Şeref
Solmazer
03 Mayıs 2004
Şampiyonluk Ruhu
Şampiyonluk Stresi
Şampiyonluk baskısı belli ki
ağır bir yük , hele ki uzun süre çekişilen BJK 'nin kolayca ekrate edilişinden
sonra pisikolojik rahatlamaya ulaşan oyuncular Trabzon'un sürpriz çıkışıyla
sanırım
ikinci bir pisikolojik
gerginliğe kapıldılar. Gerçekten soluk soluğa bir yarış var . Fenerbahçe'
nin
son 5-6 maçına bakınca
oynadığı futbolun bizi şüphelendirmesi de normal maalesef . Ancak camianın
ŞAMPİYONLUK RUHU 'nun varlığı ve tecrübesiyle takımını iteklediğini ve
güç verdiğini
gördükçe artık şampiyonluğu
kaçıracağımıza ihtimal vermiyorum . Hele ki AG maçının ikinci yarı
başını gördükten sonra . Ancak
tabii ki matematiksel bir durum , diğer olağanüstü faktörleri
ve
futbolun kendi gerçeklerinide
asla göz ardı etmemek gerekiyor . Bu durumda da sanırım son
maça kadar çekişme sürecek .
Bu durumda Fenerbahçe'nin dikkat etmesi gereken en önemli
unsur , konsantrasyon ve hırsını
kontrol etme gücünü kaybetmemesi . AG maçının ilk yarısı bu
anlamda tam bir fiyaskoydu bana
göre . Ali Güneş , Luciano, Tomas birazda V.Hooidonk dışında
oyuncuların gerek yüzlerinde
gerek fiziklerinde bir çöküş ve garip bir durum gözlemledim.
Mücadele edemeyen , konsanrasyonu
eksik, ikili mücadelelerde başarısız bir topluluk. Bunlar
önemli konular, dikkat etmeliler
. Saraçoğlunda, evinde böyle olursan , maç İzmir' de yada
Denizli'de olursa tirübünlerden
çok uzaktaki o sahada yanlarında seyirciyi de hissetmeleri
çok zor olabilir . Mahşeri
bir kalabalığın önünde yeşil çimenlerin üzerinde kendilerini birbaşına
hissetmek gibi bir çöküntüyü
ve yıkımı asla yaşamamalarını diliyorum . Bunun içinde Daum'a ve
yönetime büyük görev düşüyor
. Bu pisikolojik direniş ve güç ilerisi içinde önemli bir tecrübe ve
sağlam bir duruş katacaktır
Fenerbahçe'ye ...
Şampiyonluk Ruhu ve Muhteşem
Fenerbahçe Taraftarı
Muhteşem Fenerbahçe Taraftarı
gerçekten hertürlü taktire layık bir topluluk olduğunu bu hafta
birkez daha kanıtladı , ikinci
yarı başındaki inanılmaz desteği ve çok erken bulunan golle daha
da çoşan bu birliktelik gerçekten
Saraçoğluna olağanüstü bir ruh ve hava verdi . Orada o
dakikalarda yaşanan şey,
zaman zaman belkide bir futbol maçının ötesinde bir ayine dönüştü .
İşte bahsetmeye çalıştığım o
ŞAMPİYONLUK RUHUNU orada o anda görmek mümküdü ve bu sürdükçe
bunuda elimizden kimsenin alamaycağı bir güç olduğunu iliklerinize kadar
hissedebiliyordunuz . Hakemlerin
ve rakibin başlangıçta ince ince çalışıp bizi uyutma çabalarına
bir başkaldırıydı ikinci yarının
başı ve tüm bir ikinci devre ...
Maça dair
Maçtan takıldığım bazı noktalar,
Öncelikle hakemi son derece yetersiz başarısız buldum TV görüntülerinde
Nobre' ye yapılan bir haraketin penaltı olduğu , A.G'nin attığı golün
nizami olduğu
yine Nobre 'nin sarı kartında
Baidoo'nun aşırı sertliğine müsahama göstermesinin etkili olduğu,
Erhan Albayrak'ın sert oyununa
göz yumması ve M.Yozgatlı'yı düşürmesinin sarı kartı es geçtiği , Yılmaz'ın
golü öncesi çalınan faulün komikliği bana son derece yanlış
ve hatalı göründü . İkinci
yarı maç dönünce de seyirciye
sempatik görünmek için bazı düdükler çaldı izlenimine kapıldım . Kısaca
başarısız ( artniyet varmı yokmu değerlendirmesine girmeden ) bir yönetim
gösterdiğini düşünüyorum.
Tuncay ; maça anormal
durgun ve isteksiz başladı , zaten sorunlu olan olan sol bek önünde
atakları karşılama ve adam kovalama
gibi savunma özellikli hiçbir destek de bulunmaması son
derece çarpıcı ve kötüydü .
Milli maçtaki performansından çok uzaktı . 35 dk civarlarında
sakatlandı ve maalesef 10 dk.
takımın 10 kişi oynamasına etken oldu .
Daum; Tuncay'ı
sakat sakat 10 dk oyunda tutumasını anlayamadım 10 dk. böyle maçlarda çok
büyük önem taşıyor ve büyük
bir zaman . Oysaki ikinci yarı oyuna giren Semih neredeyse maçın
değişmesinde en önemli etkilerden
birini yaptı.
Aynı Daum'un 30 dk'larda Ali'yi
sağa , Ümit' i sola Selçuk' u ortaya çekme girişimini maçın
başında yapması bence önemli
bir değişiklik ve başarıydı , tabi neden böyle başlamadın sorusu
da bu durumda akla gelebilir.
Yine ikinci yarı V.Hooijdonk'u
ortasahada top dağıtıcı oyun kurucu noktasına alması birbaşka
artıydı . Aslında aklın yolu
birdi de yinede bunu başlangıçta uygulamama durumu tartışılabilir .
Kısaca Daum'un elindeki kadro
yetersizliğine rağmen maç içinde oyuna müdahaleleri ve
değişiklikleri bir teknik adam
portresi olarak pozitif unsurlardı.
Pier Van Hooijdonk
Gelelim YILIN ADAMI'na , Hiç
tereddütsüz P.VAN HOOIJDONK ; Hafta içi Hollanda Ulusal
formasıyla Yunanistan karşısında
golünü atan bu büyük oyuncu , iki gün sonra Saraçoğlundan
geceye damgasını yine vurdu
. Golleri dışında yaptıkları onu herşeyiyle dahada büyütüyor
herkesin gözünde ( Yılmaz'ın
provokatif ve maksatlı demeçlerine rağmen ) . Ben bir sezonda
Türkiye'ye damgasını vuran böyle
bir oyuncunun daha önce görüldüğünü sanmıyorum.
İkinci yarı zaman zaman stoper
, sağbek sonrasında orta sahada top dağıtıcı, oyun kurucu
( hani şu meşhur Alex - Ortega
sebdromumuz) görevini üstlenen oyunuyla gerçekten takıma inanılmaz
bir katkı yaptı . Alınacak çok ders var , anlayana tabii...
Uzun lafın kısası , martonun
stadyumdaki son 200 mt koşuyor Fener ve şu anda önde ...
Orada da kalacak . Fener
Alayı geceyi aydınlatacak ...
|