-ÇAĞLAR
BOYU İMTİHAN-
HOR BAKMA BU TOPRAĞA,
ALTINDA KİMLER YATAR?
HANİ BUNCA ENBİYA?
YÜZBİNLERCE PEYGAMBER YATAR!
SIRTI İLE KUM TAŞIYAN,
GÖZYAŞI İLE YOĞURAN,
KÂBE’YE BİNA KURAN,
İBRAHİM PEYGAMBER YATAR.
KARDEŞLERİ TARAFINDAN KUYUYA ATILAN,
ESİR PAZARLARINDA “KÖLE” DİYE SATILAN,
SONRA MISIR’A SULTAN OLAN
YUSUF PEYGAMBER YATAR.
DOĞUNCA SECDEYE KAPANAN,
“ÜMMETİM” DİYE HAKK’A YALVARAN
ÜMMETİNE SIRATI MÜSTAKİMİ BIRAKAN
HZ.MUHAMMED MUSTAFA YATAR.
Burada anlatılanlar bir özettir. Özeti
aktarılan konunun tamamı ayetlerden oluşmaktadır. Ayetleri bu özetin
sonuna alıyoruz Önce bu özeti okuyup, ardından da ayetleri
dikkatli bir şekilde okuyacak olursak, Kur’anın verdiği ilahi
mesajı alırız inşaallah. Bu özette sunulan olay bugün Nemrut
Dağı olarak bilinen yerde geçmektedir.
İbrahim (as) 18 yaşında bir
delikanlı iken babası Azer’i ve çevresindekileri Allah’a
kulluk etmeye davet ediyordu. Hem de öyle ikna edici metodlarla yapıyordu
ki davetini, tezine akıl ve düşünce yoluyla itirazda bile
bulunamıyorlardı. İbrahim(as)’ın babası Azer Nemrut’un
Puthane bakanı idi. Kavminin tamamı “Sabiin” denilen, gök
cisimlerine tapan putperest insanlardı. Gök cisimlerin yeryüzünde
sembolü saydıkları pek çok putları vardı. İBRAHİM(as)
:”Konuşmayan, yemeyen, içmeyen bu heykellere niçin tapıyorsunuz?”
KAVMİ; “Biz atalarımızı bu
yolda bulduk, onların yolunda gitmeye devam ediyoruz”
İBRAHİM(as) :”Atalarınızın yolu yanlış idiyse, bile bile
onların gittiği kötü sonuca sizde mi gideceksiniz? Yazık değil
mi size? Bırakın bu yanlış yolu, alemlerin Rabbi olan Allah’a
kulluk edin!”
KAVMİ: “Şayet atalarımıza daha fazla dil uzatacak olursan,
mutlaka onlar seni çarpalar.”
Nihayet kavminin bir bayram günüydü. Adetleri gereği evlerindeki
yemekleri puthaneye getirdiler ve putların önlerine bıraktılar.
Kendileri bayram yerine gittiler. Bir müddet sonra geri dönüp
putlarının önüne bıraktıkları kutsanmış ve bereketlenmiş
yemekleri geri alacaklar.
KAVMİ: “İbrahim, sende bizimle bayram yerine gelmiyor musun?”
İBRAHİM; gökyüzüne doğru
bakarak “Bana birşeyler oluyor” dedi ve bayılıverdi.
KAVMİ: “İşte bizim putlarımız , kendilerine hakaret edenleri
böyle çarpar” Onlar bayram yerine gidince, İbrahim (as) da doğru
puthaneye gitti. Eline bir balyoz alarak, diğer bütün putları kırdı,
sadece en büyük olan putu bıraktı. Ve balyozu da en büyük
putun omzuna asıp, puthaneden gitti. Yemeklerini almak için bayram
yerinden geri gelen kalabalık putlarının perişan halini görünce
krizler geçirdiler. Kendi kendilerine soruyorlardı;
SORU. “Kim kırdı putlarımızı”
CEVAP: “İbrahim adında bir genç
putlarımız aleyhinde fazlaca konuşuyordu, sakın o yapmış olmasın?”
KAVMİ:”Getirin o genci buraya”
ve İbrahim ( as) getirilir.
KAVMİ: “İbrahim, putlarımızı
kim kırdı?”
İBRAHİM (as): “Balyoz büyük
putun omzunda olduğuna göre, o kırmış olmalı.”
KAVMİ :”Büyük put neden kırsın
İbrahim?”
İBRAHİM (as) :”herhal de, kendisi
gibi büyük bir put dururken, küçük putlara ibadet edilmesine kızmıştır.
Kıskandığı için kırmıştır onları”
KAVMİ: “İbrahim, putlar taştandır.
Putlar konuşmazlar, işitmezler, kıskanmazlar ve hissetmezler; sen
bizimle alay mı ediyorsun?”
İBRAHİM(as) :”Ey kavmim...konuşmayan,
işitmeyen, kıskanmayan, hissetmeyen ve kendilerini bile korumaktan
aciz olan bu putlara ne diye tapıyorsunuz? Kendisine faydası
olmayanın sizlere hiç faydası olabilir mi?
