Bölüm 2
Telefon konusmasindan bir saat sonra Onur ve Selim, yüksek sesle dinledikleri müzigin keyfini çikariyorlardi.
Onur, kaykildigi koltukta perçemiyle oynuyordu. Önce parmagina doluyor sonra da saçinin ne kadar uzadigini görmek için yukariya dogru bakip, berbere gitmek zorunda oldugunu hatirlayarak dudagini büküyordu.
Selim de kanepede uzanmis, sarkilara eslik ediyordu. Yüzüstü yatmis ellerini de basinin altinda birlestirmisti. Tipki masaj yaptiran insanlar gibi yatmisti. Gerçekte ruhunun sikilastirici ve yenileyici bir masaja gereksinimi vardi.
Sonra Onur'a bakti. Onunla konusabilmek için bu kez sirtüstü uzandi. Onur'un esofman alti ve body kombinasyonunu inceledi.
Izlendigini farkeden Onur sordu:
"Ne?"
"Ne zaman yaslanacaksin?"
Onur'un gururu oksanmisti. Siritmasina engel olmaya çalisarak:
"Bunu bilemiyorum; ama ne zaman, senin yasina gelecegimi soruyorsan 6-7 yil kadar beklemen gerekiyor.Ki o zaman sen bu sordugun soruyu çoktan unutmus olacaksin"
Onur dogrulup, anlatmaya basladi:
"Ben bu arada dördüncü albümümü çikarmis olacagim. Gümüssuyu'nda, ya da yok vazgeçtim, Ortaköy taraflarindaki evimin terasindan sana telefon edecegim. Selim hadi gel kahvalti ederiz, birer "drink aliriz" diyecegim..."
Drink aliriz lafini duyunca Selim gülmeye basladi. Onur devam etti:
"...ama sen bana telefonda "hayir gelemem çünkü beni yine terketti; bu yüzden evde oturup kendime bir süre daha, yaklasik 1 ay kadar, acimam gerekiyor" diyeceksin"
Onur'un tavri netti. Selim bir an için unuttugu derdiyle burun buruna geldi.
"Of!.. Bora ne zaman gelecek acaba?"
"Bora'dan medet umuyorsun ama bu defa, O'nun da benimkilere benzer seyler söyleyecegini adim gibi biliyorum.Al iste buraya yaziyorum"
Onur parmagini yalayip, sehpanin üzerine bir çizgi çizdi. Sonra Selim'e dönüp.
"Ne zamandir toz almiyorsun sen?"
Selim omzunu silkti. Sonra cebinden çikardigi mendille sehpayi silen Onur'a:
"Annem görse seninle gurur duyardi. Belki seni evlat edinirdi. Hep bir kiz istemis zaten" dedi.
Onur duymazdan geldi. Sonra müzik setine yaklasip ses açma dügmesinin üzerinde bekletti parmagini ve sarkinin bekledigi yeri geldiginde sesi iyice açti..
"...bilseydim kalbimi sana vermezdim.dertliyim arkadas haberin var mi?"
Sonra kisti.
Selim, Onur'un O'na karsi olan duygularini iyi biliyordu. Üç sene önce çok içtikleri bir gece ikisinin de sonradan hiç söz etmedikleri bir öpüsme yasanmisti. Ancak Onur'un az önce dinlettigi sözleri, o geceye ve kendisine olan platonik askina degil de su an yasadigi kalp kirikligina yordu.
"Açip telefonda bu sarkiyi ona dinletelim istersen!"
Onur'un bu sözü Selim'i hakli çikardi. Bir arkadas olarak yanindaydi ve güçlü olmasi, üzülmemesi için ugrasiyordu.
"Ajda O'nun tarzi degil" dedi Selim. "Umursayacagini sanmiyorum, öyle olsaydi... Bosver...Olmuyor ne yapalim..."
Onur yerinden kalkti ve abartili mimiklerle
"Selim? Iyi misin? Su an seytan seni ele geçirmis durumda. O'nu içinden atmalisin! Sana tuhaf sözler söyletiyor! "
"Yalan mi söylüyorum?"
"Hayir ama, O'nunla yürümedigini anlamak için biraz fazla bekledin"
"Hatice'ye degil neticeye bakalim"
"Hatice dünya ahiret bacim olsun"
Gülüstüler.O sirada Ajda da bir sonraki sarkiya geçmisti.
"Cd için tesekkür ederim"
"Rica ederim. Hatta 5 milyon rica ederim"
"Uyuz!"
~~ 2. Bölümün Sonu ~~
1. Bölüm için Tiklayin 3. Bölüm için Tiklayin
|