hacialinin     demokrasi sayfası

ÇELİŞKİLER

hacı ali özhan

Bayrakla ilgili küçük ve münferit bir olaydan, büyük bir fırtına koparıldı. Atılan nutuklar, asılan bayraklar, yürüyüşlerle ülke bayrak seferberliğine içine sokuldu.

Ceza kanunu bayrağa hakareti, hatta yabancı ülke bayrağına hakareti bile suç görmüştür.Yeni ceza kanunu da bu suçu tekrar düzenlemiştir. Bayrak kanunu kirli, soluk, buruşuk bayrak kullanılmasını, masalara, kürsülere örtü olarak serilmesini de suç olarak düzenlemiştir.

Gösteri yürüyüşlerinde yabancı ülke bayraklarına, özellikle ABD ve İsrail bayrağına hakaret sıkça yapılıyor, ancak yargılamaya hiç konu olmamıştır. Bence isabetli bir uygulama. Çünkü bayraga hakeret ve yakma eylemi, sonuçta bir düşünce açıklamasıdır. Kuşkusuz bayrak önemli bir değerdir, ancak bayrak yakılması ifade özgürlüğünün bir çeşidi olarak görülmelidir. Nitekim batı ülkelerinde böyle değerlendirilmektedir.

İfade özgürlüğü içinde değerlendirilebilecek bir konuya gösterilen aşırı tepkiye, bir kaç kalem dışında basın canı günülden katıldı. Yeni Ceza kanununu her nasılsa yeni fark eden basın mensupları, başka fikirlerin özgürlüğüne ne kadar saygılı oldukları görülüyor.

Herkes kendisine hak istediğinde, bu hak istemek değil aksine istememektir. Hak ve özgürlük ilkesel bir konudur ve çifte standartı kaldırmaz. Bu çelişkilerle hiç bir fikir bir yere varamaz. Çelişkili basın, gerçek işlevi olan toplumu aydınlatıp, kalitesini artırmaya katkı yapamaz. Mazisindeki çelişkilerle basın kendi gücünü azaltıyor. Ciddiliği, saygınlığı zedelenince, toplumda ve siyaset alanında etkinliği doğal ki düşecektir.

Toplumun büyük çoğunluğu hak ve özgürlükleri içine sindirememiş durumda. Bu çelişkiler ne yazık ki bütün kesimlerde yaşanıyor. Herkes başkasını yasaklamak üzere mazaretler üretiyor. Üstelik kendisini hala 'demokrat' niteleyip, hak ve özgürlüklerden yana görebiliyor.! Kavramları bozmak, anlamını çarpıtmak bu kadar olur... Bu sözlerin karşılık bulabilmesi ahlaki bir konu artık...

Demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda toplum bir mesafe aldı. Ama hızı düşük, gelinen nokta yetersiz. Basın bu yönde ciddi bir katalizör olabilecekken, ne yazık ki çifte standart tutumuyla tersi bir işlev gördü.

Bence bugün ihtiyaç her kesimin, grubun, mesleğin "dürüst" lerinin bir araya gelmesi. Yalnız kendimize değil, başkasına yapılan haksızlığa karşı çıkmamız. Yanlışı yapan bizden olsa dahi hiç tereddüt göstermeden karşı durmamız. Karşıtlarımıza haksızlık yapıldığında yardım için davet beklemeyelim. Karşıtlarımıza karşı yapılan haksızlıklarla mücadeleyi öncelikli görev bilelim. Böylece hak ve özgürlükler konusunda ciddi bir bilinç oluşacaktır. Topluma kalite olarak yansıyacak bu gelişme, yakındığımız bir çok sorunun çözümü olacaktır.

Her kesimdeki iyiler, içlerindeki kötüleri dışlamadıkca zalimin, zulmün ömrü uzuyor. Bizdendir kayırmacılığı yapıldığında, kesinlikle kendimize ve tabiki bütün topluma zarar veriyoruz. Her nerede isek ve ne yapıyorsak dürüst olalım, Şanar Yurdatapan ve Abdurrahman Dilipak'ın düşünceye karşı girişimi ve ortak paydasını örnek alıp, sahip çıkalım. Toplumda yaşanan hepimizi mağdur eden bir çok sorunun çözümü buradan geçiyor.

Hacı Ali Özhan

Bu makale vakit gazetesinde yayımlanmıştır.

insan hakları sayfası    laiklik sayfası    insan hakları mahkemesi    anayasa mahkemesi    main page / ana sayfa
hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com