![]() |
Hurafesiz,
Bagimsiz
Hayat Icin.... |
28/03/04
Zorbanizi Taniyin Funda
Yilmaz Her yerdeler, evde, iste,
okulda. Amaclari sizi ezerek kendilerini yuceltmek, sizin hayatinizi
kontrol ederek kendi hayatlarini anlamlandirmak. Davranislari ve
soyledikleri sozlerle sizin kendinize olan guveninizi yikip, size aci
cektirip, inanclarinizi altust etmek pesindeler! Ustelik tum bunlari ne
onlar, ne de siz farkinda bile olmadan yapiyorlar! Onlar,
anne-baba-ogretmen-arkadas-patron…Onlar,
ZORBA! … Onlar tacizci. Iste kullandiklari
yontemler: · Bilgisiz birakmak: Bilme hakkiniz olan konularda size bilgi vermezler. Aile butcesinin durumu, hastaliginizin durumu, ofiste sizden beklenen gorevleri ne zamana yetistirmeniz gerektigi, belli bir kuralin neden var oldugu gibi konularda sizi karanlikta birakirlar... · Surekli zitlasmak: Soylediginiz her seye karsi cikar, fikirlerinizin dogru olabilecegini kesinlikle reddederler. Fikirlerinizi ispatlamaya calistiginizda sizi kucumser, konuyu kapatir, aciklamalarinizi kaale almaz, alay ederler. · Duygulari kucumsemek: Kurban, kendine uygulanmakta olan siddet hakkinda sikayette bulunursa onu dinlemez; aksine, kurbanda bir bozukluk oldugunu one surer, psikolojisinin bozuklugundan gerceklik algilarinin yanlisligina kadar bircok konuda kurbani suclar ve elestirirler.”alingansin, olaylari abartiyorsun, herseyde art niyet ariyorsun, beni uzuyorsun...!” · Siddeti “saka” kisvesi altina gizlemek: Kelimeler ve davranislarda gizli siddeti kurbanin “yanlis anladigini”, aslinda “saka” yaptigini iddia ederek kurbanin algilarinda hata oldugunu one surer. · Bloke etme, farkli yone cekme: Kurbanin onemli olduguna inandigi ve tartismak istedigi konulari degistirerek, yok sayarak, savusturur. Kurban konuyu kapatmak istemeyince onu suclar, dislar. · Suclamak: Siddetten kurbani sorumlu tutar, sebebi onda arar. “Seninle herkes alay ediyor”, “Bunlari sen istedin”, “Sen uyumlu degilsin”, “Sen saygisizsin” gibi. · Kucumsemek: Kurbanin duygu, fikir ve basarilarini kucuk gostererek, kurbanin kendini degersiz hissetmesini saglamak. · Yok saymak: Kurbani duymazdan/gormezden gelme, basarilarini baskalarina atfetme gibi. · Tehdit: Her tehdit, aslinda bir kontrol aracidir. Kurbanin korkularini kullanarak onu ve hayatini kontrol altina almaya calismaktir. · Unutkanlik: Verilen sozleri, anlasmalari ve onceden yapilmis konusmalari “unutarak” kurbanin sorunlarini ortaya koymasini engeller. Kurbanin “caresizlik”, “zavallilik” hislerini guclendirir. · Reddetme: “Unutmak”tan daha guclu bir siddettir. Herhangi bir art niyet oldugunu, kurbana zarar verildigini reddeder. Kurbanin gercekleri algilama sekli ve muhakeme yetenegini gecersiz gorur. · Tacizci ofke: Zorba kisi sinirini desarj eder, kurbaninin uzerinde gucu oldugunu hisseder ancak kurbanin kaygi ve basarisizlik hisleri artar. · Hakimiyet kurma: Tacizci kisi, her zaman kontrolu kendi elinde tutabilecegi ortamlar yaratir. · Yonlendirme: Kurbanin sucluluk, korku, merhamet duygularini ve deger yargilarini kullanarak arzu ve isteklerinin aksine davranmasini saglar. “Beni uzuyorsun”, “Saygisizsin”, “Boyle giderse kariyer yapamazsin” gibi… · Tacizci beklentiler: Mantiksiz, haksiz ve insanustu beklentilerle kurbani ambale etme. Kurban ne yaparsa yapsin tatmin olmama. Kurbanin dinlenmeden calismasini, her seyi bilmesini, her istenileni saglamasini beklemek, cocugun aileyi gecindirmesini, kardeslerine bakicilik yapmasini beklemek gibi. Genelde tacizci kisi, kendini bir turlu tam olarak tatmin edemeyen kurbanini basarisizlikla, yeteneksizlikle, zayiflikla suclar. · Beklenmeyen karsiliklarda bulunmak: “Bir dakikasi bir dakikasina uymaz”, kurbani bir konuda desteklerken ertesi gun ayni konu yuzunden azarlar. Yukaridaki davranislara kimbilir siz kac kere maruz kaldiniz? Kac kere “ayiya dayi” dediniz? Kimbilir siz, kimlere zorbalik yapiyorsunuz? Sanilanin aksine, zorbalik sadece kadinlara ve cocuklara uygulanan bir siddet turu degildir. Arastirmalarda, kucuklugunde zorbaca davranislara maruz kalan hemen hemen tum kurbanlarin buyuduklerinde iktidarca kendilerinin altinda olan herkese ayni sekilde siddet uyguladiklari ortaya cikmistir. Kurbaninin kisiligini ve hayatini yavas yavas yok eden bu kisirdonguden cocuklarimizi korumak, kendimizi kurtarmak umuduyla…
|
||||||
19/03/04
Satilmislik Uzerine…. Funda
Yilmaz Gecenlerde
Emin Colasan’in bu yil yazdigi bir
yazisini okudum. Aziz Nesin’le yaptigi bir
soylesiye gonderme yapip, Nesin’in ‘‘Yazarin
emegini ve kazancini’’
söyle tanimladigini yaziyordu: Bu yazi bana “yazarligin
haysiyetini” dusundurttu biraz. Nesin’in
anlayisiyla kitap yazari olunabilir, ufak tirajli gazete/magazinlerde kose
yazari olunabilir ama buyuk bir organizasyona bagli yazi yazmak cok zor.
