hacialinin websitesi muhtelif konular
Bu sayfada, hukuki, siyasi ve muhtelif konularda Hacı Ali Özhan tarafından yazılmış makaleler, dilekçeler bulunmaktadır. Ayrıca İlginç ve önemli görülen yazılar, mahkeme kararı ve dilekçe örnekleri burada sunulacaktır. eylül 2001


Gönderen : Necati Çavdar
Sent : Thursday, April 1, 2004 11:43 AM
Subject : İlginç bir yaklaşım

ÇAĞDAŞLIK ?...

Akit Gazetesinin Ateist ve de Çağdaş Yazarı Şaha Kalkınca Gerçek Kafasına Dank Etti...

Gerçekten bu çağdaşlık nedir... Kaç metre... Kaç kilo... Ölçüsü ne? Bilen varsa beri gelsin. Ancak insanlar kelimelerin sihirli gücü ile vuruluyor.Kendi arzularına erişmek için kelimeler ifade ettiği anlamın dışında silah olarak kullanıyorlar.Fakat gerçek balçıkla sıvanamıyor.

Kendine özgü düşüncelerini cesaretle ortaya koyan Hukukçu Hacı Ali Özhan beyi geçen hafta ziyaret ettiğimde;” Necati bey, tek eşlilik insan yapısına aykırı. Çağdaş bir şey değil.İnsan yaratılışına aykırı şey neden çağdaş olsun ki?” diyerek bir takım konuları sordu.

“Zaten tek eşlilik kavramı çağdaşlık(!)tan dolayı değil, Hıristiyan teolojisinden kaynaklanmaktadır. Adamlar kendi kültürlerine göre hayat tarzını kurmuşlar, yasalarını da ona göre yaptıklarından bir toplumsal huzursuzluk olmuyor.Toplumsal kabul söz konusu.Bizimkiler, Batı’dan yasaları alınca bunun çağdaşlık(!) gereği olduğunu zannetmişler.Halbuki Hıristiyan teolojisinin yani şeriatının gereğini yerine getirmişler.Hıristiyan din adam ve madamlarının durumunun insan yaratılışına tam ters bir konum arz ettiğini de unutma..

Sen tabi İslam öncesi cehalet döneminde kız çocuklarının hor, kız babalarının hakir görüldüğünü duymuşsundur da insanların yüzlerce eşle birlikte olabilmesinin normal karşılandığını, İslam’ın tek eşliliği özendirdiğini ancak belirli şartlarla çok eşliliğe ruhsat verdiğini. Dolayısıyla diğer alanlarda olduğu gibi evlilik konusunda da en büyük devrimin İslam’la gerçekleştirildiğini...

Cehalet(Cahiliye) döneminde şerefli (hür) kadınların örtülü,kölelerin açık gezdiklerini..

Kabe’de muhafaza edilen putların (kendilerince )Hac döneminde erkek kadın çırıl çıplak ziyaret edildiğini...

Hz. Peygamber’in çok evlendiğin duyarsında, bunların çoğunun güçsüzleri koruma,fethedilen bölgelerin ileri gelenlerinden kimsesi kalmamışların hasiyetlerinin eskisi gibi devamının sağlanması, bunların yine izzetle yaşaması,hürmet görmesi ve İslam toplumunun çıkarı için kimi ileri gelen toplumlarla siyasal anlamda akrabalıklar kurmak amaçlı ve cinsel isteklerin ötesinde bir mana için gerçekleştirilmiş nikah tan öte bir anlamı olmadığını duymamışsındır.

Ve dünyada toplumsal kabul anlamında insanların iki nikahlı gezdiği tek ülkenin bizim ülkemiz olduğunu da ” diyerek bir takım açıklamalar yapmıştım.

