Yemesi gereken 2-3 fırın ekmek var. Oyun  disiplinine
sahip değil, demoralize olup oyundan çok çabuk kopabiliyor. Oyunu  tahlil edebilme yeteneği gelişmemiş. Hem topsuz koşularında hem topla yaptığı hareketlerde doğru tercihler yapamıyor.İşbirliği, dayanışma diğerleri 
ile senkronize hareket edebilme Tuncay'ın yetenekler hanesine henüz yazılabilmiş özellikler değil. Keşke Tuncay'ın kafasını karıştıran çok bilmiş futbol baronları,menajerler olmasa, keşke Tuncay paranın  şöhretin
geçici büyüsü yerine çalışmanın, disiplinin, öğrenmenin zorlu yolunu seçebilse ve Daum'a inanabilse. Bu hatta Pi-Air'le uyumlu bir ikili oluşturabilecek bir oyuncuya, Rebrov'a sahip Fenerbahçe. Ama Daum onu  hep
oyunun sıkıştığı zamanlarda oyuna aldı. Bir defa ilk 11'de yer verdi,  onda da hiç alışık olmadığı ortasahada oyuncu kurucu olarak oynatarak hata  etti. Bu hatta da eldeki diğer seçenekler düşünüldüğünde Fenerbahçe'nin çözüm için seçenekleri mevcut.

Gelelim Fenerbahçe'nin çorak toprağına, orta sahaya. Bu hatta bugüne  kadar oynayanların fizik gücüne -Yusuf hariç- laf etmek haksızlık olur. İyi niyetlerini de laf edilmemesi gerekenler tarafına ekleyelim.Yani bu  adamlar
kendilerine verilen taktik görevi uygulayabilecek -dedik ya Yusuf hariç-fiziki yeterliliğe sahipler.  Ama sıra düşünsel çözüme, teşhis ve tahlil yeteneğine, oyunu okuyabilme gücüne geldiğin de Yusuf'ta dahil 
olmak üzere sınıfta kalıyorlar. Oyunu yönlendirebilecek bir maestronun  yanında ancak yardımcı oyuncu olabilirler. Daum'da bunu biliyor ve sürekli  yaratıcı oyuncu açığını orta sahada çok koşarak ve çalışarak aşmaya  çalıştıklarını ifade ediyor. Ama bu sorun bu şekilde aşılabilir mi? Cevabını zaten  Rize ve
Akçaabat maçlarında aldık. Akıllı alan savunması yapan, oyunu sıkıştıran ve defans disiplininden kopmamayı ilke eden taktikler karşısında kifayetsiz kaldık. İlk haftalarda Fenerbahçe'nin bu handikapı ayyuka çıkmamıştı,
takımın kazanma arzusu da en üst düzeydeydi. Bu sorun bu şekilde aşılabiliyordu. Şimdi tüm takımlar karşımıza bu taktikle çıkacaklar. Ve maalesef takımın kazanma arzusunun ne kadar kırılgan olduğunu gördük.
Eldeki oyuncu profili bu iken yapacak bir şey yok. Ligin ilk yarısını  en az kayıpla atlatıp, iyi bir oyun kurucu transfer etmeyi dileyelim.

*Branko Elsner, Teknik, Taktik, Sistem, Futbol ve Kültürü adlı kitaptan sayfa 29, İletişim Yayınları

 

 
 

 


 

        Mail:fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 
                         ||Yazarlar Sayfası||