AK Partinin insan hakları konusundaki duyarlılığı ve samimiyeti biliniyor. Bu konuda mesafe alındığı da görülüyor. Özellikle Avrupa Birliği sürecine uyum çalışmaları yetersiz de olsa takdir ediliyor. İstanbul'daki terörün, insan hakları çabalarını yavaşlatabileceği beklentilerine karşılık, Hükümet yetkilileri gerileme olmayacağını açıkladılar. Başbakanlık insan hakları başkanı Doç. Dr. Vahit Bıçak' da, terörün isteğinin özgürlükleri kısıtlamak olduğunu, bireysel hak ve özgürlükleri genişletmeyi hedefleyen programın kesintiye uğramayacağını açıkladı.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki; İstanbul'daki terör olaylarını değerlendiren Mazlum-der genel başkanı sn. Yılmaz Ensaroğlu; terörün terörle ve hukuk dışı davranışla önlenemeyeceğini, ancak demokratikleşme ile insan hakları güvence altına alınarak sağlanabileceğini belirtiyor. İHD genel başkanı sn. Hüsnü Öndül, terörizmle savaş teorilerini ortaya atanlarla, bu tür eylemleri gerçekleştirenleri madalyonun iki yüzü olarak gördüklerini, bu kişilerin şiddetin dilini konuştuklarını, özgürlük düşmanı bu iki kesimin birbirini beslediğini söylüyor. İslamcı terör tartışmaları içinde, bir dinin-islamın terör kaynağı olarak gösterilmesini de kabul edilemez buluyor.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına Vahit hocamın getirilmiş olması iyi bir seçim olmuştur. Vahit hoca gerçekten liyakat ölçüleriyle başkanlığa en uygun kişiydi.
İnsan hakları alanında uzun yıllar çalışan, çok sayıda özgün, ilginç makale ve araştırmaları olan sn. Bıçak, ceza hukuku uzmanlığıyla bu alanda çok verimli olacaktır.
İnsan hakları bilincinin yükselmesi üzerine 2000 yılında kurulan il ve ilçelerdeki İnsan
Hakları Kurulları, ne yazık ki yeterli aktifliği gösterememiştir. Vahit hoca ilk iş olarak, kurulun yapısını değiştiren yönetmelik hazırlayarak, il ve ilçelerdeki kurulları işlevli hale getirmiştir. Önceki kurulda üye olan emniyet müdürü, jandarma komutanı, sağlık, milli eğitim ve sosyal hizmet müdürlerinin kuruldan çıkarılması, etkin olması gereken mesleklerin ağırlığının artırılmasıyla kurul, gerçekçi ve etkin hale getirilmiştir.
Vahit hoca, Türkiye sathında her türden insan hakkı ihlali şikayetlerine kapılarını açarak, Kurula ciddi bir ivme kazandırmıştır. Önümüzdeki yıl "alo insan hakları" hattı oluşturularak ihlallerin takibinde hızlılık ve canlılık sağlanacaktır. Yapılan başvurular konusu itibariyle ilgili resmi kurumla ilişkiye geçilerek incelenip, soruşturulmaktadır. İhlal, münferit nitelikte ise bireysel çözüm, mevzuattan kaynaklanıyorsa mevzuat değişikliği girişimleri, fiili durumdan kaynaklanıyorsa ilgili kurum amirleriyle yazışarak aykırılıklar giderilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmalardaki çözümlerin düzenli olarak kamuoyuna açıklanması da anlamlı olacaktır.
Sivil örgütlerin yaptıkları gibi, üç aylık insan hakları ihlal raporları hazırlayarak kamuoyuna duyurulacaktır. Resmi bir kurumun bu nitelikte bir çalışma yapmasını gerçekten takdir etmek gerekir. Diğer yandan başta İHD ve Mazlum-der olmak üzere sivil örgütlerin raporlarını takip ederek, ihlallerin giderilmesi için aktif çalışmalar yürütülmelidir. Kurul çalışmalarına katılmaktan vazgeçen Mazlum-der ve İHD' nin haklı gerekçeleri giderilip, yeniden kurul çalışmalarına katılmaları sağlanmalıdır. Halkın ilgisini kazanmış, uluslar arası örgütlerce ciddiye alınan bu örgütler, kurul çalışmalarına ayrı bir çeşitlilik ve aktiflik katacaktır.
Önümüzdeki yıl Avrupa Birliği sürecinin gerektirdiği yoğunluğun altından sayın Vahit Bıçak hocamız kalkacaktır. Vahit Bıçak hocayı değerlendirmek isteyen Hükümet, kendisine gerekli imkanları sunmalı, Bıçak hocamızın özgün, radikal projelerini destekleyerek, insan haklarına dayalı devleti göstermelidir.
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde 6 aralık 2003 tarihinde yayımlanmıştır.