![]() |
Bir kapatma öyküsü
Hacı Ali Özhan
Demokratik Barış Hareketi Partisi, Ekim 1996 tarihinde kurulmuş, Yargıtay Başsavcılığı'nca ekim ayı içinde kapatma davası açılmıştır. Davaya konu edilen, programın ilgili paragrafında,
"Biz, Diyanet işleri Başkanlığı' nın bir devlet kurumu olmaktan çıkartılmasından yanayız. Kurum inanç sahiplerine devir edilmeli, kurumda hangi inanç 'grubunun, hangi temsil esasına göre var olacağı ve mali bütçesinin nasıl düzenleneceği tümüyle bu kurumda yer almak isteyen cemaat temsilcilerince belirlenmelidir" şeklindedir.Büyük katılım ve geniş çaplı faaliyetlerle kurulan Demokratik Barış Hareketi, kurulduğu ay içinde kapatma davasıyla karşılaşmıştır. Toplum da genel kabul görmüş ve "laiklik" ilkesinin de bir gereği olan bu düşüncenin parti programında önerilmiş olması, Başsavcılıkça kanuna ve Anayasa' ya aykırı denilerek kapatılması istenilmiştir
. Anayasa ve kanunun amir hükmü de gerçekte bu yöndedir. Yani bir heyecan ve geniş katılımla kurulan DBH kurucuları, yeni bir partinin kapatılıp kapatılmayacağı tartışmalarıyla ve kapatılabileceği ihtimalini de düşünerek, 162 kurucusu, Sn. Ali Haydar Veziroğlu da istifa ederek Barış Partisi'ni kurmuşlar, DBH' nin bütün il ve ilçe teşkilâtları Barış Partisi'ne geçerek siyasal yaşamına devam etmişlerdir. Bilindiği üzere, Barış Partisi Nisan 1999 seçimlerinde beklenilen seçmen desteğini bulamamış, kadroları dağılmış ve başka bir partiye iltihak ederek siyasal yaşamına son vermiştir.Mayıs 1997 tarihinde beş muhalif oya karşı 6 oyla dava reddedilmiş ve DBH, siyasal yaşamındaki ilk engeli aşmış, ancak bu kez yalnızca 2 kurucusu kalmıştır. Barış Partisi'ne geçen kadroları ve üyeleri, DBH' ye geri gelmemiş ve DBH yalnız ve mahzun olarak bırakılmıştır.
Kurucularını, tabanını kaybetmiş olan DBH, zorunlu organlarını oluşturamamıştır. Bu kez de Başsavcılık, Aralık 1997 tarihinde dağılmış sayılmasına karar verilmesi :için Anayasa Mahkemesi'nde dava açmış, Anayasa Mahkemesi de Aralık 1998 tarihinde DBH' nin dağılmış sayılmasına karar vererek
hukuki varlığını sona erdirmiş, bir anlamda kapatmıştır.Dağılma kararı Mart 1999 tarihinde Resmi Gazete' de yayımlanmışken, önceki ret kararı ancak Haziran 2000 tarihinde, yani kısa kararın .açıklandığı 'Mayıs'1997 tarihinden tam 3 yıl sonra ancak yayımlanabilmiştir. 7 ayda sonuçlanan davanın kararının 3 yıl sonra yayımlanması makul görülemeyeceği gibi ciddi hak kayıp ve ihlallerine de neden olmaktadır
.Bir kararın gerekçesinin yayımı bu kadar uzun olamaz. Üstelik iddia ve savunmayı çıktıktan sonra gerekçe olan 12 sahifenin yazımı hem de yalnızca bir paragrafın anayasaya aykırı olup olmadığının tesbitinden ibaret bir dava bu kadar zaman geciktirilemez. Her ne kadar kapatma kararı değil, red kararı deyip yayımlanmaması önemli görülmese de kapatma davalarınd
a da uzun gecikmeler yaşanmaktadır. Örneğin,Sosyalist Birlik Partisinin kapatma kararı 2,3 yılda, Emek Partisinin 1,8 yılda, DDP nin 1,7 yılda gerekçeli kararları yayımlanmıştır. Demokratik Kitle Partisi'nin kapatılması kararı Şubat 1999 tarihinde açıklanmasına karşın halen yayımlanmamıştır.Anayasa' da bağlayıcı bir süre olmamakla beraber mahkeme uygulaması görevi ihmal derecesinde "makul süre" hakkını ihlal etmektedir. Aslında bir kararın verilmiş olması, o kararın gerekçesiyle beraber varlığını gerektirir. Dolayısıyla gerekçeli, kararın yazımı yalnızca yazmak faaliyetinden ibarettir. Yoksa karar verelim, sonra gerekçe arayalım, karara uygun gerekçeler bulalım, araştıralım, yazalım anlamında değildir
. Anayasa Mahkemesi'nin iş yükü veya asli işi olmayan kapatma davaları bu gecikmeye mazeret olarak gösterilebilire de, Anayasa Mahkemesi asli işiyle ilgili kararlarda da makul gecikme sınırını aşmaktadır, iş yükü de hukuki değerde neden olamaz. Bu konuda Anayasa' da düzenlenmesi gerekecek kadar önemli ve kapsamlıdır. Çünkü, partinin tüzel kişiliğinin sona ermesi karan Resmi Gazete' de yayımı ile olmakta, yasaklı yöneticilerin 5 yıllık siyaset yasağı Resmi Gazete' deki yayımla başlamakta, milletvekili olanların milletvekilliği Resmi Gazete' deki yayımla sona ermektedir. RP davasında görüldüğü üzere, kapatılan partinin Meclis' te grubu olması, komisyon ve başkan vekili üyelerinin görev süresi kararın yayımı ile başlayacağından, Meclis' in çalışması açısından önemli etki ve sonuç doğurmaktadır. Kısaca, konu anayasal düzenlemeye muhtaçtır.Demokratik Barış Hareketi Partisi davasından, kapatma davaları açısından önemli dersler çıkarılmalıdır. Programın yazımında Anayasa' ya, kanuna aykırı olup olmadığı tartışılan konuların tespiti güçlüğü nedeniyle ve Başsavcılıktan da bu konuda görüş alma imkânı verilmeden derhal kapatma davası müeyyidesinin yerinde olmadığı açıkça gözükmektedir.
Partilerin kapatılmasını savunan hukukçulara, DBH' nin hüzünlü siyasal ve hukuki yaşamı üzerine düşünmelerini öneriyor, vazgeçilmez saydığımız siyasal partilerimize karşı biraz ciddi olalım diyorum.Hacı Ali Özhan
akit gazetesi 17 haziran 2000 tarihinde yayımlanmıştır.
|