Şeref
Solmazer
25 Ağustos 2003
7-1 'in Ardından
Güzel Bir Hazılık
Fenerbahçe sezon öncesi hazırlık maçlarını oynadığı Alman İkinci sınıf
takımları karşısında bile böyle bir güzel lig hazırlığı yapamamıştı. Gerçekten
de özellikle yandaşı olduğunuz takımın galip geldiği bir maçsa izlediğiniz
, bukadar keyifli olabilirdi. Bunda rakibin oyun anlayışı kadar
, takımın gol pozisyonu üretme isteği becerisi , kolaylığı da önemliyidi.
Dikkat edilecek nokta gol pozisyonu üretme diyorum , yoksa gol kaçırlma
rekoru konusunda başta Serhat olmak üzere Yusuf , Selçuk inanılmaz
pozisyonları kaçırdılar . Takımın galip olduğu bir maçta sorun gibi görülmesede
zor maçlarda bunlardan birini kaçırdıklarında alacakları tepkiyi hayal
etmek hiç de zor değil.
Fenerbahçe yine klasiğini yaşatmaya devam ediyor . Fener'in ışıldadığı
bir ligin tadını hiçbirşeyde bulamayan Türk futbolseverler cumartesi gecesini
keyifle ve belkide biraz kaygıyla izlemişlerdir. Fenerbahçe - Elazığ
seyirci için şölen anlamında bir gösteri sundular . Kazanan hakedendi
Rekor Gol Pozisyonu , Gol ve Gol Kaçırma
Bu maç için asıl başlığın üzerine konuşmak gerekir ancak kısa ve özel
bir istatsitiğide vermek isterim . Maç esnasında sayamadığım ancak sonradan
özellikle saydığım bir istatistik var . O da girlen gol pozisyonları
( Kaleye çekilen şut yada ıskalanan yüzde yüzlük gol pozisyonları ayrıca
goller vb.) ve atak sayıları + , - 1 yanılma payımı koyuyorum
; Fenerbahçe:30 , Elazığspor :10 ki Fenerbahçe'nin en az 20 çok net gol
pozisyonu vardı . Bunun çok ciddi bir rakam olduğunun altını cizmek gerek
. Rakip ne ve kim olursa olsun ki amatör takımla dahi oynasanız bu pozisyon
sayısına ulaşmak okadarda kolay olmasa gerek. Bunca net poziyondan bu sayıda
gol çıkarma yüzdesini karşılaştırısanız sonucun matematiksel açıdan geçen
haftadan daha başarılı olduğunu söyleyemezsiniz Geçen hafta 3 pozisyon
1 Gol , Bu hafta 30 pozisyon 7 gol ???... Gol pozisyonuna girme arzusu
ve kolaylığı son derece önemli ve çarpıcı bir gelişme , ancak kaleye gelen
atak sayısına bakınca ciddi bir sorunuda görüyoruz. Ortasaha ve defans
bloğunun savunma anlayışında bir uyumsuzluk devam ediyor. Zamanla giderilmesi
gereken en önemli sıkıntı olarak bu görülüyor.
Pi-Air Van Hooijdonk
Bu adama seyrettiğim bu maç sonrası şapka ( yok ama neyse ) çıkarıyorum
. İnanılmaz bir maç oynadı bence . Oynadığı oyunu ders olarak göstermek
kesinlikle mümkün , sırtı dönük aldığı her topu tek pas oynayarak , pas
sonrası alan değiştirip aynı zamanda Serhat ve Tuncay'ı da yönlendirip
çapraz koşular yapması , pozisyonların yaratılmasında ki ana etkendi .
