Vakit gazetesinde yayımlanan Hacı Ali Özhan la yapılan Ali Eyvaz'ın kısa roportajı |
Vakit gazetesi Ali Eyvaz/Ankara
Türkiyeden AİHM'e giden bir çok davada şikayetçilerin vekilliğini üstlenen Avukat Hacı Ali Özhan, AİHM'nin Türkiyeden gelen parti kapatmalar ve diger bazı konulara ilişkin davalarda "Avrupalı insan için normlar ve Türkiyeliler için normlar" şeklinde ayrıma gittiği görüşünün abartılı olduğunu öne sürüyor. Bu konuyu, Avrupa hukukunu yakından tanıyan Hacı Ali Özhan'la tartıştık.
soru- AİHM perkspektifi açısından parti kapatma sorununu nasıl degerlendiriyorsunuz ?
AİHM ilke olarak demokrasilerde partiler kapatılamaz görüşünü benimsememekle beraber, ancak terörü destekleyen, yönlendiren ve terörü yöntem olarak benimseyen partilerin kapatılabileçeği görüşündedir. AİHM; Türkiye Birleşik Komünist Partisinin, Sosyalist Partinin, ÖZDEP'in, HEP'in ve yakınlarda sonuçlanan DEP'in program ve eylemlerinin teörürü desteklemediği gerekçesiyle Türkiyeyi mahkum etmiştir. Terörü destekler, yönlendireçek yeterli delil olmadan kapatma kararları verilmesini sözleşme ihlali saymıştır. AİHM; terör kavramını, kelimenin tam anlamıyla terör olarak algılamaktadır. Bizde terörle hiçbir ilgisi olmayan bazı düşünceler, kanundan dolayı terör suçu olarak algılanmaktadır. Yani terör kavramındada Türkiye uygulaması ve AİHM anlayışı farklıdır.
soru- AİHM perkspektifinin parti kapatmalarda avrupaya yaklaşımı ile "müslüman Türkiyeye" yaklaşımında çifte standart olduğu görüşünde ne düşünüyorsunuz ?
Basında sürekli olarak avrupanın çifte standart içinde olduğu iddiaları yer almaktadır. Kamuoyuda bu bakışa yönlendirilmektedir. Ortada çifte standart yaklaşımını kanıtlayaçak yeterli delil yoktur. İşimize gelmediğinde hemen çifte standart suçlaması yaparak kendimizi aldatmaktayız. AİHM nin verilen kararlarını veya Avrupanın isteklerini objektif ve konunun kendi gerekleri içinde düşündüğümüzde ben çifte standart suçlamasının doğru olmadığını düşünüyorum.
soru- O halde AİHM l.Dairesi'nin RP hakkında verdiği kararı nereye oturtuyorsunuz ?
AİHM kararları tamamen objektif ve tarafsızlık içinde alınmaktadır. Ançak yanlış kararlar verilebilmeside mümkündür. Örneğin Refah Partisi kararının 3/4 oy çokluğuyla karar bağlanması kanımca yanlıştır. Ançak kurul çalışmasında tartışmalı konularda karara varmak için oylama yapmaktan başka çare yoktur. Büyük dairenin 17 kişilik heyeti içinde pekala farklı bir karar çıkabilir. Kanımca Büyük Daire Türkiyeyi mahkum edici Refah partisini kazandırıcı karar vereçektir. Avrupa Birliği içinde müslüman ülke yalnızca Türkiyedir. Ançak Avrupa Birliği hiristiyanlar külübü olarak görülmemelidir. Bu nedenle Türkiyenin müslüman olmasının AİHM kararlarında değiştirici etki yapmayaçağını düşünüyorum.
soru- Avurupa ile Türkiyenin nesnel şartları farklımıdır ? Uluslararası hukuku savunmak o halde ne kadar gerçekçi ?
Her ülkenin nesnel koşullarında farklılık olması normaldir. Ançak baskılara, yasaklamalara 'yapay' gerekçeler üretmek için bu farklılık kötüniyetli olarak ileri sürülmektedir. Türkiyenin hür yönden avrupanın diger üye ülkelerinden geride olduğu, az kültürlü ve az gelişmiş olduğu bir vakıadır. Keza din faktörü, yönetici kurumların işlevi kendine özgülük yaratabilir. Ancak bu farklılık samimi olarak iyi niyetli olarak degerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ayrıca, insan hakları gibi demokrasi gibi herkesin benimsediği, genel kabul görmüş ilkeleri, Türkiyenin özel şartları denilerek uygulamaktan kaçınmak doğru bir yaklaşım değildir. Toplum gelişsin, ilerlesin haklarını azar azar verelim eğilimi doğru değildir. Bu haklar az verelim çok verelim gibi görüleçek nitelikte değildir.
soru- Türkiye uygulaması ve AİHM kararı ışığında köklü çözüm nedir ?
Siyasi Partiler kanununda bulunan parti kapatma nedenlerinin tamamı (20 madde halinde sayılmıştır) kanundan çıkarılmalı ve hiç koşulda partilerin kapatılmayaçağı benimsenmelidir. Vazgeçilmez saydığımız siyasi partilerimizden gerçekten vazgeçmeyelim.
AİHM terörle ilişiği olan partilerin kapatılabileçeğini düşünmektedir. Kanımca bu görüşte yanlıştır. Zaten bir yasal bir parti program ve faaliyet olarak terörü önermez, benimsemez. Üyeleri, yöneticileri arasında terör suçu işleyenler varsa onların cezalandırılması yeterlidir. Terörü kelimenin tam anlamıyla terör olarak anlamalıyız. Kanundaki terör tanımında değişmesi gerekir. Türkiyede onbinlerce kişi terör suçlusu olarak görülmektedir. Bir ülkede onbinlerce terör suçlusu olurmu ?Kanunda eline silah almamış, hiç bir terör eylemine katılmamış eylemler bile terör suçu olarak görülüyor.
Ali Eyvaz'a teşekkür ederim. HAÖ.
29 haziran 2002- cumartesi sahife 18 (arka sayfa)
AİHM kararları ışığında Siyasi Partiler kanunu ve Anayasadaki parti kapatma nedenlerinin tamamının kaldırılması gerekir. AİHM kararlarının gereğinin yapılması açısından bu Türkiyenin Bakanlar Komitesine bir tahhüdüdür. Zaten parti kapatma davaları yalnızca Türkiyeye özgü dava grubunu oluşturmaktadır. Almanyadaki 1954 yılında kapatılan Almanya Komünist Partisinden sonra AİHM önüne götürülen parti kapatma davalarının hepsi Türkiye davalarıdır. Sonuçlanan beş davanın dışında halen dört dava daha AİHM önünde bulunmaktadır.
Türkiye mahkum olmak istemiyorsa devam eden parti kapatma davalarında 'dostane çözüm' yöntemi ile taraflarla dostane antlaşmaya gitmeli ve mevzuatındaki kapatma nedenlerinin tamamını çıkarmılıdır.