İşkenceyle savaş uzmanlık ister
İşkence ve kötü muamele ile
mücadelede özel bir kanun çıkarılması daha yerinde olur. Çünkü
karşımızda delil temini, Adli Tıp ve Emniyet'in denetimiyle
tutuklu-avukat ilişkileri gibi çok boyutlu bir vakalar dizisi
bulunmakta
12/12/2002 (273 defa okundu)
HACI ALİ ÖZHAN
Uluslararası Af Örgütü
(UAÖ) 'İşkenceyi durdurmak için bir adım atın' başlığıyla
başlattığı kampanyasının gerekçesinde şunları söylüyor:
"İşkencenin nasıl önleneceği konusunda bilgi eksikliği
yoktur. Hükümetlerin işkenceye son vermek için taahhütlerini
yerine getirmesini çok bekledik, işkenceye karşı kampanya
sıradan insanlar tarafından sürdürülmeli. İnsan hakları
aktivistleri ve destekçiler için, güçlerini birleştirerek,
işkenceye karşı bir adım atma ve hükümetlere sorumluluklarını
hatırlatma zamanı gelmiştir.
İşkencenin sürekliliği ümit
kırıcıdır, fakat birlik üzerine temellendirilmiş bir
kampanyanın uzmanlaştırıcı ye harekete geçirici bir
potansiyeli var. İşkenceciler, kamuoyunun bu konudaki
kayıtsızlığından güç bulmaktadır. Bizim amacımız, bu
kayıtsızlığı öfkeli bir itiraza, onu da bir eyleme
dönüştürmektir."
Devlet, Ulusal Program'da işkenceyle
mücadele konusunda kararlı olduğunu, kısa vadede kanun
değişikliği yapılarak işkencenin önlenmeye çalışılacağını
taahhüt etti. Hazırlanan Ceza Kanunu tasarısındaki işkenceyle
ilgili hükümler; kötü muamele, onur kırıcı eylemleri
kapsamadığı için yeterli değildir. İşkencenin daha az
şiddetlisi olan kötü muamelenin de cezalandırılması gerekir.
Bu nedenle tasarıdaki (m. 139) işkenceyi suç sayan maddede
kötü muamele, insanlık dışı eylemi de kapsayan değişiklik
yapılması gerekir.
Aslında işkence ve kötü muamele ile
mücadelede, özel bir kanun çıkarılması daha yerinde olacaktır.
Çünkü, işkence ve kötü muamelenin tespiti, yeterli derecede
araştırılması, delillerin temini ile Adli Tıp Kurumu,
Emniyet'in denetimi, tutuklu ve avukat ilişkisi gibi çok
boyutlu bir ilişki, özel bir kanun gerektirecek uzmanlık ve
özellik taşımaktadır.
Mevzuat çok
dağınık
Dağınık halde bulunan mevzuatı bir
kanunda toplamak, kanunun uygulanmasını da kolaylaştıracaktır.
İşkencenin ve kötü muamelenin ayrıntılı tanımlanması ile maddi
ceza kuralları yanında, yargılama usul kurallarını, avukat ve
Adli Tıp ilişkilerini kapsayan özel bir kanun, işkenceyle
mücadelede heyecan oluşturacak ve önleyici bir işlev
görecektir. Ayrıca Ulusal Program'daki taahhütlerin yerine
getirilmesini de kolaylaştıracaktır.
Uluslararası Af
örgütü, işkencenin yasaklanmasının yeterli olmadığını,
önleyici acil tedbirler alınmasını, 12 maddelik bir program
sunarak hükümetlere önermiştir.
Buna göre, her ülkenin en
üst yöneticileri, işkenceyi her gerçekleştiğinde kınamalıdır.
Tutuklular, akrabaları, avukatı ve doktoruyla geciktirilmeden
görüştürülmeli, nerede ve kimin yetkisinde tutulduğu
açıklanmalıdır.
Tüm gözaltı birimlerine bağımsız, habersiz
ve kısıtlamasız denetim ziyaretleri yapılabilmelidir. Sorgu
makamı ile gözaltı makamları birbirinden farklı olmalıdır.
İşkence şikâyet ve raporları, bağımsız kurumlarca zamanında ve
kapsamlı olarak incelenmeli ve soruşturma sonuçları halka
açıklanmalıdır. İşkence altında alınan ifadelerin
kullanılmaması, işkence mağdurlarına yeterli tazminat ve
tedavi imkânı sağlanmalıdır. Sayın Erdoğan ve Bakanlar işkence
konusunda kararlı olduklarını sıkça beyan ediyor. Hükümet
'İşkence ve Kötü Muameleyle Mücadele Kanunu' çıkararak
'işkenceyle mücadele seferberliği' başlatabilirse, kısa
zamanda başarılı olabilir.
Hacı Ali Özhan: Ankara
Barosu avukatı
Bu
habere kaç puan verirdiniz? |
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
Geçerli her oy için kayıtlı
kullanıcılarımız 2 Radikal Puanı
kazanırlar. |