Ozgur dusunceye en cok deger veren ve onu korudugunu iddia eden ABD’de,
Avrupa’da bile dergiler, gazeteler belli kitlelere hitap edebilmek icin
o kitlelerin dusunce sistemlerinin disina cikmiyorlar. Turk basininda
bunun biraz daha kirli, ozgur dusunceyi biraz daha ayaklar altina alan,
biraz daha aleni bir sekilde yapildigini sagdan sola tum medya calisanlari
kabul ediyorlar, yazilarinda yazip soylesilerde itiraf ediyorlar. “Ya
boyle yapacagiz, yada isimizi kaybedecegiz” diyorlar. Hak vermemek
mumkun degil. Ne var ki, yazarlar da kendi adlarina
ticarete basladiklari zaman, isler iyice bulaniyor. Editor ve gazete
sahiplerinin ortaya koydugu dusuncenin disina cikmamak icin bazi
konulardan uzak durmak soyle dursun, yazarlar, destekledikleri sirketlerin,
dusunce gruplarinin tezahuratini yapmaya basliyorlar. Haberler
carpitiliyor, yorumlardan onemli ayrintilar cikariliyor. Etiketler ve
gruplar uretiliyor. Onyargilar asilaniyor. Bir yazar gercegi aramak yerine kendi
gercegini kabul ettirmenin yollarini aramaya basladigi zaman, gercek
denilen seye verilen zararin buyuklugune sasarsiniz! Halkin kahramani yazarlar. Can yoldasi,
sirdasi…Onun dusunemediklerini dusunen, soyleyemediklerini soyleyen sesi,
gozu, kulagi, kalbi … Halk, yazarlara guveniyor, inaniyor. Nesin’in
tuccar dedigi, bugunlerde bizlerin satilmis dedigimiz yazarlar iste bu
guveni, bu inanci satiyorlar. Halkin en cok ihtiyac duydugu sey olan gercegi
yok ediyorlar. |
||||||
19/03/04 Ogrencilerin Protestosu Funda
Yilmaz Gazeteleri okurken YOK’u protesto etmek
isteyen bir grup genc hakkindaki habere rastladim. Buna gore, ogrenciler,
sessiz eylem yaptiklari icin disiplin cezasina carptirilmislar, bu cezayi
protesto icin agizlarina bant yapistirip okul merdivenlerine oturma eylemi
yapmislar. Merdivenlerdeki sessizlik eylemini gerceklestiren 5 ogrenci bu
yuzden okuldan atilmis; ogrencilerden biri dava acip bu davayi kazaninca
ogrencilik statusu iade edilmis. Diger ogrencilerden biri ise dava acmakta
geciktigi icin ogrencilik statusunu geri alamamis. Bu olaylar zincirinde sorun nerede diye bakinca… Nerede degil ki? Diyorsunuz. Benim aklima gelen bazi sorular:
|
||||||
|
19/03/04 Yaptiklarimiz, Yapacaklarimizin Teminatidir! (TRT'de Kadinlar) Funda
Yilmaz Iste en acik, en tartisma goturmez orneklerden biri: TRT’de yonetici kadrosuna sahip 13 kisi,
ayni kararnameyle gorevden aliniyor. Resmi aciklama olarak “bir kisminin
emekliliginin geldigi” bir diger kisminin ise “daha onceki
yonetimlerde ise alindigi” gerekceleri veriliyor. Genel Müdür *enol
Demiröz, olay hakkinda yaptigi bir roportajda "Kadinlar arasinda sürekli
çekisme vardi. Verim düsüyordu” diyerek konuya yeni bir sebep
getiriyor.
Bu olay AKP ve icraatlari hakkinda size ne
soyluyor?
Insan haklari koruyucularimiz bile bu gercekleri benimsemedikce, sade vatandastan ve iktidar sahibi hukumetten bu medeniyeti nasil bekleriz bilemiyorum.
|
|||||
Gecmis yazilar: |
||||||
|