Özhan, bu konuyla ilgili bir yazı yazacağını söyledi.Ben de bizim oralarda... Perçem Köyü’nde Mıcığın Hüseyin adında bir ihtiyar vardı. “Ne dedeniz var.Ne de dede parası.yezit(!)olduğunuza dua edin” diye şaka yapardı.Onun dediği gibi sen bekarken evlilik kurumunun kimi sorunlarını bilmiyordun. Kırk yıl bekar gezdin. Evlilik yapıp, şaha kalkınca gerçek kafana dank etti” diyerek şaka yaptım..

Özhan, yazısını yazmış.Ve ,yazısında Çağdaşlığı (!) sorguluyor......

Var olan her düşünce açıkça söylenebilmelidir.Zira söyletilmemesi halinde o fikrin yok olduğu görülmemiş.Fikri yok eden bir ilaç da bulunamamıştır.

Biz herkesin fikri kendisinindir, toplumda her fikir tartışılmalıdır anlayışıyla Özhan’ın hukukçu, çağdaş(!) ve ateist hatta birilerinin “İslamcı” gördüğü bir gazete yazarı sıfatları ile kaleme aldığı düşüncelerini orinal bularak takdirlerinize sunuyoruz. Ayrıca özgürlüklere karşı tutumu dolayısıyla kendini sorgulayan CHP’ye de bir teklifi var.

Düşünce onun.Yorum sizin.

* TBMM danışman olarak görev yapan Necati Çavdar kardeşim, bu sunuşuyla birlikte aşağıdaki makalemi, meil yoluyla bütün milletvekillerine göndermiş ayrıca bazı gazete ve dergilerde yayımlatmayı düşündüğünü belirtmiştir. Makalenin oluşumuna ve duyuru ve yayımlanmasına gösterdiği bu ilgi için kendisine teşekkür ederim. HAÖ.

ÇOK EVLİLİK

Toplumsal koşullar değişik evlilik biçimlerini ortaya çıkarmıştır. Avrupa ülkelerinin çoğunda tek evlilik kuralı uygulanmaktadır. Medeni Kanun İsviçre' den alındığı için, orada uygulanan tek eşlilik kuralı bize de geçmiş oldu. Osmanlı döneminde çok evlilik hatta belirli süreli evlilik mümkün iken, kanunla tek evlilik yapma zorunluluğu getirildi. Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerde böyle bir kurala sosyolojik ihtiyaç var mıydı bilemiyorum. Kanunun gerekçesinde belirtilen, çağdaş uygarlık nitelemesi bu kural için kanımca yerinde değildir. Tek eşlilik veya çok eşliliğin uygarlık kavramıyla doğrudan ilgisini kurmak zordur. Aksine kişilerin özel yaşamında alabildiğince özgürlüğünü sağlamak çağdaşlığın gereği olarak görülmelidir. İnsan fıtratına, duygularına, biyolojisine aykırı çağdaşlık olur mu? Çağdaş anlayış, özgürlükleri mümkün olan en geniş hale getirmeyi hedefler, çünkü bireyler ne kadar kendi özgürlüğünü yaşayabilirse, o kadar toplumsal mutluluğa ulaşılır. Toplumunu mutlu eden ülkeler de uygar ülke olurlar. Bireylerin özgür olmadığı, yani mutlu olmadığı bir toplumun mutlu olmayacağı da açıktır. İnsan gerçeğine aykırı kurallarla, uygarlık, medeniyet uyuşamaz.

