Anayasa, meclis içtüzüğünü denetleme görevini Anayasa Mahkemesine vermiş , Meclis kararlarına karşı, iptal davası açma imkanı getirmemiştir. Ancak, içtüzük hükümlerini değiştirici, içtüzük hükmü ihdas edici veya eylemli bir içtüzük hükmü niteliğinde olan meclis kararlarının anayasaya uygunluk denetiminin yapılması, Anayasa Mahkemesi içtihatlarıyla ‘hukuk yaratarak’ görevi içinde olduğu kabul edilmiştir.TBMM kararının niteliği, değeri, etkisi üzerinde durmadan anayasal denetimin dışında kaldığının kabul edilmesi, içtüzük hükmü etkisi doğuran meclis kararlarının anayasal denetimden kaçırılması, çoğunluğu elinde bulunduran siyasi güçlerin keyfiliği neticesini doğurur. Bir yasama metnine verilen isimden önce, metnin kapsamının, özünün göz önünde bulundurulması, amaçsal yorum için gereklidir.Mahkemenin bu konuda çok sayıda kararlı yerleşik içtihadı vardır. Konuyu örnekler üzerinde incelemek istiyorum. Bir meclisin Başkanlık Divanı'nın kuruluşunu ve iş yürütümünü o meclisin çalışma alanı dışında, meclis faaliyetlerinden ayrı nitelikte düşünmek mümkün değildir. Başkanlık Divanı'nın kuruluşu ve işleyişi, Divan'ın meclisi yönetmesi meclis faaliyetlerinin en başında gelir. Böyle olduğu içinde Başkanlık Divanı'na ilişkin sorunların çözümleme yeri içtüzük konusudur. Dolayısıyla Başkanlığın ve Divanın seçimi içtüzük niteliğinde bir meclis kararıdır.Anayasa Mahkemesi bir kararında, soruşturma hazırlık komisyonu çalışmalarının durdurulmasına dair önergenin meclis birleşik toplantısında kabulüne dair kararın içtüzük hükmü niteliğinde bulunduğuna karar vermiştir.Mahkeme bir başka kararında, millet meclisi üyelerinin ödenek ve yolluklarının saptanmasına ilişkin meclis kararının bir içtüzük hükmü niteliğinde olduğuna karar vermiştir.Bir kararında da, Başkan ve Başkan vekillerinin Senatoda tartışmalara katılamayacakları yolundaki uygulamanın Anayasa ve içtüzüğe uygun olduğunun oylanması hakkındaki önergenin kabulüne ilişkin meclis kararı içtüzük düzenlemesi niteliğinde kabul edilmiştir.Bir kararında da, Kültür Bakanlığının bütçesinin bölümlerine seçilmesine ilişkin oylamanın yeniden yapılmasına olanak sağlayan meclis kararının eylemli bir içtüzük kuralı niteliğinde olduğuna karar vermiştir.Yine bir kararda Senato Başkanlık Divanı'nın kuruluşuna ilişkin Genel kurulca alınan kararın içtüzük düzenlemesi niteliğinde olduğuna karar verilmiştir.Bir kararında da, olağanüstü halin 10 ilde uzatılmasına dair meclis kararının yeni bir içtüzük kuralı niteliğinde bulunduğuna karar verilmiştir.Bir başka kararında da, ülkemizde konuşlandırılan çok uluslu gücün görev süresinin uzatılmasına ilişkin Meclis kararının yeni bir içtüzük kuralı niteliğinde olduğuna karar verilmiştir.Bir davada, Senato Başkanlığına verilen önergenin, Danışma kurulu kararı olarak genel kurula götürülmesi ve genel kurulda anayasa ve içtüzüğe aykırı olarak ve oy çoğunluğunu kötüye kullanarak Başkanlık Divanı'nın ve Senato Başkanının süresinin sona erdirilmesine karar alınması ve bu yanlış karara dayanarak Senato başkanının görevi ve yetkileri hukuken devam ederken yeni bir başkan seçilmesi ve Divanın teşkiline ilişkin kararın iptali istenilmiş ve Anayasa Mahkemesi de iptali istenilen kararın içtüzük hükümlerinin zedelenmesi, bozulması, değiştirilmesi niteliğinde değil yeni bir içtüzük hükmü oluşturulması niteliğinde ele alarak esastan incelemeye almıştır.Bir başka davada, Senato başkanı seçilememesi zorunlu nedeni ile eski başkanın görev süresinin uzatılmasına ilişk in kararda, Anayasa Mahkemesi konuya ışık tutacak tespitler yapmıştır. Şöyle ki, Senato başkanı 18-6-1968 yılında seçilmiş ve görev süresi iki yıl olan 18-6-1970 tarihinde sona ermesi üzerine, başkan seçimine geçilmiş ve yapılan oylamalarda çoğunluk sağlanamadığından seçim 23-6-1970 tarihine bırakılmıştır. Bu tarihte