Hacialinin websitesi
Danıştay da düzenlenen 2000 yılında idari yargı’ semyozyumun da sorduğu üç adet soru Danıtay’ ın 59 numaralı sempozyum dergisinde yayımlanmıştır.
Burada yayımlanan bir soru ve cevabı sunuyorum. HAÖ.
Soru-
Av. Hacı Ali Özhan: Ankara barosu avukatıSayın başkanım ben kısa iki tane soru sormak istiyorum.
Başkan: Kime soruyorsunuz?(oturum başkanı sn. Feyyaz Gölcüklü)
Av.H.Ali Özhan: Birinci sorum sayın Kaboğlu hocamıza...........
İkinci sorum da, sayın Gülcük'lü hocam cevaplandırabilir sanıyorum. Şimdi hocam İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulacağı, gereğinin yapılacağı konusunda bir tereddüt yok. Fakat Türkiye'de, Türkiye hakkındaki mahkumiyet kararlarında, hükümetle başvurucular arasında şöyle bir sorun çıkıyor. Yani kararın gereğinin ne olduğu konusunda bir sorun çıkıyor. İşte biz bazı davalarda kararın gereği şudur diye hükümete başvurduğumuzda hükümet, efendim bu kararın son kısmında yok, gerekçe kısmına aittir, gibi taleplerimize olumlu-olumsuz cevap veriyor.
Burdan şunu öğrenmek istiyorum hocam, uzatmak istemiyorum. Bizim mahkeme kararlarımızda, iddaa, savunma, gerekçe ve hüküm başlıkları genelde kullanılır. İnsan Hakları Mahkemesinin, benim inceleyebildiğim kadarıyla kararlarında, başvurucunun davası, iddiaları özetleniyor. Hükümetin savunmaları özetleniyor, önceden komisyon vardı, o özetleniyor, ondan sonra karar başlığı atılıyor ve uzunca bir değerlendirme yapılıyor; gerekçeler, yorumlar, değerlendirmeler gerçekten tatmin edici çok yararlandığımız güzel bir metin ortaya çıkıyor ve genelde de 40-50 sayfalık metinler oluyor. Burada hocam, hiç gerekçe ve hüküm bölümü demeden karar deyip uzunca izah ettikten sonra, en son pragrafta da bu nedenlerle diyor, sözleşmenin şu maddesine aykırıdır, değildir vesaire. Şimdi, bu karar altındaki izah edilen kısmın, gerekçe olarak görüldüğü, hükümeti bağlamadığı gibi bir yorumla karşılaşıyoruz. Pratik olarak böyle davalar var şu an gündemde, bu konudaki görüşünüzü öğrenmek istiyorum.
Başkan (Feyyaz Gölcüklü)
: İbrahim beyciğim (İbrahim kaboğlu) evvela şu ikinci soruyu hemen yarım dakika benimki sürmez.Hükümetin iddiası, savunması yanlışla yalanla, hem yanlış, hem yalan hükümetin, hükümde böyle yazmıyor filan dediği. Söyledim, divan, uluslararası merci, emir vermez devletlere; şunu yapacaksın, kanununu değiştireceksin, şu uygulamayı şöyle. Bunları yapmaz. Hükümetler ne yapacağını gerekçeyi ' okuyarak çıkaracaklardır. O hüküm dediğimiz son kısım, operatif porkdeln Faransızcası da dispozisyon filan. O yalnız o gerekçenin neticesidir. Devletler gerekçeyi okuyaraktan ne yapacaklarını tespit edeceklerdir, gerekçe hüküm değildir diye bir ifade, hem yalandır hem yanlıştır. Buyrun.........
hacialiozhan@mynet.com......................ana sayfa / main page