Kavmi putlarının intikamını almak
ve herkese örnek olması için İbrahim (as) ı ateşte yakmaya
karar verdiler. Çok büyük bir ateş yaktılar. Bütün insanları
toparladılar. O kadar büyüktü ki ateş, İbrahim (as)ı mancınıkla
attılar ateşe. İbrahim (as) ın düştüğü ateşin içindeki
yer, çimenlik ve serin bir duruma dönüştü. Nasıl dönüşmesin
ki, çünkü Allah emretmişti : "Ey ateş! İbrahim için
serinlik ve esenlik ol!" dedik. (Enbiya-69) İbrahim (as)ın
ateşin içerisinden yürüyerek çıktığını gören kavmi iman
etmemişlerdi, hatta babası bile. Bir tek Hz.Lut iman etmişti. Diğerlerinin
tamamı imtihanı kaybettiler.
SORU. :”Şayet o mucize karşısında bugünün insanı olsaydı
iman eder miydi?”
BUGÜN İBRAHİM AS.IN KIRDIĞI
PUTLARI GÖRMEK İSTEYENLER NEMRUT DAĞINDAKİ BURNU KIRIK,
KULAKLARI KOPMUŞ, GÖZLERİ ÇIKMIŞ, HEYKELLERE BAKSINLAR. İBRET
ALSINLAR. Bir de kendi kendilerine sorsunlar:”BİNLERCE YIL ÖNCE
BU PUTLARA TAPANLARLA, BUGÜN BU HARABERE “DÜNYANIN 7 HARİKASINDAN
BİRİ” DİYE HAYRANLIK DUYANLARIN ARASINDA NE FARK VARDIR?”
İbrahim (as)ile ilgili ayeti
kerimeler:
Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü
vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.(Enbiya-51)
O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz
heykeller de ne oluyor? demişti.(Enbiya-52)
Dediler ki: Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler
bulduk(Enbiya-53 )
Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz,
dedi.(Enbiya-54)
Dediler ki: Bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri
misin?(Enbiya-55 )
Hayır, dedi, sizin Rabbiniz, yarattığı göklerin ve yerin de
Rabbidir ve ben buna şahitlik edenlerdenim.(Enbiya-56)
Allah'a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza
bir oyun oynayacağım!( Enbiya-57)
Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü
bıraktı; belki ona müracaat ederler diye(Enbiya-58)
Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir,
dediler.(Enbiya-59)
(Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine
İbrahim denilirmiş, dediler.(Enbiya-60)
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin.
Belki şahitlik ederler(.Enbiya-61
) Bunu ilâhlarımıza
sen mi yaptın ey İbrahim? dediler.(Enbiya-62)
Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer
konuşuyorlarsa! dedi.(Enbiya-63 )
Bunun üzerine, kendi vicdanlarına dönüp (kendi kendilerine)
"Zalimler sizlersiniz, sizler!" dediler.(Enbiya-64)
Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların
konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.( Enbiya-65)
İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda
ve zarar vermeyen bir şeye hâla tapacak mısınız?(enbiya-66)
Size de, Allah'ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh
olsun! Siz akıllanmaz mısınız?( Enbiya-67) . (Bir kısmı:) Eğer
iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin!
dediler.(Enbiya-68 )
"Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
(Enbiya-69)
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok
hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.(Enbiya-70 )
Biz, onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler
verdiğimiz ülkeye ulaştırdık. Enbiya-71
Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere
Ya'kub'u lütfettik; herbirini salih insanlar yaptık.(Enbiya-72)
Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık
ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât
vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden
kimselerdi.(Enbiya-73)
İbrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü
nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa
inanmadın mı? dedi. İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin
mutmain olması için (görmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah:
Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip
parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da
onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir,
hakîmdir, buyurdu. Bakara-260
İbrahim, ne yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir
tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
A.Imran-67
İbrahim, babası Âzer'e: Birtakım
putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de
apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti. Enam-74
İbrahim'in babası için af
dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun
Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı.
Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.
Tevbe-114
İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı
yanık, kendisini Allah'a vermiş biri idi.Hud-75
Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım!
Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin
taparsın?(Meryem-42)
Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise
bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.(Meryem-43)
Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok
merhametli olan Allah'a âsi oldu. Meryem-44 Babacığım! Allah
tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan
korkuyorum. Meryem-45
(Babası:) Ey İbrahim! dedi, sen
benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen,
andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur! Meryem-46
İbrahim: Selam sana (esen kal), dedi, Rabbimden senin için mağfiret
dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır. Meryem-47
Sizden de, Allah'ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor
ve Rabbime yalvarıyorum. Umulur ki (senin için) Rabbime dua
etmemle bedbaht (emeği boşa gitmiş) olmam. Meryem-48
Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden
uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Yâ'kub'u
bağışladık ve her birini peygamber yaptık. Meryem-49
Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek
bir şöhret nasip ettik. Meryem-50
(Rasûlüm!) Onlara İbrahim'in
haberini de naklet. Şuara-69
Hani o, babasına ve
kavmine: Neye tapıyorsunuz? demişti. Şuara-70 "Putlara tapıyoruz
ve onlara tapmaya devam edeceğiz" diye cevap verdiler. Şuara-71
İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?Şuara-72
Yahut size fayda ya da zarar verebiliyorlar mı? Şuara-73 Şöyle
cevap verdiler: Hayır, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.
Şuara-74
İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın;
neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü? Şuara-75*76
İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi
(benim dostumdur);Şuara-77
Beni yaratan ve bana doğru yolu göster.
|