TURKİYEONLİNE İLE RÖPORTAJI |
MUHTEŞEM BİR ALBÜM HAZIRLADIM Bu sözler ikinci albümüyle iddialı bir giriş yapmaya hazırlanan Gülhan'a ait. 2. albümüyle sıkı geldi. "Dokun bana" yarışmasının müziğiyle de hatırladığımız Gülhan ile çok samimi, çok sıcak ve içten bir sohbet gerçekleştirdik. Karşımda şarkıcı kimliğiyle oturduğuna bakmayın, kendi poster, cd ve fotoğraflarını kendisi hazırlayıp bizlere verecek kadar doğal ve albümünden konu açıldığında gözleri ışıl parlayacak kadar heyecanlı bir insan. Yolun açık olsun Gülhan, başarılar... Bu ikinci albümünüz, yeni bir start, ekranlarda pek görünmüyorsunuz, neden? Ekranlarda görünmememin sebebi, promosyon eksikliğiden dolayıydı. O zamanki firmam maalesef bu konularda çok zayıftı. İlk albümümün ilk klibinden sonra da farkındaysanız ikinci klibimi çekmedim, gerçek yansıtmak istediğim tarzımın bu olmadığını farkettim. Bu albüm daha çok yeni...canlı bir tanıtımla geliyor, belki de bir zaman sonra artık izlemekten bıkabilirsiniz. "Dokun bana" yarışmasının isminle de bağdaşan bir parçan var, nedir bunun özü? Bir promosyon çalışması mı? Her şeyden önce dinleyenler zannediyorlar ki o şarkı yarışma için yapıldı. Çok yanlış, bu albüm sekiz ay önce bitmiş, tamamlanmış bir albüm, 2000 Aralık ayında tamamlandı ve bugüne kadar da bekledim, önce telif hakları problemi ardından ekonomik kriz...bu yüzden askıya aldık, Eylül-Ekim ayı gibi çıkmasını planlıyorduk. Dokun Bana adlı bir yarışma ortaya çıkınca ve benim de böyle bir parçam olunca, çok büyük bir tesadüf eseri yarışmanın ilk aşamasına çıktım, ertesi gün firmama çok büyük bir talep gelince artık yarışmanın orjinal parçası olmuştu bile...bizlerde Eylül'de çıkmasını planladığımız bu albümü biraz öne almış olduk. Böyle bir yarışmanın az ya da çok etkisinin olması, ilk çıkış zamanları için bence bir artı... Yo, ben böyle bir yarışma olmasaydı da albümümle ilgili çok iyi tepkiler alacağımı ve iyi yerlere geleceğimi biliyordum. Yavaş yavaş olacaktı ama, bu daha da hızlandırdı, belki bir şans oldu. Hani dedin ya ilk albümde bu ben değildim diye, bu albümde sen sen misin? Bu ben değildim derken o zamanki albümün tarzı rock idi biliyorsunuz. Ancak yapabildiğim rock beni mutlu etmedi. Güzel bir şey çıkmadı ortaya, o zamanki plak şirketimin isteği doğrultusunda gelişmişti zaten. Zaman geçtikçe "ya Gülhan aslında sen dans etmeyi daha çok seviyorsun, şu zamanda da gündemde olan müzik tarzları club ve disko revaçta" dedim. Bu şekilde bunun albüme daha çok yansıdığını düşünüyorum, çünkü bu albümde rock da var, dans da var. Bu tarzda da gitmeyi düşünüyorum. Çok canlı bir döneme rastladın, bu seni endişelendirmedi mi? Aslına bakacak olursan Eylül'de öyle bir albümler geliyor ki, esas o zaman bak piyasaya. Şu anda sana sayamayacağım kadar çok albüm Eylül'de geliyor. Bu benim için belki de avantaj oldu, o kadar hengamenin arasında istediğim değeri bulamayabilirdim. Bir de bu sene bir şeyler değişti, normalde yaz aylarında albüm çıkmazdı, bu sene artık herkes albümlerini yaza getirmeye gayret