.................... insan hakları sitesi....................
..................................güzel insan akın birdal için..................................
insan hakları tarihi-mücadelesi-makaleler-araştırmalar-raporlar

DÜŞÜNCEYE GÖREV

Yedinci uyum paketinde düşünce özgürlüğü ile ilgili TMK 7 madde, 159 ve 169 maddeler ile askeri suçlar konusunda bazı değişiklikler bulunuyor. İfade hakkının genişletilmesinde değişiklik yapılacak maddelerin tespiti doğru olmakla beraber, ne yazık ki değişikliklerin içeriğini yeterli bulmak zor. Halkı askerlikten soğutma suçunun kaldırılması gerçekte isabetli olacaktır. Askerlikle ilgili yapılan olumsuz eleştirilerin "soğutma suçu" olarak görülüp cezalandırılması da böylece önlenmiş olacaktır. Yine sivil kişilerin askeri konularda ve askeri kişilerle ilgili bazı "düşünce açıklamaları" nın askeri mahkemelerde yargılanmalarını sağlayan maddenin değişmesi yerindedir.

Ceza kanunu 169 madde; en çok uygulanan, cezaevindeki siyasi mahkumların yaklaşık yarasının mahkum olduğu ünlü bir maddedir. Bu madde de bulanan "yardım eder" ile "her ne suretle olursa olsun hareketlerini kolaylaştıranlar" ifadeleri, her şeyi silahlı örgüte yardım kabul etmeye müsaittir. Nitekim gazetedeki haberler, köşe yazıları, dağıtılan bildiri, basın toplantısında ileri sürülen fikirler "terör örgütüne" yardım edildi denilerek çok sayıda düşünür, yazar, siyasetçi mahkum edilmişlerdir. Bu maddenin de tümden kaldırılması fikrimi saklı tutarak, yapılacak değişiklik ifade özgürlüğünü azda olsa genişletmekte önemli olacaktır.

Uygulamada en çok görülen 159 madde konusunda, değişiklik cezanın alt sınırını kaldırmakla yetinmektedir. Yakın zamanda bu maddede iki kez değişiklik yapıldı. Birinde üst ceza sınırı 6 yıldan 3 yıla indirildi, ağır hapis cezası hapis cezası oldu, diğerinde de eleştiri amacıyla yapılan açıklamalar suç olmaz şeklinde ekleme yapıldı. Cezanın üst sınırı uygulamada bir anlam ifade etmiyor, keza konuşma eleştiri niteliğinde kabul edildiğinde zaten mahkeme beraat kararı vermek zorunda. Dolayısıyla yapılan değişiklikler pratik hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu kez de cezanın alt sınırı kaldırılarak bir yıl olan hapis cezasından daha az ceza verilmesi sağlanmaya çalışılıyor. Ancak bu fayda değil zarar getirir. Şöyle ki; hakim temel cezayı baz alacağından, temel ceza olan bir yıl kaldırıldığında temel ceza "üç yıla kadar hapis" şeklinde olacaktır. Burada hakim bir ay, 6 ay ceza verebileceği gibi 2 yıl, 3 yıl cezada verebilecektir. Temel ceza üç yıla kadar hapis olunca, önceki bir yıllık temel cezadan daha çok cezaların verilmesi yolu açılmış olacaktır. Böyle bir değişiklik niyetin aksine ters sonuç doğuracağından yapılması yerinde olmayacaktır.

Maddenin tümden kaldırılması görüşümü saklı tutarak, değişiklik yapılacaksa uygulama sorunlarını ve haklı itirazları azaltacağını düşündüğüm değişiklik önerimi aşağıda sunuyorum. Madde 159: "Bakanlar Kurulu, Bakanlıklar ve T.B.M. Meclisi' nin görev ve uygulamaları ile makamda bulunan kişilerin şahsı hariç, bu kurumların hukuksal kişiliğine karşı evrensel hukuka uygun eleştiri amacı dışında, tahkir ve tezyif ettiği açıkça anlaşılan kişi hakkında Başbakan, Bakan ve Meclis Başkanının şikayeti üzerine 6 ay hapis cezası verilir."

Hükümet toplumsal mutabakat sağlayarak, karşı çıkanları alıştırarak değişikliklerin yapılmasını bilerek tercih ediyor. Ancak, bu yöntem her zaman doğru değildir. Düşünce özgürlüğü gibi konular ilkesel olduğu gibi, herkesi ikna etmek, memnun etmek de zaten mümkün değildir. Kaldı ki, toplumsal mutabakat adına dikkate alınacak çevrelerin kim olduğu da iyi bir tespite muhtaçtır. İrticai, bölücü, yıkıcı diye tanımlanan düşüncelerin özgürlüğü konusunda örneğin cumhuriyet gazetesini, Kemalistleri veya Perinçek grubunu ikna etmek zaten mümkün değildir. Çünkü bu çevreler bilimsel, objektif tartışma ve öneri yerine tamamen kendi önyargıları, çıkarları ve kendi doğrularında adeta faşist derecesinde diretmektedirler. Ayrıca bu çevrelere göre ayarlanacak kanunlar, kendinden menkul bu çevreleri gereğinden fazla önemsemek adına toplumun büyük cogunluğuna haksızlık olacaktır.

Kanunlar hakkında objektif, bilimsel tartışmalarda ileri sürülen her görüşten faydalanmak doğrudur. Nitekim bu konuda Hükümetin samimi olduğu da açıkça görülüyor. Ancak saflıkla, korkularla veya aşırı iyiniyetle yavaş olmak Hükümetten beklentileri olan asıl çoğunluğu karamsar hale getirir. Ayrıca bazı konularda cesaretli olmak ihtiyacı da vardır. Bir kanunun her zaman herkesi tatmin etmesi mümkün değildir. Kanunlar toplumsal gerekler ve tarih penceresinden bakılarak tespit edilmelidir. Tarih yazan bir Hükümet' in, bu derinlikte kavrayışa sahip olması beklenir. AK Partiyi bu kadar büyük çoğunlukla iktidara taşıyan halkın beklentisi budur, AK Partinin görevi de budur.

Hacı Ali Özhan

Bu makale vakit gazetesinde 19 temmuz 2003 tarihinde yayımlanmıştır.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page
   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com