hacialinin anayasa mahkemesi sayfası        basınız

 ANAYASANIN ÜSTÜNLÜĞÜ

hacı ali özhan

Anayasada 2001 yılında yapılan değişikliklerden sonra, ilgili kanunlarda da değişiklik yapılması açık ihtiyaçtır. Bu değişiklikler Meclisin gündeminde olmasına karşın, bazı kanunların çıkarılmasının uzaması muhtemel gözükmektedir. Bu durumda önceki kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda Mahkemelerde haklı tereddütler yaşanmaktadır.

Nitekim karşılıksız çek davalarında Yargıtay Ceza Dairesinin bir kararı üzerine, mahkemeler çek davasıyla ilgili duruşmaları, kanun değişinceye kadar gerekçesiyle sürekli ertelemektedirler. Yargıtay kanun değişikliğinin beklenmesi yerine, dosyaları Anayasa Mahkemesine göndererek anayasaya aykırılık incelemesi yapılmasını istemesi gerekirdi. Çok sayıda çek davası ciddi bir iş yoğunluğu yaratacağından bundan kaçınılması pratik olarak isabetlidir. Ancak Meclis; çek kanunundaki veya icra iflas kanunundaki değişiklikleri 6 ay, 1 yıl 2 yıl hatta 5 yıl gibi uzun süre yapmazsa o zaman içinden çıkılamaz bir hukuk çıkmazına neden olunacaktır.

Aslında Yargıtay çek kanunu, icra iflas kanunundaki hapis cezalarının anayasaya aykırı olduğunu düşünüyorsa, kanımca yapılması gereken, bu davaların hapis cezası yönünden ‘karar vermeye yer yoktur’ kararı verilmesi içtihat edilmeliydi. Nitekim bu yönde karar verilmesi önceki içtihatlara da uygun düşecektir.

Örneğin; Danıştay bir kararında "Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla düzenlemesi ve bu hüküm daha önceki kanunlarda bulunup, aynı konuyu düzenleyen hükümlere aykırı olması halinde, konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükümlerinin uygulanması tabidir." (Danıştay içtihadı Birleştirme Kararı 12-2-1970/2-1 K.)

Yargıtayın kararında "özel kanunun düzenlediği bir konunun, Anayasanın bir hükmüyle açıkça düzenlenmiş olması halinde zımni ilga bulunduğu, doğrudan doğruya Ana-yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği" belirtilmiştir.(Yargıtay Ceza Genel kurul kararı 15/1/1962-1/ k)

Anayasa Mahkemesi bir kararda, "...Bir kanun hükmünün Anayasaya aykırı bulunması halinde yargı yerinin tutumu ne olabilir ?...Böyle bir durumda Anayasa Mahkemesine düşen ne-dir ? Anayasa Mahkemesinin, yapısının niteliği ve anayasanın 8 inci mad-desinde anlatımını bulan üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi karşısında anayasaya aykırı kanunun bir yana bırakarak doğrudan doğruya Anayasa hükmünü uygulaması gerekir..." demişti. (Anayasa Mahkemesi 3-7-1964 /22-54 sayılı kararı)

Bu kararlardan anlaşılacağı üzere, gerek yüksek mahkemelerin gerekse yerel mahkemeler ve savcılıkların doğrudan anayasa hükümlerine göre işlem, talep ve kararda bulunmaları gerekir. Aksi şekilde, anayasaya rağmen kanun hükümleri uygulanacak olur ki, o zaman anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığının hatta anayasa değişikliğinin de bir anlamı kalmayacaktır. Ayrıca, Danıştay içtihatı bütün idare mahkemelerini Yargıtay genel kurul kararı bütün mahkemeleri bağlayıcı olması, yukarıdaki içtihatlara uygun işlem yapılmasını da zorunlu kılar. TBMM in kanun değişikliği yapmasının beklenmesi, hukuken sakıncalı ve isabetli bir çözüm değildir.

Bu nedenle anayasaya değişikliğine aykırı bütün kanunların ilgili mahkemelerde uygulanmaması ve doğrudan anayasa hükümleri ışığında uygulama yapılarak karara bağlanması gerekir. ....

Hacı Ali Özhan

Anayasa Mahkemesi kararları; (1990-2002 yılları)
Karar sayısına göre     Esas sayısına göre

insan hakları mahkemesi I yargitay I danıştay I baro I yabancılar hukuku I makaleler I araştırmalar I main page / ana sayfa
hacialiozhan@hotmail.com   hacialiozhan@mynet.com  hacialiozhan2000@yahoo.com