![]() siyaset yazıları DEMOKRAT CHP ! Yargıtay Başsavcılığının kurultay yapılması yönündeki isteğini CHP yerine getirmeyeceğini açıkladı. Her ne kadar yeterli delegenin çağrıda bulunmadığı gerekçesine dayanılsa da, gerçek neden muhalefeti engellemeye çalışmaktır. Nitekim muhalif seslerin sözcülerinin disipline verilmesi ve sayın Baykal'ın baskın kurultayı bunu göstermektedir. Basına ve halka kapalı, genel başkana güvenoyu anlamında bir kurultay siyaset tarihinde bir ilk olmuştur. Bu kurultayın gündemine muhaliflerin talepleri de alınsaydı sorun kalmayacakken aksine muhalefeti cezalandırma amacıyla kurultay toplanması parti içi demokrasiden uzaklığın derecesini gösteren bir örnek olmuştur.
Muhalefete, çoğulculuğa bu kadar kızgın, hoş görüsüz ve öfkeli CHP yönetimi, Yargıtay Başsavcısı yerine görev ifa eden savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu bile muhaliflerle beraber hareket etmek gibi eleştirmeye çalışmaktadır. Savcılığın uyarı yazısı kanuna ve usule uygundur ve yıllardır uygulanan Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Aslında gerek uygulamanın gerekse savcılığın uyarısının doğru olduğunun farkında olan çoğu hukukçu olan CHP yönetimi, sırf muhalefetin sesini boğmak için kurultay toplanmasını istemediğinden, kendilerinin de inanmadıkları gerekçelerin arkasına sığınmaktadırlar. Benzeri bir konuda genel merkezin görüşü sorulduğunda, sayın Önder Sav İstanbul il başkanlığına yazdığı yazıda "olağanüstü kongre yapılması iradesi hukuken belirip geçirlilik kazandıktan sonra noterden verilmiş imzaların noter dışı yolla geri alınması olağanüstü kongre isteğini düşürmez." demektedir. Diğer yandan delegenin tam sayısı değil mevcut sayısı ölçü alınmaktadır. Ölen, istifa veya ihraç edilen delegenin sayı içinde görülmesi hukuka aykırıdır. Aksi yorum azınlık hakkı kavramına da aykırı olacaktır. Bu konuyu Savcılık yeterli ve ikna edici şekilde izah etmiş ve uygulamanın da bu yönde olması halinde CHP'nin itirazı hukuki olmaktan uzaktır.
Kongre, bir partinin en üst karar organı olması nedeniyle parti içi demokrasi konusunda çok önemlidir. Böyle bir üst organının toplanması önündeki engellerin doğrudan demokratik kuralları zedeleyeceği açıktır. Bu nedenle savcılık haklı ve yerinde olarak kongre konusuna çok duyarlıdır. Nitekim son bir yıl içinde süresinde genel kongreyi toplamayan AK Parti, DSP ve Saadet Partisine de uyarı yazısı yazarak kongre kararı alınması sağlanmıştır. Genel uygulama yönünde işlem yapan savcılıkla zıtlaşmak, hem de muhalefete imkan vermemek amacıyla uyarıyı reddetmek, siyasetin yanında hukuki açıdan da bir parti için uygun olmayacaktır. Anayasa Mahkemesinde ihtar davası açılmasını ve hazine yardımının kesilmesini CHP'nin göze alması pahasına, azınlık haklarına ve çoğulculuğa aykırı eylemlerin içinde olmasını CHP yönetimi, partililer ve seçmeni iyi değerlendirmelidir.
Parti içi demokrasi açısından önemli bir hüküm de CHP'nin ekim 2003 tarihli kurultayın da "... seçimlere geçilmeden önce adaylar saptanır. Aday olmayanlar seçilemezler. Genel Başkanlığa aday olabilmek için, üye tam sayısının en az yüzde yirmisinin yazılı önerisi gerekir. Bu öneri, huzurda başkanlık divanının görevlendireceği üye veya üyelerin gözetiminde imzalanır. Bir delege, adaylardan sadece biri için imza verir." değişikliğidir. Buna göre CHP'de en fazla ancak 5 genel başkan adayı olabilecektir, daha fazla aday olabilmesi imkansız hale getirilmiştir. Keza ancak kongre anında ve seçim maddesinden önce divan önünde açıktan imzalarıyla delegelerin aday gösterebilmesi kuralının her yönden sakıncalı olacağı açıktır. CHP' de bireysel başvuru şeklinde kişisel adaylığın kaldırılması, aday olma, seçilme gibi üyelik haklarını tümden ortadan kaldırmaktadır. Nitekim bu tüzük değişikliği nedeniyle aynı kongrede sayın Bedri Baykam'ın genel başkan adaylığı kabul edilmemiştir.
Anayasa partilerin tüzük ve programları ile eylemlerinin, eşitlik, insan haklarına, millet egemenliğine, hukuk devleti ve demokratik ilkelere aykırı olamayacağını belirtiyor. Keza her hangi bir tür diktatörlüğü savunamayacağını, yerleştirmeyi amaçlayamayacağını belirterek aksi halde kapatılmasını emrediyor. Parti kapatma davalarına ayırımsız tümden mutlak karşıyım, ancak kanun hükümleri varsa uygulanacağı tabidir. CHP'nin kapatma davalarına karşı olmadığı da biliniyor. Kanun yalnızca "bölünmez bütünlüğe ve dinsel"! partiler için olmadığına göre CHP içinde uygulanmalıdır. Bir partideki çoğunluğun diktatörlüğü veya yönetimi ele geçirmiş azınlığın diktatörlüğü şeklindeki kurallar, keza üyeler arasında eşitlik kuralına ve demokratik esaslara aykırılık halinde yaptırımların uygulanmasından kaçınılmamalıdır.
Hacı Ali Özhan
bu makale vakit gazetesinde 7 temmuz 2004 tarihinde yayımlanmıştır.
|