hacialinin websitesi

KURUM VE KURALLAR

Yüksek Askeri Şura toplantısında, Başbakan ve Milli Savunma Bakanının şerh koyması tartışmalara neden oldu. En son olarak Genel kurmay Başkanı doğrudan Başbakanı hedef alan eleştirileri ile tartışma iyice gerildi. Genelkurmay Başkanı, YAŞ Başkanı olan Başbakanı eleştiren bir açıklama yapması, ileri sürülen görüşün doğruluğu, yanlışlığından ziyade bu tür bir açıklama yapması görevi içindemidir ? yönünden değerlendirilmelidir.

Kanımca Genel kurmay Başkanı bir kurul çalışmasındaki tutumundan dolayı kendisinin amiri olan Başbakanı bu sözlerle, basın toplantısı yaparak eleştiremez. Bu usul kurallarına aykırı olur. Hatta Başbakanı irticai faaliyetlere cesaret vermiştir şeklinde bir tespitte bulunması, Genelkurmay Başkanının görevi değildir. Kurum ve kuralları tam şekliyle işletildiğinde demokratik hukuk devleti olacağımıza göre herkesin kurum ve kurallara uymasını istemek ve beklemek zorunludur. Aksi halde benden yana, senden yana, karşıtım gibi subjektif yaklaşımlarla demokratik sistem korunamaz, aksine zedelenir. Demokrasi kurum ve kurallar rejimidir denilir. Demokratik sistem içinde her kurumun görevi ve işleyiş kuralları belirlenir, herkeste görev ve yetkilerini kullanır. Buna kimsenin itirazı olamaz. Bazı kurumlar, görev kuralları dışına çıktığında, başka kurumların görev alanına girdiğinde, demokratik sisteme aykırılık oluşacağı açıktır. Bazı kurumlar arasında görev tartışması, makul tereddütlerin doğması normaldir. Görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözecek kurum ve kurallarda bulunmaktadır.

Demokrasinin başarısı sorunları çözme yeteneği gösterebilmesiyle orantılıdır. Kurumların görev ve yetkileri tespit edilirken tamamen hukuk içinde kalınarak objektif tespitler yapıldığında sorun çıkmaz. Hukuki konular, siyaset ön yargısıyla, menfaat veya doğma mantıkla tartışıldığında çözüme kavuşturulamaz. Demokratik sisteme uygun olmayacağı gibi mantıken de kabul edilemeyecek usul hatasıdır.

Kurumlar arasında yer yer görev ve yetki tartışmaları yaşanmaktadır. Ne yazık ki bu tartışmalarda konunun gerekleri, kapsamı ve içeriği yerine ilgisiz mantık oyunlarıyla yaklaşılarak fuzuli tartışma ve gerginlikler yaşanmaktadır. Gerginlik olmasın diyenlerde, gerginliğe neden olanlara değil, görevini yapanlara ikazda bulunmaktalar. Kim gerginlik istiyor kim istemiyor, kim neden oluyor tartışma dumanlaştırılarak anlaşılması zorlaştırılıyor.

Yeri gelmişken YAŞ konusunda şu kadarını söylemek isterim ki, disiplinsiz personelin görevde kalmasını savunan kimse yok. Doğaldır ki bir subay ve astsubayın görevine nasıl son verileceği kanunlarda sayılmış ve kuvvet komutanının yetkisine verilmiştir. Kuvvet Komutanlığınca verilen ihraç kararına karşı ilgili personelin dava açma hakkı bulunmakta, dava açıldığında Askeri Yüksek İdare mahkemesinin yargı denetimi sonucu verdiği karar uygulanmaktadır.

Buraya kadar hiçbir hukukçunun itirazı söz konusu olmaz. Ancak, ilgili kuvvet komutanı ihraç kararı vermeyipte, Şura gibi yüksek bir kurulun önüne dosya getirildiğinde verilen kararın yargı denetimi olmadığından tartışmalar burada çıkmaktadır. Herkesin adil yargılanma, suçlamayı bilme ve savunma hakkı olduğuna göre bu hakkın alınması haklı tepkilere, yakınma ve mağduriyetlere neden olmaktadır. Aslında Başbakan YAŞ'ın başkanı sıfatıyla gündemi belirleyeceğinden ihraç kararlarını kurul gündemine getirmeyebilir. Bu çözüm fiili olmakla beraber asıl çözüm anayasanın 125 maddesinin değiştirilmesidir.

Hacı Ali Özhan

Bu makale vakit gazetesinde ........ 2003 tarihinde yayımlanmıştır.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com