sarfetti. Patlama oldu diyebiliriz. Kendi albümüm için konuşacak olursak ben Sonbahara kaldı diye üzülüyorken yaz aylarına yetişti, her şey yerli yerine de oturdu zaten. Yarışma sana şans da getirdi... İlk başlarda evet ama bundan sonrası için albümüme zaten çok fazla güveniyorum. Ben diyorum ki albümüm çıktı, alın ve dinleyin. İnanamayacaksınız, çünkü "Dokun bana" onlardan sadece bir tanesi. Hepsi de birbirinden mükemmel şarkılar. Şarkı söylerken ayrı bir tarzın ve ses tonun var, daha hakim müziğe...birilerine benzetenler var mı? Sesimin tokluğundan dolayı Zerrin Özer'e benzetenler var. Bu da bana özel geliyor aslında çünkü, Zerrin Özer bugün Türkiye'nin en iyi seslerinden biri. Küçüklüğümden beri aynı tınıya sahibim. Aslında beni görenler, "allah allah bu ses senden mi çıkıyor?" diyebiliyorlar ama, şaka bir yana normalde de sesimi çok beğenenbir insanım, insanları etkileyebiliyor. Dediğin gibi müzikte kaybolmayan, bilakis müziği ortaya çıkaran bir sesim var. Mutfakla aran nasıl? Çok güzel bir soru bu. Zaten Yengeç Burcu'yum. Yengeç Burcu'da zaten insanlara hizmet etmeye bayılan, evine sadık, bağlı bir burç. Bu yüzden de mutfakta geçirdiğim zamanlar çoktur. Yemek yemeyi çok fazla sevmiyorum. Bazen çok kaçırıyor ama kilo da almıyorum. 50 kilonun üzerine çıktığımı bilmem. Sevdiklerin için özel sofralar hazırlar mısın? Çok güzel sofralar hazırlar, çok güzel kısırlar hazırlarım. Göçmenlik var mı? Arnavut'um, göçmenim. Bunu daha önceden biliyor muydun? Hayır yoktu, ben de anne tarafımdan göçmenim, yemeğe bu kadar düşkün olunca vardır bir şeyler diye tahmin ettim. Moda ile aran nasıl? Giyinirken hangi markaları tercih ediyorsun? Bir marka bile veremeyeceğim. Yeri geliyor pazardan bile alışveriş yapıyorum. Gözüme hoş gelen ve bu benim olmalı diyebeildiğim her şeyi almaya çalışıyorum. Kendini güzel buluyor musun? Kesinlikle kendimi güzel buluyorum. Çok çok güzelim, çok estetik bir yüze sahibim diyemiyorum ama, çok karakteristik bir yüze sahip olduğumu düşünüyorum. Hayatımın yüzde doksanında kendimi beğenmişimdir ama, bazen "neye benziyorsun böyle" deyip kalktığım sabahlar da olmuştur. Gardırobunda olmazsa olmaz dediğin şeyler var mı? Bir kere blue jeanlerim, t-shirtlerim ve spor ayakkabılarım. Spor bir tarzın ver zaten... Günlük hayatta daha sportif olmaya gayret ediyorum. Elbise falan giymez misin? Elbise falan giyemiyorum ama, bazı çevrelerden gelen istekler var, birkaç televizyon programı ve çekimlerde elbise ve etek giymem gerektiğini söylüyorlar, ben de benim tarzıma yakışan, şöyle koca yıldızlı bir şeyler giymeyi düşünüyorum, ama pantolonla daha rahat ediyorum. Alışverişle aran nasıl? Neler almayı seversin? Mutfak alışverişlerini yapmayaı çok seviyorum. İlla yemeklik şeyler değil, yemek alışverişine de sık çıkarım ama, küçük mutfak eşyaları almayı çok seviyorum. Rejim yapıyor musun? Ekrandan zayıf görünüyorsun, karşı karşıya geldik, çok daha zayıfsın... Aslında ilginç, ekranda göründüğüm gibi olduğumu söyler herkes ama, evet zayıfım,ama uyguladığım reji ANASAYFA |