HACIALİNİN WEBSİTESİ.

ANAYASA MAHKEMESİNİN KOMÜNİST PARTİYE İHTAR KARARI

Hacı Ali Özhan

Anayasa Mahkemesi, Komünist Partisi'ne (KP) bir partinin isminde 'komünist' kelimesini taşıyamayacağı nedeniyle ihtar karan verdi. KP, altı ay içinde adından 'komünist' ibaresini çıkarmazsa bu kez hakkında kapatma davası açılacak.

Parti, ismini kanunda yer alan 'Komünist adı kullanılamaz' yasağını kaldırmak amaçlı aldığı için, muhtemelen adını değiştirmeyecek. Sonuçta Anayasa Mahkemesi kararıyla bir parti, adında 'komünist" ismini taşıdığından dolayı kapanmış olacak

Bu parti Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) başvurduğunda da Türkiye aleyhine mahkûmiyet kararı çıkacak. Çünkü, daha önce TBKP' nin adında 'komünist' ismini taşıdığı nedeniyle kapatılması üzerine verilen karar, AİHM' ye götürülmüştü. Bu mahkeme de, 'Bir partinin adı ne olursa olsun tek başına kapatma nedeni olamaz' gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum etmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanun değişikliği yaparak yeni ihlalleri önlemesi gerekirken, değişiklik yapmayarak ihlallerin tekrarına neden oluyor.

Ayrıca özellikle belirtmeli ki, ihtar davalarında ihtar kararı veren mahkeme ile kapatma kararı veren mahkemenin aynı olması da, hukukun genel ilkelerine uygun değildir.

İhtar kararını veren mahkemenin, ihtara uyulmadığında açılacak kapatma davasına da bakması, açıktan 'ihsası rey1 niteliğinde beyanda bulunmuş durumuna düşmesidir. Dolayısıyla şeklen bir yargılama yapılmış olsa da, davanın reddi yönünde karar veremeyecek, mutlaka kapatma karan vermek zorunda kalacaktır. Bir mahkemenin kararının önceden biliniyor olması halinde bir yargılamanın yapıldığından bahsedilemez.

Bu durumda 'bağımsız bir mahkeme ve bağımsız bir yargılamadan' bahsedilemeyeceği gibi 'etkin yargılama' ilkelerinde aykırılık oluşacaktır. Sözleşmeye göre 'tarafsız' bir mahkemenin (m. 6) etkin yargılama usulünü uygulayarak (m. 13) karar vermesi halinde adil yargılama yapılmış olacaktır.

KP' nin kapatılması davası açıldığında hukuken tartışmaya muhtaç ve ilginç bir dava olacak. KP' nin kapatılması davasında, Anayasa Mahkemesi özgün ve özgürlükçü bir karar vererek, topluma ve siyaset adamlarına yol gösterebilir. Yargıtay Başsavcılığı'nın 'komünist' ismine rağmen KP hakkında 'sınıf ve zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlama yasağına aykırılık oluşturmadığı tespiti özgün ve özgürlükçü bir yorumdur.

Siyasi Partiler Kanunu'ndaki parti kapatma nedenlerinin bir kısmının 1995 yılındaki Anayasa değişikliği ile çelişki içinde olduğunu ve kanun yürürlükte olsada 'İHMAL'edilerek uygulanmaması gerektiği değerlendirmelerini yapan, KP davasında karara muhalefet eden üye sayın Haşim Kılıç ve üye sayın Sacit Adalı' nın yorumlarının, gerçekten içtihat niteliğinde özgünlük taşıdığını belirtmek isterim.

KP davasında, sözleşmeye aykırılıktan yasa, anayasa ve Anayasa Mahkemesi ile AİHM karşı karşıya gelecek. Meclis' in yasa değişikliği yaparak tartışmayı önlemesi, yargı kurumlarını da sözleşmeyi ihlalden kurtarmış olur. Aslında Anayasa Mahkemesi'nin özgün yorumlarla konuya hukuki kesinlik verebilmesi de mümkün. Maalesef özgün yorumlar şimdilik ancak muhalefet şerhlerinde kalmaktadır.

Konuya değinmişken belirtmek isterim ki Siyasi Partiler Kanunu'nda sayısı 20 olan parti kapatma nedenlerinin tamamı sözleşmeye aykırıdır. Sözleşme ihlali önlenmek isteniyorsa Meclis' in bu maddelerin tamamını kaldırması zorunludur. Aksi halde kamuoyunu bıktıran parti kapatma davaları, daha çok tartışılır, daha da çok bıktırıcı olmaya devam eder. Türkiye de mahkûm olmaktan ve tazminat ödemekten kurtulamaz.

Hacı Ali Özhan .............................................................................hacialiozhan@mynet.com
Radikal gazetesinde yayımlanmıştır.