Yine Türban tartışılıyor. Hükümet gündemine almak istememekle beraber, bu tartışmaların içine bilinçli olarak çekilmektedir. Hükümet konuyu 'hak ve özgürlükler" kapsamında değerlendirerek, konuya sağlıklı bir bakış içindedir. Bu yaklaşımını, geniş hak ve özgürlükler getirerek uygulamada göstermeli ve türbanı çözmekten kaçınmamalıdır. Türbana özgürlük sağlanarak bu sorunun çözümünü bir sosyalist olarak istiyor ve bekliyorum.
Türban yasağını savunan sosyal demokrat ve bazı sosyalistlere, çok söylenen bazı hatırlatmaları yapmak istiyorum. Özgürlük açık giyinmekten kapalı giyinmeye kadar istenildiği gibi giyinmektir. Tamamen kişinin özel yaşamı, vücut bütünlüğü ve kişisel tercihi ile ilgili böyle bir konuda yasak getirilemez. Kapalı giyinme zorunluluğu yanlış olacağı kadar, açık giyinme zorunluluğu da yanlıştır. Çağdaşlık adına yasaklayıcı kural savunulamaz. Giyinmenin, çağdaşlıkla doğrudan ilgisi kurulamaz. Açık giyinmenin çağdaşlık olduğu iddia edilemez. Kişinin özel dünyasına müdahale hiçbir çağdaş değerle bağdaştırılamaz.
Sorunların kaynağı yasaklamadır. Çözüm özgürlükle başlar. Özgürlük insan doğasına en uygun denge davranışını, doğal yaşam biçimini kendiliğinden kurar. Aykırılıkları eler, taklitsiz, önyargısız ve orijinal biçimler üretir. Çağdaşlık da bu orijinalliğin kendisidir. Yanlış bir davranış; fikir varsa yasaklamakla değil, aksine serbest bırakılarak fikir düzeyinde mücadele edilmelidir. Yasaklama ile mücadele edilmediği gibi aksine yasaklanan düşünce yapay olarak güçlendirilmiş olunur.
Başörtüsü sorununun 3-5 kişi olduğu, abartıldığı söylenmektedir. Bir kişi olsa bile binlerce insanın sahip çıkma duyarlılığı toplumsal güzelliktir. Bir kişiye yapılan haksızlığa sahip çıkmak, kendimize yapılmış gibi önemsemek, toplumsal gelişmenin bir ölçütü olup çağdaşlığında, insanlığında kendisidir. Bütün dinlere %1 lik azınlıkta olsalar, küçük bir topluluk olsalar bile, toplumsal geleneklere, değer yargılarına saygı duymak onların kendi gerçeklerini kabul etmekle olur.
İHD genel başkanı sn. Hüsnü Öndül, "...sayın münevver arınç istediği yerde, istediği koşulda istediği kılık-kıyafetle dolaşabilmelidir. Münevver hanıma yönelik yapılan saldırıları kendi annemize yapılmış hakaret olarak görüyoruz..." degerlendirmesini yapmaktadır Sn. Zülfü Livaneli, "...Başörtüsü sorununu CHP çözmeli. CHP'nin çözme şansı daha yüksektir. Bu açılım yapılmalıdır..." diyor. Sayın Livaneli bu açılımın başlangıcını yapmalıdır. Gerçekten demokrat milletvekillerinin imzasıyla bu konuda girişimde bulunabilir.
Kılık kıyafet özgürlüğünü sınırlayan Devlet memurları yönetmeliğinin 5. maddesindeki "kadınların, elbiselerin sade olacağı, tırnakların normal kesilmiş olacağı, pantolon ve kolsuz çok açık yakalı gömlek, buluz, elbise giyilemeyeceği" kuralı tümden kaldırılmalıdır. Türban özgür olacağı gibi, kadınların istedikleri şekilde giyinmesi serbestisi getirilerek bu sorun aşılabilir. Hüsnü Öndül' ün, İHD'nin ve önemli bir sol kitlenin benimsediği bu özgürlükçü yaklaşımı başta sayın Livaneli olmak üzere demokrat CHP'li milletvekilleri gösterebilmelidir.
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde 3 aralık 2002 tarihinde yayımlanmıştır.