Evliliği tek kişiyle sınırlayıp, cinselliği tekelleştirdiğiniz de doğal olarak sorunlar başlayacaktır. Çünkü erkeğin cinsel duyguları bir kadınla sınırlanamayacak nitelikte. Erkeğin başka eşler araması, hanımından hoşnut olmadığı anlamına da gelmez. Erkeklerin aldatmasından yakınmalar, bu nedenle bir gerçeğe denk düşüyor. Koşulları müsait erkeğin "metres" ilişkilere girmesi, az da olsa ikinci eşle evlenenlerin olması, erkeğin biyolojisi ve cinsel duygularını göstermektedir. Evlilik dışı ilişkilere girmemek, erkeğin tercihi değil aksine erkek duygularının bastırılmasıdır. Erkeğin çok eşle evlenebilir olması, mutsuz evlilikleri sonlandıracağı gibi mutlu evlilikleri de sağlayıcı olacaktır. Mutsuz evliliklerin bitmesi toplum için zarar olarak görülmemelidir. Erkekten kaynaklanan ve kadının sürekli katlanmasına dayalı mutsuz evlilikler yerine, isteyenin istediği kadar evlenebildiği bir aile, tercih edilmelidir. Kuşkusuz ikinci evliliklere müsaade etmeyen kadının boşanma hakkı vardır. Kuran-ı Kerim bazı şartlar içinde dört kadına kadar evlilik yapmaya izin veriyor. (Nisa suresi 3 ayet) Arap toplumunda cahiliye döneminde evlenme sayısında sınır yokken, Kuran bunu dört ile sınırlamış. Başta peygamber olmak üzere dört halife de çok sayıda evlilik yapmışlardır. Hz. Muhammed elli yaşında, Hz. Haticenin ölümünden sonra on tane evlilik yapmıştır. Hz. Ali otuz beş yaşında, Hz. Fatıma'nın ölümünden sonra sekiz evlilik yapmıştır. Hz. Ebubekir'in dört, Hz. Ömer'in dokuz, Hz. Osman'ın üç eşi olmuştur. Hz. Hasan'ın çok sayıda evlilik yaptığı kaynaklarda yazılıdır. Kısaca İslam dini, evlenmeleyi, eşi ölmüş veya boşanmış herkesin yeni bir evlilik yapmalarını teşvik ediyor.

Tek eşle evlilik zorunluluğu kaldırılmalı, erkeğin birden fazla kadınla medeni nikah yapması sağlanmalıdır. Böylece evlilik dışı oluşan fiili durum yasalaşmış olacaktır. Bu önerim, hiçbir din veya dinsel gerekçeden değil, yalnızca erkek biyolojisi gerçeğine dayanmaktadır. Ayrıca Müslüman olarak değil, bir ateist olarak yaptığımı da belirtmek isterim. Bu konuda AK Parti yerine, kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan CHP' nin, kanun değişikliği teklifi vermesi daha uygun olur. Inkılap kanunları arasında bulunduğunu söyleyenlere şunu hatırlatmak isterim ki, Anayasa, evlenmenin evlenme memuru önünde yapılacağını ve bu işlemden önce dini tören yapılamayacağı hükümlerini, inkılap kanunu olarak tanımlıyor. (m.174) Dolayısıyla evlenme memuru önünde yapılmak şartıyla evli iken ikinci veya daha fazla evlilik akdi yapılması inkılap kanunu kapsamına girmez. Ceza kanunu da, resmi nikah işlemi yapılmadan imamın dini tören yapmasını suç görmüştür. (m.526) Kaldı ki inkılap kanunları arasında görülse dahi, anayasa bunların değişmeyeceğini değil, yalnızca anayasaya aykırılığının ileri sürülemeyeceğini söylüyor. Dolayısıyla çok evlilik önünde anayasal bir engel de yoktur.

Hacı Ali Özhan

* TBMM danışman olarak görev yapan Necati Çavdar kardeşim, bu sunuşuyla birlikte aşağıdaki makalemi, meil yoluyla milletvekillerine ve basın mensuplarına göndermiş ayrıca bazı gazete ve dergilerde yayımlatmayı düşündüğünü belirtmiştir. Makalenin oluşumuna ve duyuru ve yayımlanmasına gösterdiği bu ilgi için kendisine teşekkür ederim. HAÖ.9 nisan 2004
insan hakları mahkemesi   anayasa mahkemesi   yargı   yasama  yurutme   baro    main page / ana sayfa
hacialiozhan2000@yahoo.com   hacialiozhan@hotmail.com   hacialiozhan@mynet.com