"Fransa ve Kral'ın Askerleri"
Önümüzde modern savaşların bir benzerini görmediği büyük ve tehlikeli bir macera bizi bekliyor.
Donanmadaki arkadaşlarımızla birlikte,düşmanın geçilemez dediği bir sahile çıkarma yapmak için mücadele edeceğiz.Bu çıkarma Tanrı'nın ve donanmamızın yardımı ile başarılı olacaktır.Düşman mevzilerine hücum edilecek ve savaş, muhteşem sonuca doğru bir adım daha yaklaşılmış olunacaktır.Unutmayın!Gelibolu Yarımadasına bir kez ayak basınca,işi bitirene kadar mücadele edeceksiniz.Tüm dünya ilerleyişimizi izlemektedir.Bize sunulan bu büyük kahramanlığa layık olduğumuzu kanıtlayalım".

Müttefik Donanma Komutanı Amiral Ian HAMILTON'un bildirisi


     YABANCILARIN AĞZINDAN KAHRAMAN VE CENTİLMEN MEHMETÇİK İLE SAVAŞ

"Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir."
                                                                 Churchill

"Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle kıyaslanabilsin.Almanların müdafaada gayet iyi oldukları ifade edilebilir. Fakat siperlerde onlar bile Türklerle kıyas edilemez. Örnek olarak Gelibolu’yu söylemek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük kayba uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
                                                               General Tawshend

                             Göbekli Dobiş  (Yaşlı bir Türk askerine takılan lakap)
“...Dobiş, Cesaret Tepe’de,karşı Türk siperlerindeydi.Kendisine ateş edildiğinde kafasını sipere sokar,sonra da ıskaladığımızı anlatmak için parmağını çıkartıp işaret ederdi.
Bir sabah, Avustralyalı iki yaralı asker,siperler arasında açıkta yatmaktaydı.Yardım için kimse kendilerine ulaşamadığı için kızgın güneş altında çaresiz yatıyorlardı.O sırada bizden biri “Hey! Bakın, bizim şişko göründü” dedi.Yaşlı adam,siperden çıkıp eğilerek bizlere selam verdi.Hepimiz donup kalmış,dilimiz tutulmuştu.Sonra bizim yaralılara doğru ilerledi.Çıt çıkmıyordu.O’nun yaralı arkadaşlarımıza su verişini seyrettik.Hayretler içinde bu inanılmaz olayı seyrederken o yaralıları rahat ettirmeye çalışıyordu.Daha sonra da,umursamaz ve sakin bir şekilde siperine geri döndü.Hep birlikte bağırıp,coşkuyla kendisini alkışladık. Daha sonra çatışma başlamadan Dobiş tekrar göründü.İki yaralı askeri karanlık olunca,rahatça alabileceğimiz bir setin arkasına kadar götürüp bıraktı... İşte,barbar ve zalim olduğu anlatılan Türk böyle...”
                                                          Avustralyalı bir Subay

“...Hastaneye ateş edilmiyor,zehirli gaz kullanılmıyor.Triumph (savaş gemisi) isabet alıp batmaya başlayınca,tekrar ateş edilmiyor.Türk ikili oynamıyor.Bunun aksini iddia edenler Gelibolu’ya değil,en çok Mısır’a kadar gelenlerdir.”
                                                          Otogo Times Gazetesi

“Türklerin aslında çok iyi kalpli insanlar olduklarını biliyorum.bunu kanıtlayan hatırladığım üç olay: on iki yaralı askerimiz,cephede Türk Kızılay ekibi tarafından bulunur ve esir alınmayıp yaraları sarılır.Kendilerine,sizinkiler  gelip sizi alırlar,denerek serbest bırakılırlar. İkincisi,bir Türk askeri,yaralı ve yürüyemeyen bir askerimizi bulur,yaralarını sarar ve onu kuytu bir yere yerleştirir.Arkadaşları tarafından bulunması gecikebilir diye de yanına su ve yiyecek bırakır.Üçüncüsü,yine bir Türk askeri,yaralı bir askerimizin yaralarını sardıktan sonra hemen gitmesini,yoksa bir alman subayı görürse her ikisini de vuracağını söyler.”
                                                         Avustralyalı çavuş H.D.COLLYER

