Şeref
Solmazer
15 Ağustos 2003
Stadyumun Telleri mi? Telgrafın Telleri mi?
Bu yazı Trabzon-Fenerbahçe
öncesi yazılmıştır . Umarım kaygılar gerçeğe dönüşmez.
Geçen haftaya ve lige sansasyonel
bir giriş yapan ve yandaşları dışında herkesin parmağına bir tutam
bal çalan FB bu akşam Tarbzon deplasmanında yeniden sahaya çıkıyor .
Sanırım Trabzon'un şampiyonluk yıllarından kalan çekişmeden kaynaklanan
ve ( Son şampiyonlukluk yarışında orada alınan 2-1 de hatıraları
çok taze) en çok hırs beslediği takım olan FB için bu akşam Trabzon ayrı
bir karşılama töreni hazırladı . Tel örgülerini kaldırarak , bir medeniyet
mesajı verirken aynı zamanda sanırım açıklanmıyor olsada rakibine pisikolojik
bir baskı unsuruda yaratmaya çalıştı. Konu basında sığ bir
çerçevede tartışıladursun ( Olay çıkarsa bakın yaygarayı, çıkmazsa abartılı
övgüleri) , Fenerbahçe yönetim ve futbol kadrosuyla olaya tepki vermemesi
ayrı bir pisikolojik karşı atak olarak değerlendirilebilinir . Yada abondone
olmuş FB'nin bunu düşünecek hali yok denilebilir. Geçtiğimiz
haftanın iki başarısız ve cezalı oyuncuları bulunan, lige iddialı
giren iki takımının bu mücadelesi çok zorlu geçmeye aday. Umarız ki sicili
maalesef pek de parlak olmayan seyirci unsurunun devreye girdiği bir maç
olmaz.
Gelelim olayın ilginç
yönüne : Sahalardan tel örgüleri kaldırma serbestisi yada başıboşluğu
. Neden başıboşluk ? Şöyle bir örnek verelim : Trabzon yönetimi ( Veya
başka bir kulüp , farketmez.) karar verip kendi insiyatifi ve lokal emniyet
unsurlarının izniyle tel örgülerini kaldırdı . İyi güzel , çağdaş bir uygulama
, sonra maç başladı takım mağlup duruma düştü hakem oyunu haksız yere çığrından
çıkardı vs. varsayalım. Seyircilerin bu avantajla sahaya girdiğini
, maçın tatil olduğunu takımın hükmen mağlup olduğunu , sahanın 3 maç kapandığını
düşünelim . Sonrasında Trabzon yönetimi şunu söylese: Biz insanca bir uygulama
yaptık , gerekli tedbirleri aldık , ama 3-5 kendini bilmez yüzünden
biz mahvolduk , demekki bu ülkede iyi birşeyler yapmak suçmuş, tel örgüleri
yeniden yapıyoruz dese…? Buna ne deriz! Bu anlayışın kısmen
doğru olduğunu kabul etmek durumundayız ( Aynı durumda başka bir şehirde
benzer bir maç olduğunu ve orada sahaya seyircinin giremediğini hayal edelim.)
… Burada dile getirmek istediğim yapılmaya çalışılan iyi niyetli olduğunu
varsaydığımız girişimin , kuralları belirlenmiş , şartnamesi , düzenlemesi
belli olan tüzükler , yaslar vb kanuni düzenlemelerle çerçevelenmiş
bir Türkiye Liginde sahaların takımlar tarafından kendi insiyatiflerinde
düzenlenmesinin bu şekilde başıboş bırakılmaması yönündedir. Denizlide
olmadı , o halde burda da olmaz . Sivas'da olmadı Balıkesir'de de olmaz
. Ankarada oldu , hepsini iptal edelim gibi , başıbozuk ve aptalca bir
anlayış olamaz. Uygulamanın insiyatiflerle , birazda şansa bırakılarak
uygulanması kabul edilecek bir anlayış değildir. Kurallarla belirlenmiş
çerçevede başlayan uygulamadan ülkenin dört bir yanındaki tüm taraftarların
yararlanma hakkınında olduğunu kabul ederek olayı değerlendirmeliyiz. Olimpiyat
Stadında ki, Saraçoğlunda ki, Adana K.Ocak Stadında ki taraftarın diğerinden
garkı nedir ? Bahsi geçen durum öncelikle insan unsurundan oluşan
taraftara insanca bir saygının gereği olarak eşit ve adaletli davranılarak
yapılmalıdır. Bu tür düzenlemelerin mutlaka ve mutlaka başta federasyon,
kulüpler, hakem birlikleri, GSGM, Bakanlık ve Emniyet Genel Müd. Vb
unsulrarın bir araya gelip ortak bir karar ve kurallar bütününü net ve
kesin olarak ortaya koymasından sonra yapılmalıdır hatta yapılması zorunlu
hale getirilmelidir. Yoksa kaldırılsın zaten bu teller insanlık
dışıdır , ayıp vb ( Maalesef bugün medyada tartışıldığı bu boyutuyla.)
