hacialinin websitesi

19 eylül 2002 tarihli vakit gazetesinde Serdar Arseven' in köşesinde yayımlanmıştır

Farklı bir pencereden bakınca!

Serdar Arseven

Yeni Şafak’tan Nazlı Ilıcak dostumuzun dünkü yazısıyla hatırlattığı süreci bir başka açıdan ele almak gerekiyor. Sözde demokratikleşme paketinde Erdoğan’ı bir ölçüde rahatlatabileceğine inanılan 76. Madde değişikliği de yer alıyordu.... Partiler arasındaki görüşmeler mutabakatla sonuçlandığından bu madde de değiştirilecekti. Yani, “İdeolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğrasalar bile milletvekili seçilemezler” hükmünden “tahrik ve teşvik” bölümü atılacaktı.

AK Parti, Türkiye açısından faydalı bulduğu bu paketi her şart altında destekleyeceğini ilân etmişti. Yani, Erdoğan’ın işine yarayabileceği düşünülen bu maddeyle ilgili mutabakatın diğer partiler tarafından bozulması, bu konuda mızıkçılık yapılması halinde dâhi tavrı değişmeyecekti. Bundan dolayı; ele imkân geçtiği halde demokratikleşme açısından hayatî önem taşıyan değişiklikler için ısrarcı olunmadı. Meselâ, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 11. Maddesi’nin değiştirilmesi kararlılık içinde talep edilmedi.

Hasan Celal Güzel’in siyasî engelden kurtulmasına verdiği hukukî mücadeleyle büyük katkı sağlayan Avukat Hacı Ali Özhan’ın ifade ettiği gibi, eğer bu maddenin TCK 312’yle ilgili bölümünün yürürlükten kaldırılması sağlanmış olsaydı Erdoğan’ın önüne çıkartabilecekleri engel kalmayacaktı. Hatırlatalım; 1999 yılında Siyasi Partiler Kanunu’nda bir değişiklik yapılmış ve öğrenciyken pankart asmak gibi kanunsuz eylemlerden hüküm giyenlerin parti üyeliğine aday olabilmelerinin önü açılmıştı.

AK Parti, ısrarlı davranmış olsaydı tıpkı bunun gibi 312’den hüküm giyenlerin önündeki engel de tamamen kaldırılabilirdi!.. Buna ilâve olarak, eğer Anayasa’nın 76. Maddesi’nden, “affa uğramış olsalar bile” bölümü çıkartılmış olsaydı demokrasi karşıtı çevrelerin bir argümanı daha yok edilmiş olacaktı. Adamlar şimdiki gibi, “Anayasa’da ‘affa uğramış olsalar bile aday olamazlar’ hükmü var. Erdoğan affa bile uğramış değil. Bu durumdaki bir zat aday olabilir mi?’ diyemeyeceklerdi. Olmadı.. Milletvekili Seçimi Kanunu’ndaki hayatî düzenleme gerçekleşmedi. Anayasa’nın 76. Maddesi de mutabakata rağmen olduğu gibi korundu.

AK Parti’ye verilen söz tutulmamıştı... Yönetim durumu müzakere etti, bu olumsuzluğa aldırmadan diğer değişikliklere destek vermeyi kararlaştırdı... AK Parti, almadan veren oldu!..

Sürekli olarak denetlenen, izlenen, sıkıştırılan, dayatılan bir yapı olarak kendisini “birilerine” beğendirmeye uğraştı.

Göze girme çabası bu partiyi endişeyle izleyenlerin cüretlerini tırmandırdı. Zaman içinde iyiden iyiye küstahlaştılar... Hatırlayın; İri Gazetenin iş takipçisi Yönetmeni, yarım saatliğine ziyaret ettiği Erdoğan ve arkadaşlarının fikirlerini aktarmak yerine masanın üstündeki küllüğü, koltukları, duvardaki tabloyu filan yansıttı köşesinden; “Bunlarda fikir mikir yok, orada dikkatimizi çeken sadece eşyalardı” dercesine!..

Buna bile razıydı bazıları; eşyaların övülmesi bile hoşlarına gidiyordu. Kapılarda karşılıyorlardı kendilerini istihzayla süzen kartel mensuplarını. AK Parti’yi inceden inceye ti’ye alan yazarları dahi derhal arayarak “teşekkür etmeyi” ihmal etmiyorlardı.

İşin özü, bu aşırıya kaçan takdir edilme arzusu bize göre yanlış yönlendirilen Erdoğan’ı zora soktu. Eğer, siyasetin tabiatındaki pazarlıklar sağlam bir şekilde gerçekleştirilmiş olsaydı, “Şu ne der, bu nasıl bakar?” endişesi bir müddetliğine arka plâna itilseydi, kim bilir belki de Erdoğan’ın önünü tamamen açacak düzenlemeler geçirilmiş olurdu Meclis’ten... Belki de AK Parti ümidinin böylesine zora girmiş olmasından kaynaklanan sıkıntıyı yaşıyor olmayacaktık!

AK Parti’nin iktidarda ne kadar muktedir olabileceği daha sıkı bir şekilde sorgulanır böyle giderse!.. Bir de Erdoğan gerçeği var... Eğri oturup doğru konuşalım; dünkü aday tanıtım toplantısında bir kez daha gördük ki, millet AK Parti’ye değil, Tayyip Bey’e tutkun.

Onun aday olmadığı seçimden nasıl bir netice çıkar? “Patlama daha büyük olur” diyenler biraz daha düşünsünler!..

Serdar Arseven

vakit gazetesinde 19 eylül 2002 tarihli Serdar Arseven' in köşesinde yayımlanmıştır.
Serdar kardeşime degerli köşesinde, naçizane benden bahsettiği için teşekkür ederim. HAÖ.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com