. 
 
 
               .

 

Şeref Solmazer                                                         09 Şubat  2004

                         

                                                      Fenerbahçe Potaya Girdi

Dönülmez akşamın ufkuna gelindiğinde , aşağıdaki ve yukarıdakilerin pek farkı kalmıyor , maçlarda kıran kırana mücadeleler var. Bu hafta 4 takımında rakipleri benzerdi ve Fener ve Trabzon kazanabilirken , diğerleri beraberlikle ayrıldılar sahadan ( hemde çok sıkıntılı oyunlarla). İzlediğim üç takımdan kendi klasiğini koruyan tek takım Fener'di . Sezon başından bu yana devam eden aynı eksiklikleri , aynı dezavantaj ve avantajları eleştirilen veya övülen Fener. Bu sene Fenerbahçe bu  , bu sayfalarda da dile getirildiği gibi , birtürlü beğenilmeyen ve bıçak sırtında oynayan ama kazanabilen bir Fener. Ben artık bu yıl için bunu kabullendim bu sezon  bu kadro , bu tertip ve bu anlayışla devam edecek . Bunun sonunda ne olur orasını kestirmek zor . Ancak rakiplerin bu manic depresif ve paranoya durumları devam ederse sanırım şampiyon olmamız çok mümkün . Yıllardır  , ligde neredeyse 17 ye 1 gibi değerlendirilen bir statüde oynayan Fener sanırım artık evrimleşti ve bu yaklaşımlada ayakta kalmaya alıştı . Geçen yıl düştüğümüz durumları unutmak mümkün değil . Bu nedenle  bu  tecrübeye
alışık olmayan takımları düştükleri durumu kabullenme ve algılama biçimleri benzer olmuyor . Biz ve bizim gibiler olumsuzlukları eleştiriken iğneyi kendimize batırabildik  . Herşeyi mübah gören bir anlayış ve alınan her olumsuz sonucu kendileri dışında etkenlere  bağlayıp kendini eleştirme alışkanlığına sahip olamayanların , dolayısıyla  düşülen durumları kabullenmeleri çok zor elbette. Son haftalarda görünen fark ve durumun değişimini ben buna bağlıyorum . Bu durumda sinirleri sağlam ve
sakin kalan galip çıkacaktır. Bu anlamda Fener ve camiaya güvenmesem de  geriden gelenin motive ve havasının, yakalanana göre çok daha etkileyici olduğuna inanaıyorum . Ayrıca yandaşların etkisi tartışılmaz ki o  yandaş topluluğu 6. lık maçında tirübünlerde 35 Bin'lik bir kalabalıkla  izliyordu Fener'i geçen yılın son haftasında Diyarbakır karşısında . Bu durumda 
önde olduğunu düşündüğünüzde gelin siz tahmin edin destreği  ve kıyasların diğerlerini. Farkı ve farklılığı .

Bu anlamda son haftalardaki futbolsuz ( Tüm Lig için böyle düşünüyorum, kalitesi son derece düşük.  ) oyunların sonunda birtakım skorlar alınıp pozisyonlarda da değişiklikler oluyor tabi. Ancak  şöylede sorgulanmalı ,  iyi güzel FB iyi oynamıyor da kim iyi oynuyor ?  Hiç bir takım iyi futbol oynamıyor , bugüne dek skorlarla bağlantılı sonuçlarla abartılan kadrolar ve takımlarda bir anda umulmadık çöküntüleri yaşayabiliyorlar . Fenerbahçe sorunlarıyla üstünlükleriyle sezon başından beri hep aynı çizgisiyle bu anlamda en istikrarlı takım . Memnun değiliz ama memnunsuzluğumuz bile istikrarlı  oldu
neredeyse . ( Bknz. sezon başından buyana yazı ve yorulara.)

Takım  4- 4 ( 2'si etkisiz ) -2 oyun anlayışıyla oynuyor , o iki eksik pozisyonda bile bu durumu koruyabiliyorsan en ufak bir gelişimde  futbolunda çıkışa gecebileceğini umut ediyorum . Kemal sağlam dönebilse ortasahayı Tuncay , Kemal,Selçuk , Ümit ( Aurelio -Serhat -M yozgatlı-Rebrov )  ; kurup ilerde de Nobre ve PIAIR ile oyunu biraz orta sahadan da kurabilsek çok
farklı görünebileceğimizi sanıyorum.

Tabi ki halen gerideyiz ve dikkatli olmak zorundayız . Özellikle  sürpriz ve ters sonuçlara tahammülümüz yok . Bu anlamda da  ne şanslıyız ki  Hooijdonk var ve  kapalı kapıları sanırım onunla aşacağız. Bu sezon artık böyle gidecek . Rakibin kendi içsel sorunları sanırım bizim Şampiyon olup olamamamızda önemli bir etken olacak .

Bu arada bu işlere kulp arama işinide  her yanan , yandığını sandığında değil de herzaman yapsa belki inandırıcı olabilir. Ama kişiliği ve kimliği herkesce bilinenlerin ( bunlardan hercamiada bolca var !)  bu yakınmaları komediden de öte bir durum yaratıyorki  herbiri Topstar  olabilecek  kadar vahim ! .

Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nun kimlerden oluşması üzerine   birtakım tartışmalar yapılıyormuş spor camiasından , ellerinde fırsat var  genel kurula  , akademisyen, bilim adamı , tarafsız spor adamlarınıda  katsınlar , bu etik dışı davranışları oturup buralarda tartışıp , tavır ve davranışlara doğru ve düzgün yorumlar katıp , ceza ve ödül hükümleri uygulasınlar ,
yanıp yıkılan ( özelleikle 3 büyüklerin ) takımların delegeleride gidip orada bu sorunlara çare üretsinler . Ondan sonra  olup bitenlere bizde inanalım , yoksa gerisi boş.

Sonuç itibari ile  kendi dışımızda gelişen ve aldığımız ardarda galibiyetlerle potaya  girmiş durumdayız ve istim üzerindeyiz . 
Önümüzdeki hafta  bambaşka bir tablo olup potalar kırılabilir bile . Tek isteğim Elazığ'da göremediğim bu azim hırs ve ruhun takımda daha fazla  hissedilmesi ve hissettirilmesi .

Not1 : " Şenol - Birol - Gol "  efsane sloganının yaratıcılarından  Birol Pekel vefat etti . Kendisine rahmet diliyorum .

Not2 : Elazığ maçına giden taraftar otobüsü devrildi ve 21 yaşında  bir  taraftar grubuna üye bir genç hayatını kaybetti . Kendisine rahmet diliyorum . Ama umuyorum ki  , bu çocuklar bu maçlara kendi imkanları  ve kendi öz iradeleriyle gidiyor olsunlar . Umuyorum bunlara  ne idüğü belli olmayan organizasyonlarla birileri sponsorluk yapmıyordur.  Ne yazıkki  ben 
öyle olduğunu düşünüyorum ve çok üzülüyorum.
 
 

 


 

        Mail:fenerbahcecumhuriyeti@fenerbahce.com
 

 
                 ||Yazarlar Sayfası||