basit ve herhangi bir alternatif çözüm üretilmeden , konuyu sağlıklı
bir şekilde ortaya koymadan, tartışılmadan yapılmamalıdır. Aksi taktirde
doğacak olumsuz gelişmeler bizim gibi ülkelerde bu tür girişimleri en az
10 sene daha ileriye atabir ki ben bir sporsever olarak bu konuda maalesef
kaygı taşıyorum. Kuralların net ortaya konduğu , sporseverin eğitildiği
bir ortamda tel örgüye asla gerek kalmayacaktır bunda yürekten inanıyorum.
Yoksa Trabzon örneğinde olduğu gibi bir davranışın sağlıklı olduğunu düşünmüyorum
( Olay olur veya olmaz , hiç önemli değil . )
Telgrafın telleri bugün
hala kullanılıyormu ? kulanılıyorsa ne boyutta ve amaçla tam bilmesemde
, Stadyumdaki tellerede kuşlar mı konar şarkısını söylemeden
bu uygulamanın ve gerekliliğin mantıklı , ölçülü ve doğru tartışılmasını
ve uygulanmasını diliyorum.
Tel örgülerin olması gerekmiyor
, kimi yabancı maçlarda gördüğümüz taraftarların tellere oranla
daha uygarca ama bir anlamdada saha güvenliği açısından kırılmayan kalın
camların ardından maçları seyrettiklerine şahit oluyoruz. Biz herşeyi
slogan tavırlarla çözmeye alışkın bir millet olarak düşünmeden
haraket ediyoruz. Henüz kalecilerin başına yağmayan malzeme kalmayan
kale arkalarına file bile çekemeden telleri nasıl kaldırıyoruz , bravo
doğrusu .
Maça gelecek olursak ; Çok
zorlu bir mücadele olacak . Fenerbahçe'nin ortasahada oyunu kurma becerisindeki
gelişim bu maçı FB açısından tayin edebilir . Bu anlamda Selçuk, Kemal
oynarsa Yusuf'a önemli görev düşüyor . Rakip çok koşan basan
bir takım olunca zorlu bir ortasaha savaşı olabilir. Yattara ve Hüseyin
eksikliği rakibin ortasaha ve hızlı hücüm gücüne önemli darbe vurdu
. Mecburen oynayacak Agustine en büyük teklike . Fenerbahçe'de
bu akşam bir başka önemli oyuncuda Hanefi olacak , sol kanada ilaç
olup olamayacağını kanıtlaması için olabilecek en zor maç maalesef. Defans
ve ortasaha bütünlüğü maçın kaderini belirler aksi halde girilecek gol
pozisyonlarında ( ki çok fazla olmayacaktır.) gol bulma yüzdemizin rakipten
fazla olacağına inanıyorum . Tuncay , Serhat, Pi-Air üçlüsünün aynı anda
oynaması mı yoksa bu üçlüden ikisiyle başlamanın mı daha faydalı olabileceğide
tartışılmalı belkide. Sıkı bir mücadele ve pisikolojik savaş olacak
, buna karşı ayakta durabilen kazanacaktır. Fenerbahçe'ye başarılar
Recep - Ümit , Luciano,
Hanefi - Kemal , Marco, Selcuk, Yusuf, Rebrov - Pi-Air , Tuncay
Düzeninde takım nasıl bir
sonuç alır acaba ?
|