de hiçbir adaya yeter sayıda oy verilmediğinden seçimin sonuçlanmaması üzerine, Senato Danışma kurulunca 30-6-1970 tarihli 85. birleşiminde 'Cumhuriyet Senatosu başkanlığı görevinin yenisi seçilinceye kadar devam edeceğine dair 6 sayılı kararla 39 oya karşı 48 oyla kabul edilmiş ve genel kurula duyurulmuştur.Anayasa Mahkemesi bir kararında aynen, "..........Başkanlık divanlarının kuruluş biçimi tesbit edilirken bütün siyasi parti gruplarına güçleri oranında üyelikler ayrılmalıdır. Bu ilkeye uyulmadan kurulan divanlar anayasaya aykırı düşer. Divanların anayasaya aykırı bulunmasına yol açan içtüzük hükümlerinin veya o nitelikteki meclis kararlarının bunlara karşı anayasa mahkemesine başvurulduğunda iptali gerekir. Nitekim bunun yakın bir örneği de vardır. ..ilgili partinin dava açması üzerine Millet Meclisi başkanlık divanının TÎP grubundan üye alınmaksızın kurulmasına ilişkin bulunan ve içtüzük hükmü niteliği taşıyan bu iki millet meclisi kararı anayasa Mahkemesinin 27-2-1968 tarihli '.E.1967/6, K.1968/9 sayılı kararı ile iptal edilmiştir..........." diyerek görüşünü tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklamıştır.Anayasa Mahkemesi bir kararında, Bakanlar Kuruluna Güven oylaması hakkındaki meclis kararının içtüzük kuralı niteliğinde olduğunu belirttikten sonra aynen "...bir işlemin denetiminin Anayasa Mahkemesinin görev alanına girip girmediği belirlenirken ...içeriğinin niteliği üzerinde durulması, değer ve etkisinin ortaya konulması ve bu metnin denetime bağlı tutulan işlemlerle eşdeğerde ve etkinlikte ise denetiminin yapılması zorunludur.Anayasa Mahkemesi öteden beri konuyu bu yönden değerlendirmiştir. Nitekim 27-2-1968 günlü Esas 1967/6, karar 1968/9 sayılı kararla adı 'içtüzük değiştirilmesi' olmadığı ve içtüzüklerin değiştirilmesindeki yöntemler uygulanmadığı halde, değer ve etki bakımından birer içtüzük düzenlemesi niteliğinde olan Millet Meclisi kararlarının denetim alanına gireceği kabul edilmiştir. içtüzüğün bir kuralını değiştirme yada içtüzüğe yeni bir kural koyma niteliğinde olan TBMM uygulamaları ve kararları içtüzük kuralı sayılır..."diyerek bu konudaki 1968 tarihinden bu yana uygulanan içtihatlarının halen uygulanmasına 1996 tarihli iş bu kararı ile atıf yapmıştır. Söz konusu a tıf yapılan 27-2-1968 tarihli 67/6 E, 68/9 K, sayılı kararın da aynen ".......Millet Meclisi başkanlık divanına meclisteki siyasi parti gruplarının hepsinin katılmalarını, .ve bu katılmanın grupların kuvvetleri ölçüsünde olmasını engelleyen ve içtüzük hükmü niteliğinde bulunan 2-11-1966 günlü millet meclisi kararının Anayasanın 84.maddesine aykırı olduğundan iptaline.....” şeklinde karar verilmiştir.İptal davasına konu olan meclis kararının, içtüzük değişikliği veya yeni bir içtüzük getirilme usulüne uyulmamış olması, kararın içtüzük niteliğinde olmasına engel değildir. Kararın usul yönünden tek eksiği daha önceden komisyondan geçirilmemiş olmasıdır. Ancak kararın çözümlediği konunun alınmasındaki amacın ve gördüğü işin açık ve kesinliği karşısında şekil eksikliğinin bu meclis kararını nitelemede etkisi olabileceği düşünülemez. Kararın uygulama ile içtüzüğün Başkanlık divanı ile ilgili hükümlerini değiştireceği kesindir. Bu durum dahi meclis kararının içtüzük hükmü niteliği kazandırmaya yeterlidir.Yukarıdaki örneklerden anlaşılacağı üzere, Anayasa Mahkemesi isabetli olarak, TBMM kararlarının içtüzük hükmü niteliğinde olanların denetlenebileceğine karar vermiş ve bu yönde uygulama içinde bulunmuştur. TBMM Genel kurul kararları ve TBMM Başkanı veya Başkanlık Divanı kararlarına karşı, adli veya idari yargıda dava yolu tanınmamıştır. Anayasa Mahkemesi içtüzük niteliğindeki meclis kararlarını, denetim içine alarak, yasama organının işleyişini ve egemenliğin temsilini anayasal güvenceye kavuşturmuştur. Hacı Ali Özhan |