“..Yaralı bir Avustralyalı,Türklere esir düşmüştür.İşaret vererek Türklerin kendisini iade edeceğini bildirir.Hemen bir sedye yollanır ve yaralı getirilir.Türk malı bir battaniyeye sarılı olan askerin,yaraları da düşman tarafından tedavi edilmiş ve kendisine çok iyi davranılmıştır.”
                                                         Albay O.L.STEELE

 

“...Bayraklar dalgalanıyor, borular öttürülüyor ve dalgalar halinde üzerimize geliyorlardı. Ben makineli tüfeği sabitleştirdim ve oturduğum yerde namluyu sağa,sola çevirerek ateş ediyordum. Nişan almıyordum ama ıskalamak olanaksızdı. İki yüz metre bile yoktu aramızda. Çok kalabalıklar ve arazinin kayalık olması nedeniyle yayılamıyorlardı. Bir açıklıktan geliyorlardı üzerimize. Biz bu uçtaydık ve onlar da öteki uçtan geliyorlardı. Ben ateş ediyordum, diğeri mermi şeridini tutuyor ve kutudan yeni şeritler çıkartıyordu. Diğerleri tüfekleriyle ateş ediyorlardı. Ateşin etkisini göremiyorduk, sanki büyük bir nesneye ateş eder gibiydik. Tek tek insanlar yoktu karşınızda. Her şey birden sona erdi ve önümüzde kimse kalmadı...”
                                                         Joseph CLEMENTS

 

“Türklerin içinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin üstünde olmalıydı,bizimki de en az onun kadar iriydi. Sanırım prestij için iri adamlarını seçmişlerdi. İkisinde de  beyaz bayraklar vardı. Ve ortada duruyorlardı.... Ben ölüleri gömenlerden biri değildim ama siperin kenarına oturdum ve bir süre sonra yanlarına gidip Türk’e sığır kavurması ikram ettim. Gülümsedi, çok sevinmiş göründü ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi. Jacko adını verdiğimiz  Türk askerlerinden ben de, bizimkiler de pek hoşlanmıştık. Onun için kötü bir söz söylendiğini duymadım, temiz dövüşürlerdi ve dünyanın en cesur insanlarıydı. En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı. Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda çok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık....”
                                                         Henry BARNES

"...Zamanla şunu anladım,Gelibolu'da biz yurdunu azimle savunan cesur bir millete karşı savaşmıştık..."
                                                        Alfred CLAPSON

 

"...Siper muhaberelerinde dünyada Türk Askerinin bir eşini daha bulmak mümkün değildir..."
                                                       William Edward ROLGARD

 

"...Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir.Şu talihsizliğe bakınız ki o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip  olmuştur..."
                                                      Llyod GEORGE ( İngiltere Başbakanı )

 

"...Bugün dünya denizlerinde görev yapmakta olan savaş gemilerinden hiçbiri Nusret ve onun denize döktüğü mayınlar kadar harbin gidişine ve düşmanın geleceğine etkili olacak bir başarı gösterememiştir..."
                                                      Winston Churchill

 

"...Dün geceki kesif sis sırasında bir Türk Torpitobotu aramıza sızıp Goliath zırhlısını torpitoladı.Düşman madalyayı haketti.Kahrolsunlar..."
                                                       General Ian HAMİLTON

 

"...Siperleri gezen bir İngiliz subayı siperlerin biraz ilerisinde gezinen Türk askerlerini görünce siperde bulunan Anzak askerlerine bağırarak,
-Onları niye vurmuyorsunuz? Deyince bir asker ona,
-Neden vurayım?Bana bir zararı yok ki! Diye cevap verir..."

 

"...Türkler çok müthiş insanlardı.Önümüzden bazen kanlar içinde yaralı olarak geçen Türk Esirleri,dimdik,gururla geçerlerdi..."
                                                        Ernest STOCONE (Fransız Gazisi )

 

"...Dünyada Türk'den başka din uğruna canını fedaya tartışmasız hazır bir asker ve millet yoktur.Her asker başına teslim olması için on Şiling yerine elli İngiliz Lirası teklif etsek yine de Türk Askeri onu suratımıza çarpar ve dünyaya rezil olurduk..."
                                                         
General Ian HAMİLTON

 


Fransızların Mezarlığı

fransa1.jpg (31049 bytes)
fransa.jpg (48470 bytes) fransa2.jpg (35070 bytes) fransa3.jpg (30934 bytes)

İngiliz Mezarlıkları

y3.jpg (19425 bytes)
y1.jpg (26446 bytes) y.jpg (50492 bytes) y2.jpg (28385 bytes)