Daha çok dörtlük biçiminde
yazmış olduğu felsefî şiirlerle tanınan Ömer Hayyam, aynı zamanda matematik
ve astronomi alanlarındaki çalışmalarıyla bilimin gelişimini etkilemiş
seçkin bir bilim adamıdır.
Matematiğe ilişkin araştırmaları özellikle sayılar kuramı ile cebir alanında
yoğunlaşmıştır. Eukleides'in Elementler'i üzerine yapmış olduğu bir yorumda,
işlemler sırasında irrasyonel sayıların da rasyonel sayılar gibi
kullanılabileceğini ilk defa kanıtlamıştır.
En değerli cebir yapıtlarından birisi olan Risâle fî'l-Berâhîn alâ Mesâili'l-Cebr
ve'l-Mukâbele'de (Cebir Sorunlarına İlişkin Kanıtlar) denklemlerin birden
fazla kökü olabileceğini göstermiş ve bunları, kök sayılarına göre
sınıflandırmıştır.
Bunun dışında, Ömer el-Hayyam'ın üçüncü dereceden denklemleri de, terim
sayılarına göre tasnif ettiği ve her grubun çözüm yöntemlerini belirlediği
görülmektedir. Buna göre, üçüncü dereceden denklemler, üç terimliler ve dört
terimliler olarak ikiye ayrılır ve üç terimliler,
x3 + cx2 = bx
x3 + bx = cx2
cx2 + bx = x3
olarak ve dört terimliler ise,
x3 + cx2 + bx = a
x3 + cx2 + a = bx
x3 + bx + a =cx2
cx2 + bx + a = x3 ve
x3 + cx2 = bx + a
x3 + bx = cx2 + a
x3 + a = cx2 + bx
olarak sıralanır. El-Hayyâm üçüncü derece denklemlerinin aritmetiksel olarak
çözülemeyeceğine inandığı için, bu denklemleri koni kesitleri yardımıyla
geometrik olarak çözmüş, negatif kökleri, daha önceki cebirciler gibi, çözüm
olarak kabul etmemiştir.
Şimdi, x3 + cx2 = a denklemini nasıl çözdüğünü görelim: Yandaki şekilde, AB
= c ve H3 = a olsun. AB'nin uzantısı üzerinde BT = H alınsın ve AB'ye B
noktasından bir dikme çıkılsın. BC = H olsun ve BCDT karesi tamamlansın.
BCDT karesi üzerine H yüksekliğine sahip bir küp çizilsin. D köşesinden,
asimptotları BC ve BT olan EDN hiperbolü ve A köşesinden, AT eksenli ve BC
parametreli AK parabolü çizildiğinde, bu hiperbol ile parabol kesişmek
zorundadırlar. Kesişme noktaları E olsun. E'den AT ve BC doğrularına iki
dikme inilsin ve bunlar EZ ve EL olsun. Bu durumda x = BZ olacaktır.
Kanıt : EZ2 = AZ . BC (parabolün özelliğinden) *
(AZ/EZ)=(EZ/BC)
EZ . BZ = BC . BT = BC2 (hiperbolün özelliğinden)
(BZ/BC) = (BC/EZ) olur ve ikinci ifadenin karesi alınırsa,
((BZ)2 /(BC)2) = ((BC)2 / (EZ)2) elde edilir.
AZ = BZ + AB olduğuna göre, BC3 = BZ2 (BZ + AB) = (BZ3 + BZ2). AB) elde
edilir. BC = H, H³ = a, AB = c olarak verildiğinden, a = (BZ3 + c . BZ2 )
bulunur. BZ yerine x konursa, orijinal denklem elde edilecektir; öyleyse BZ
= x olmalıdır.
Ömer el-Hayyâm'ın astronomi alanındaki çalışmaları da çok önemlidir. Eskiden
beri kullanılmakta olan takvimlerin düzeltilmesi için Selçuklu Sultanı
Celâleddin Melikşâh (1052-1092), 1074-1075 yılları civârında İsfahan'da bir
gözlemevi kurdurmuş ve başına da dönemin en ünlü astronomlarından biri olan
Ömer el-Hayyâm'ı getirmişti. Ömer el-Hayyâm ile arkadaşlarının yapmış olduğu
araştırmalar sonucunda, daha önce kullanılmış olan takvimleri düzeltmek
yerine, mevsimlere tam olarak uyum gösterecek yeni bir takvim düzenlemenin
daha doğru olacağına karar verilmiş ve bu maksatla gözlemler yapılmaya
başlanmıştır. Gözlemler tamamlandığında, hem Zîc-i Melikşâhî (Melikşâh Zîci)
adlı zîc ve hem de et-Târîhu'l-Celâlî denilen Celâleddin Takvimi
düzenlenmiştir (1079). Celâleddin Takvimi, bugün kullanmakta olduğumuz
Gregorius Takvimi'nden çok daha dakiktir; Gregorius Takvimi, her 3330 yılda
bir günlük bir hata yaptığı halde, Celâleddin Takvimi 5000 yılda yalnızca
bir günlük hata yapmaktadır. |