AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ SAYFASI
aihm kararlar-makaleler-araştırmalar

TBKP-SP-RP hakkındaki AİHM kararlarının değerlendirilmesi

hacı ali özhan

A)AİHM RP davasın da,

"......parti yöneticilerinin şiddeti çağrıştıran söylemleri,
parti hedeflerinin demokratik kurallara aykırı olduğu,
refah partisinin islami kurallara yönelik eylemleri yüzünden Şeriattan soyutlanmasının mümkün olmadığı,
sivil barışı ve demokratik rejimi riskli hale getirdiği,
yaptırımların demokratik toplum korunması için vazgeçilmez bir sosyal ihtiyaç olarak değerlendirilebileceği,
laiklik ilkesine farklı bir içerik kazandırma bahanesiyle inanç ayrımcılığı temelinde çok hukuklu bir sistem ve AİHS in temel değerlerine açıkça aykırı olan bir şeriat devleti kurma istekleri,
iktidara gelmek ve kalmak için güce başvuracakları yönünde bir şüphe olduğu,
iç barış ve demokratik rejimi tehlikeye atacak siyasi bir hedefin gerçekleşmesini eylemler somut hale dönüşmeden önlenebileceği,

gerekçesiyle Türkiye’yi AİHM’si haklı bulmuştur. Yani sözleşmenin 11 maddesini Türkiye ihlal etmemiş demektedir.

B) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye Birleşik Komünist Partisi davasında,

terörle ve sözleşmeyi tahribe yönelik eylemler için somut deliller,
sözleşmenin meşru amacıyla orantılı,
demokratik bir toplumda gerekli olmadığına karar vererek 11. Maddenin ihlal edildiğine karar vererek Türkiye yi mahkum etmiştir. Gerekçesin dede,

-türk toplumu ve devleti üzerinde gerçek bir tehlike yarattığını gösteren somut bir delil ortaya konulmadığı,

-türk-kürt ayırımı yapılmasına rağmen şiddete başvurmanın benimsenmediği,

-bir siyasal grubun sırf bir kısım halkın durumunu kamuoyu önünde tartışmak ve herkesi tatmin edecek bir çözüm bulunması amacıyla siyasal hayata katılmak istenmesinin ,

-engellenmesinin haklı görülmediği

yolunda değerlendirmeler yapılmıştır.

Karar da aynen;

“.........Bir politik partinin programının alenen açıklanmasından farklı hedef ve niyetleri saklaması olasılığı dışlanamaz. Bundan emin olmak için bu programın içeriği ile sahibinin eylemleri ve tutumlarını karşılaştırmak gerekir...herhangi bir somut eylem olmadan TBKP’ in kapatılmasıyla,sadece ifade özgürlüğünün kullanılmasından kaynaklanan bir davranış cezalandırılmış olmaktadır

“Divan’ ın görüşüne göre, demokrasinin temel özelliklerinden birisi bir ülkenin karşılaştığı sorunları, şiddete başvurmaksızın diyalogla çözme olanağı vermesinde yatar. Demokrasi ifade özgürlüğü ile beslenir. Bu ilişki altında bir politik oluşum sadece bir devletin bir kısım halkının kaderini aleni olarak tartışmak istemesi ve demokratik kurallara saygı içinde tüm ilgilileri tatmin edecek çözümler bulma amacı ile politik yaşama katılmak istemesi nedeni ile endişe duyulmamalıdır”

“Kendi kaderini tayin hakkı konusunda ise, TBKP programı, sorunun çözümünün politik olduğunu, kürt ulusu üzerideki baskının ve ayrımcılığın sona ermesi için .......programa göre kürt sorunu ancak ilgili taraflar düşüncelerini özgürce ifade edebilirlerse sorunları çözmek için her türlü şiddete başvurmayı reddetmekte anlaşırlarsa ve öz ulusal kimlikleri ile politik hayata katılabilirlerse çözüm bulabilir........”denilmektedir.

C)AİHM’ i Sosyalist Parti hakkında, Aynen;

“...Anayasa Mahkemesi Perincek’i konuşmalarında ulusu kürtler ve türkler olarak ikiye ayırması, azınlıkların, türk ulusunun birliği ve devletin topraklarının bölünmezliğine karşı bir türk - kürt federasyonunun kurulmasını savunması nedeniyle suçlu bulmuştur. Kesinlikle SP bölücülük yapmaktadır.

Mahkemeye göre birlikte okunduklarında söz konusu beyanlar, demokratik kurallara saygılı olarak içinde türklerin ve kürtlerin eşit ve kendi iradeleri ile temsil edilecekleri bir federal sistemi kurmayı amaçlayan bir siyasi planı sunmaktadır.

Dogal olarak burada kürt halkının kendi kaderini kendi tayin etme ve ayrılma hakkı da yer alıyor ama, metin bütünlüğü içinde okunduğunda, bu ifadelerde kullanılan sözlerin Türkiye den bir ayrılmayı teşvik etmemekte ama önerilen federasyonun referandum yolu ile belirlenecek kürtlerin onayı olmadan gerçekleşmeyecektir. Mahkemenin görüşlerine göre, böyle bir siyasi planın türk devletinin mevcut ilkeleri ve kurumları ile çelişir olması, onun demokratik kurallara ters olduğunu göstermez. Demokrasinin özünde, demokrasinin kendisine zarar vermemek koşulu ile bir devletin şimdiki örgütlenme biçimini bile ele alsa, çeşitli siyasi planların sunulmasına ve tartışılmasına izin vermek vardır.”

