Dış borçlar nedeniyle İMF ve Dünya Bankasına bağımlı hale gelmiş Türkiye' de, halk egemenliğine ve bağımsızlığına sahip çıkma duygusu taşıyordu. ABD' nin yanlışlarına, savaş isteyen saldırganlığına dahi, borçlar nedeniyle evet demek zorunda kalmasını içine sindiremiyordu.. Dış borç edebiyatından halk gerçekten bıkmış durumda. Ödediği vergilerin çok önemli kısmının dış borç faizine ödenmesi gerçekten umutsuzluk ve üzüntü yaratıyor.
Bazı yazar ve kurum ve işadamlarının önerisi ciddi bir kıvılcım olarak gelişiyor. Gerçekten maaşını vermek isteyen, servetinin bir kısmını hibe etmek isteyen vatandaşların önerileri samimidir ve bağımsızlık çığlığı olarak görülmelidir. Bu tarihi fırsat, ciddi ve kapsamlı bir düzenleme yapılarak Türkiye' nin geleceği kazanılabilir. Yönetimin basiretsizliği nedeniyle halkın kuşkuları giderilmelidir. Yapılacak bağışların gerçekten dış borçlara ödenmesi konusunda somut güvenceler verilmelidir. Bu güvencenin söz olarak verilmesi yeterli olmaz.
Hükümetin, bu konuda formül geliştirme çabası içinde olduğu anlaşılıyor. Konu küçük çapta görülmemeli, ciddi ve geniş bir seferberlik niteliğinde görülmelidir. Bunun için
ismiyle bir kanun çıkarılması kanımca yerinde olacaktır. Kanunla, yardım toplama ve dış borç ödemelerini yapmaya yetkili ve doğrudan TBMM ' nin denetleyebileceği, özel bir kurum oluşturulması düşünülebilir. Bu kurum halkın bağışlarını toplamak ve dönemler halinde halkı bilgilendirerek, gelir ve ödemeleri yayımlayarak, halkın denetiminde gerçek bir açıklık içinde görev üstlenebilir.
Batık bankalar için harcanan 20 milyar dolar düşünüldüğünde, Türkiye' nin dış borç toplamı olan 137 milyar dolar büyük bir miktar değildir. Bu miktar rahatlıkla toplanabilir ve borç faizinden de kurtularak Türkiye' nin önü gerçekten açılabilir. Bağımsızlık ve Egemenlik için bu fedekarlığa hazır halkın talebini, AK parti iktidarı organize ederek, tarihi bir döneme imza atmalıdır.
ABD ve İngiltere' nin savaş isteyen açıklamalarına karşı, çoğu ülke yönetimlerinin yanında, bütün ülkelerde halkın karşı çıkışları yaşandı. Savaşa hayır diyen önemli sayıda halk, ülkelerinin meydanlarını doldurdu. Kendiliğinden oluşan ve kaynağını vicdanlarda bulan bu halk hareketi, ABD ve İngiltere' yi tarih önünde mahkum etti. Bu sivil halk hareketi, halkların gücünü siyaset sahnesine çıkarmada, önemli bir başlangıç olarak görülebilir.
ABD ve İngiltere' nin saldırısından sonrada devam eden halk hareketi ve muhtelif protestolar, daha da derinlerde toplumsal vicdanı açığa çıkararak etkisini artırmaktadır. Bu insani vicdanın karşısında, savaş taraftarları mahcup olup, yüzleri kızarmaya başlamıştır.
Bunu yanında Türkiye' de ve dünyada başlatılan, ABD ve İngiltere' nin üretim yaptığı mal ve hizmetlerinin boykot edilmesi, savaşın gelişimini etkileyecek öneme sahiptir. Gerçekten bu boykot çağrısı geniş bir katılımla savaşı önleyebilecek kadar ciddi bir sonuç doğurabilir. Çünkü biliyoruz ki ABD ve İngiltere sermayesi savaş istediği için Irak' a saldırılmaktadır. Sermaye hiçbir zaman zararı kabul etmeyeceğinden, ABD ve İngiltere sermayesi boykot sonucu savaşı durdurabilecektir.
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde 5 nisan 2003 tarihinde yayımlanmıştır.
