İFADE USULLERİ

      Her şeyde olduğu gibi konuşmakta da yani ifade usulünde de uyulması gereken sünnetler vardır. Malumdur ki söz bir oka benzer. Hedef doğru alınırsa,amaca ulaşılır.
      Nice doğru konuşan,doğruyu söyleyen insanlar vardır ki,ifade şekillerine önem ve ehemmiyet vermedikleri için,dinleyenleri olmaz. Bu durumla alakalı Yunus Emre diyor ki:

                       ”Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı

      Söz ola ağılı aşı/Yağ ile bal ede,bir söz” Yine bir başka sözde ise”Ah dilim dilim,seni dilim dilim dileyim, /Ne geldiyse başıma hep senden bileyim” denilerek yerinde konuşmanın önemi anlatılmıştır. Hz.Ali Ef.(Kv) de bu konuyla alakalı olarak”Söylememiş olduğun bir söz senin esirindir. Ancak söylediğin her sözün esiri sensin!”buyurmuştur.
      Rabbim Teala Hz.leri tüm ümmet-i Muhammed’i yerinde söz söyleyip,doğrudan şaşmayanlardan eylesin.
      Şimdi gelelim konuşmakta riayeti önemli olan sünnetlere:

1-Öncelikle ses tonu ayarlanmalı ve yumuşak,tatlı bir ses tonuyla konuya girilmelidir. Her zaman için yüksek,sert ve aşağılayıcı ses tonları kullanmaktan sakınılmalıdır. Lokman suresinin,19.cu ayeti kerimesinde”Yürüyüşünde mütevazi ol ve sesini alçalt!Çünkü seslerin en çirkini elbette ki hımarların sesidir.” Buyurularak bu konu açıklanmıştır. Özelliklede İslam için bir şeyler anlatmak isteyen insanların buna çok riayet etmesi gereklidir. Çünkü Allahü Teala Musa (as)’ı firavuna gönderirken” Firavuna gidin,çünkü o hakikaten azdı-Varın ona yumuşak söz söyleyin,olur ki nasihat dinler veya korkar.”(Ta-ha suresi;43 ve 44.cü ayetler) buyurarak firavun gibi azgın bir cani ve kafire bile yumuşak şekilde konuşulmasını emr etmiştir.
      Unutulmamalıdır ki :”Nezaket ve mülayemet,nereye girerse orayı süsler, Şiddet ve kötü söz ise girdiği yeri kirletir,çirkin gösterir.”

2-Güler yüzlü olmalıdır. Bu ise önemli bir muaşeret kaidesidir. İsra suresi,17.ci ayeti kerimede Allah’ü Teala Hz.leri ”Kullarıma söyle(herkesle) en güzel bir şekilde konuşsunlar” buyurmuştur.

3-Konuşmaya başlamadan önce,Allah adı ile başlamalıdır. Yani besmele veya hamd etmek gibi.

4-Konuşulacak olan konunun iyi anlaşılabilmesi için,o konu ile alakalı olarak gerekli bilgiler daha önceden hazırlanmalıdır. Mesela ayetler,hadisler,büyük zatların hayatlarından misaller ve uygun olan güzel sözler gibi...

5-Yaldızlı sözler söyleyerek,malayani mahiyetinde (yani dünya ve ahirete yaramayan sözler) hikaye,fıkra,masallar anlatmak;başkalarını güldüreceğim diye Allah ve Rasulünün hoş karşılamadığı dinen ve edeben müsait olmayan sözler sarfetmek hakiki bir müslümana yakışan haller değildir.

6-Bir konu hakkında İslam’ın emirleri hususunda konuşulurken,şayet o konu ayıba çağrıştırım yapan kelimeleri içeriyorsa,o kelimeler yerine kinaye lafızlar kullanılmalıdır ki;bu da Kur’an-ı Kerim’in üslubundandır. Allah’ü Teala Hz.leri Nisa suresinin 148.ci ayeti kerimesinde “Allah zulme uğrama hariç çirkin sözün açıkca söylenmesini sevmez. Allah her şeyi bilici ve her şeyi işiticidir.” Buyurmuştur.

7-Hayırlı olmayan yerde susmak ve susmanın değerini bilmek en önemli hususlardan biridir. Lokman Hakim’in oğluna “Evladım!Sustuğum için hiçbir zaman pişman olmadım” dediği rivayet edilmektedir.

8-Bilmediği ve malumatı olmadığı konularda ise mü’mine düşen susmaktır. Çünkü söyleyeceği bir söz kendisini zor duruma düşürebilir. Bilmeyerek ayeti kerime ve sünneti Rasule muhalif olacak bir söz söyleyerek imanına zarar getirebilir.

9-Karşısındaki muhatabının kalbini kırmamaya ve onurunu incitecek bir söz sarf etmemeye azami derecede dikkat etmelidir. Çünkü mü’min kalp kırmanın Kabe-i muazzama’yı yıkmaktan daha kötü olduğunu bilir.

      Bu konu hakkında daha çok ve geniş bilgiler var. Ancak en lüzumlu olanlarını kısaca almaya çalıştım. Dileğimiz o ki;ister günlük hayatta, isterse şu sanal alemde,nerede olursak olalım fiiliyatımızla hakiki bir mü’min gibi davranarak kalp kırmadan,kimseyi incitmeden ahiret yurduna gidebilelim. Ve unutmayalım ki ağzımızdan çıkan her söz hesabı istenmek üzere zapt olunmaktadır.