3 kasım seçimleri sivil devrim niteliğinde sonuçlar doğurdu. Eski siyasi partileri ve bütün liderlerini halkın önüne çıkmayacak kadar siyaset sahnesinden çıkardı. 60 yılından buyana ilk defa böylesine büyük çapta bir değişiklik gerçekleşti. Toplumun karamsarlaştığı bir dönemde, seçmen umutlu bir tavır sergiledi.
Tayyip Erdoğan'ın mimarı olduğu bu hareket, AKP şahsında önemli bir görev üstlendi. Bu ağır sorumluluk ve umudun gereklerini yapmak AKP omuzlarına yüklendi. Bu görevin hakkını vermek için Tayyip Erdoğan ve AKP, gerektiğinde cesur ve radikal önlemleri risk üstlenerek alabilmelidir.
Tayyip Erdoğan'ın karizması ve liderliği AKP' yi var eden en büyük etkendir. AKP iktidarında da bizzat Erdoğan'ın, en önemli siyasi sorumluluk üstlenmesi gerekir. Genel Başkan ve Başbakanın farklı olması ile sorumluluk ve yetkileri ikiye ayırmak, Başbakanı zor duruma sokabileceği gibi protokol karmaşası yaratması da kritik sorunlara neden olabilecektir.
Bu nedenle kanımca ilk yapılması gereken, Meclis ilk çıkaracağı bir maddelik kanunla, anayasanın 109 maddesindeki Başbakanın milletvekili olma şartını ortadan kaldırmalıdır. Bu değişiklikten sonra Tayyip Erdoğan Başbakan olarak hükümette görev üstlenmelidir.
Diğer yandan açılan kapatma davasına neden olan Genel Başkanlıktan istifa etmesi, AKP' ye üyelik başvurusunda bulunarak ilk genel kongrede genel başkan seçilmesi kanımca hukuken isabetli olacaktır.
Toplumun tanıdığı, sevdiği ve önemsediği bazı kişilerin dışarıdan Bakan olarak atanması da çok isabetli olacaktır. Örneğin