Sürekli haraket halinde oynadı . Bir sağ kanat oyuncusu olurken birden
solda görüldü. Yetmedi takım 1-0 yenik duruma düşünce İstanbul sendromu
hortladı ve takım müthiş demoralize oldu ve oyundan düştü . Sahneye çıkması
gerekenler ( Yusuf ,Tuncay, Selçuk vb .) uyurken yine o sahne aldı . Bir
orta saha beyni misali geriye çıktı buluştuğu toplarla oyunu açıp atakları
organize etti . Atığı paslar ve mücadelesi ile 20 dk uyuyan takımı yeniden
canlandırdı . İşte bundan sonra ikinci gol geldi . Pi-Air lakabına
uygun biçimde takımı uçurdu . Forvet oyuncusu ve bir profosyonel olarak
nasıl bir oyuncu olunması gerekliliği ve bir takım oyuncusunun neler yapması
gerektiğinin en güzel örneklerini verdi . Kaptırdığı çok nadir birkaç top
sonrasıda ( ki genelde pas isabet oranı iyiyidi ) topu kovalaması ve alması
alkışa değerdi ve onuda fazlasıyla aldı. Bana göre maçın yıldızı attığı
gollere rağmen Tuncay'da önce P. Van Hooijdonk' dur. Böyle bir oyunu
ve oyuncuyu canlı gözlerle izlemiş olmak bile başlıbaşına bir şans. Umarım
bu performansını ve mentalitesini takımın tüm diğer genç oyuncularına yansıtabilir
ki bu havası ve karizmasının olduğu tartışmasız .( Böyle bir adam varken
kifayetsiz Ü.Özat'ın kaptanlığıda tartışılmalı .)
Diğerleri
Yusuf bu takım da yer işgal ediyor , kaçırdığı bir yüzde yüz
gol sonrası oyundan düştü ve silindi ikinci yarı yine bir yüzde yüz kaçırma
sonrası oyundan çıkarken soyunma odasına gitmesi , kendisini alkışlayan
taraftara yüz vermemesi vb . unsurlarla Yusuf için harcanan zamana yazık
şarkısını söyletiyor insana , Rebrov bu kadro kalacaksa ki öyle görünüyor
takıma adapte edilmeli , Pi-Air ile iyi anlaşabileceklerine inanıyorum.
Selçuk içinde birkaç şey .Konfederasyonda ki oyununu mumla aratıyor inanılmaz
hatalar yaptı ama Daum ya oyuncu değiştirme konusunda özürlü ( Yusuf'a
54. dk yakadar sabredebildi.) yada Onu ısrarla kazanmak için oyunda tutuyor(
ki bence öyle ) . Aksi halde kötü başladı ve seyirci ilede problemler çıkabilirdi
ki farklı skor durumu kurtardı belkide, Selçuk'n topralanacağına inanıyorum.
Aynı durum Serhat içinde söylenebilir , Serhat henüz hazır değil yada Serhat
aslında gol atmasını bilmiyor , çok saçma goller kaçırmasına rağmen , Daum'un
ve seyircinin sabrı ve desteğini Serhat çok iyi algılamalı , o golleri
kritik bir maçta kaçsa ... Kemal sağda etkisiz, Hanefi görev adamı ve sağlam
bir oyuncu , ortası mükemmelidi. Marco takıma alıştı. Tuncay küskün
durur gibi yapıp rakip kandırıp , fileleri yakmaya devam ediyor , harika
bir golcü ... Birtakım sorunlar ciddi olarak devam etsede bu
oyun ve skor bir sporsver ve futbolsever olarak çok keyifliydi. Birmaç
geride kaldı ve Fenerbahçe sorunlarını yavaş yavaş gidermeye devam ediyor
ve ileriye bakıyor .
Doğal Hakem hataları mı ?
Bu arada ilk hafta bir , bu hafta iki penaltı kör göze şimşir
tarak misali , bu arada rakiplere yaratılan penaltılar verilmeyen kırmızı
kartlar ve sayılmayan goller. Geçen yılın flaş ekibini 2 haftada tesadüfen
dağıtmak da buna eklenirse ,bunların herbirinin doğal hatalar olabileceğine
dem vurarak !!! tesadüf olacağını varsayalım ve bu paragrafıda bitirelim.
Yorumcular
Düngece izlediğim programların içinde en objektif ve doğru programı
Sky Türk'de Deniz Gökce ve Ferdi Leflef 'in katıldığı programda gördüm
. Anlamsız ve ne olduğu belirsiz medya'nın yorumlarınıda ciddiye almanın
nekadar doğru olduğunu düşünelim ?
Son söz
Fenerbahçe defans ve ortasahasına ocak ayınakadar süre için takviye
yapma şansında son 5 güne girdi . Takviye, sabır ve destek gerekli...İzlemeye
devam edelim . Puan cetveli ilk haftaya pek benzemiyor değilmi?
|