“...söz konusu beyanların açıkça belirttikleri amaçtan farklı bir politik amaçı sakladıkları gözardı edilemez, bu doğrudur. Perinçek in konuşmalarının içtenliğini yok sayar nitelikte somut eylemlerin olmaması, bunlardan kuşkulanmak anlamına gelmez. Şu halde SP sadece ifade özgürlüğünün kullanmasıyla ilgili davranışından dolayı cezalandırılmıştır.”

“Mahkeme özellikle terörizme karşı mücadele ile ilgili güçlükler olmak üzere kendisine sunulan davayı kapsayan koşulları göz önünde bulundurmaktadır. Ama bu davada demokrasiye bağlılık beyanlarına ve şiddeti açıkca reddetmelerine rağmen tartışmalı konuşmaların Türkiye de terörizmin ortaya koyduğu sorunlarda nasıl bir sorumluluk payının olduğu saptanmadı ....sonuç olarak SP’ nin kapatılması amaçlanan amaca göre orantısız görülmektedir, dolayısıyla demokratik bir toplumda kapatılması gerekmez. Bu nedenle sözleşmenin 11. Maddesine karşı gelinmiştir.”

 

D) Degerlendirme:

---AİMH, RP nin terörü, şiddeti çağrıştıran eylemler içinde olduğunu düşünmektedir.

---Çok hukukluluk ve dinsel içerikli eylemlerin ‘inanç ayırımcılığı’ sayılacağını söylüyor.

---AİHM şeriatın sözleşme hükümleriyle uyumlu olmadığı tesbitini yaparak, RP’ in şeriat isteyen bir parti olduğunu söylüyor.

AİHM bir partinin terörü desteklediğinde, açıkça önerdiğinde kapatılmamasını düşünüyor. Ançak hangi olayların terörü desteklemek olması konusunda SP ve TBKP kararlarından farklı düşünerek somut delil var diyerek RP terör partisi olarak kabul etmektedir.

Yöneticiler Anayasa Mahkemesince hiç dinlenmemişler, söylendiği ileri sürülen sözlerin söylenip söylenmediği araştırılmamış, haklarında ceza mahkumiyeti kararı yok, sözlerinden sonra o bölgede bir olay olmamış ve bu insanlar seçilip milletvekili olmuşlar, nasıl olurda bu sözler terör için ‘somut’ delil olarak kabul edilebilir. AİHM düşünce özgürlüğünde dar yorumu tercih etmiştir.

Keza kararın ¾ oranında olması da mahkemenin kendi içinde tartıştığını göstermektedir. Bu kararı 17 kişiden oluşan Büyük Daire verecek olsaydı, bu oran pekala değişebilir. Nitekim temyiz halinde Büyük Daire bu dava hakkında karar verecektir.

AİHM yargılama usulu l998 kasım ayında değişmeden önce, SP ve TBKP kararları, 1998 yılı ocak ve temmuz aylarında 19 üyenin katılımıyla alınmıştır.

Diğer yandan AİHM şeriat propagandası yapılmasını, şeriat yönetiminin istenmesi ve bunun önerilmesini demokratik bulmuyor ve sözleşmeyi ihlal edici buluyor.Laiklik konusunda SP ve TBKP kararlarındaki özgürlükçü yorumdan ayrılarak yasakçılığı tercih etmiştir. İslami kuralları benimseyen ve onlara uyan ibadetlerin yapılması gibi, hareketler nedeniyle bir insanın veya partinin ‘şeriatçı’ olarak suçlanması gibi değerlendirmelere neden olacak bu yaklaşım, hukuka ve sözleşmeye ve AİHM’ in önceki içtihatlarına uygun değildir.

RP si iktidara gelmiş ve 1 yıl kalmıştır. İç barış bozulmamış, demokratik ilkelerin değişmesi istenmemiştir. Hangi somut delil ile ‘risk’ oluşmuştur. Zorlama bir yorumla ancak böyle söylenebilir.

Yine RP nin kapatılması hangi sosyal ihtiyacın varlığına dayandırılabilir. Aksine milyonlarca seçmeni olan bir partinin serbest olması sosyal ihtiyaçtır. Keza bir fikir partisinin varlığı sosyal bir ihtiyaçtır, kapatılması, yok olması değil.

Yine Yalnızca dinsel duyarlığı olan, dinsel referansları olan bir partinin “ inanç ayrımcılığı” ile suçlanması, din özgürlüğü ile nasıl bağdaşacaktır. Dininin gereklerini yaşamak isteyen bir topluluk ne yapacaktır. İbadetlerini yapmayacak mıdır.?

Çok hukukluluğun önerilmesi hukuk içerikli bir tartışma konusudur ve bu konunun tartışılmasını yasaklamak SP ve TBKP kararını veren AİHM den beklenemez.

Sonuç olarak AİHM ‘in RP hakkındaki kararı yanlıştır. Büyük Dairede bu kararın değişeceğini tahmin ediyorum.

 hacı ali özhan

Bu makale akit gazetesinde 2 ağustos 2001 tarihinde yayımlanmıştır.
  Any.Mah   Yargıtay   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com