|
MAHALLİ ADAYLAR
Partiler mahalli seçim adaylarını seçim kuruluna verdiler. İtirazları değerlendiren il seçim kurulu kararlarına karşı Yüksek Seçim Kurulu son kararı vererek adaylar kesinleşecek. Basına yansıyan itiraz haberleri dışında çok sayıda itiraz yapılmakta.Belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi ve muhtarlarla beraber, seçime giren 22 partinin yaklaşık yüz bin civarında adayı ile ilgili itirazların incelenmesi ciddi bir iş yükü. Yargıtay Başsavcılığı siyasi partiler bürosu ve Yüksek Seçim Kurulu başta olmak üzere bütün il ve ilçe seçim kurumları yoğun bir çalışma içindeler.
Adaylara yönelik itirazların çoğu sabıka kayıtları içeriklidir. Kanuna göre bazı suçlardan mahkum olanlar aday olamayacakları için, adli sicil arşiv kayıtları bu yönden incelenmektedir. Düşünce suçu ve siyasi suçları da kapsayan bu erteleme kanunlarından faydalanan çok kişi, bu seçimlerde aday olmuştur.
Kanun da belirtilen bazı suçlardan mahkumiyet halinde affa uğramış olsalar dahi, hiçbir zaman aday olamayacaklara ilişkin hükmü YSK, isabetli olarak cezası ertelenmiş suçları af niteliğinde görmeyerek, deneme süresiyle sınırlı tutmuştur. Yargıtay'da bu hallerde, mahkumiyeti hukuken yok hükmünde kabul etmektedir. Dolayısıyla deneme süresi sonunda, suç vaki olmamış hale geleceğinden adaylığa engel bir hal kalmamaktadır.
4616 sayılı ve 4454 sayılı erteleme kanunlarının kapsamına giren kişilerin sabıka kayıtlarının hukuki değerlendirilmesinde tereddütler oluştuğundan, bazı il seçim kurulları farklı kararlar vermektedir. Yüksek Seçim Kurulu; bir cezanın TCK m.95 uyarınca mahkemenin takdiriyle ertelenmesi halinde, beş yıllık erteleme süresince aday olamayacağı yönünde karar vermiştir. Bu karar kanımca yanlıştır. Çünkü, erteleme ile cezanın işlem görmemesi bu nedenle bir yeni fırsat verilerek denemek amaçlanmıştır. Dolayısıyla ertelenmiş ceza ile ertelenmemiş ceza arasında, YSK' a göre bir fark kalmamış olmaktadır.Bu dönemde kişinin seçilme haklarını kullanamaması, ertelemenin amacına aykırı olacaktır. Kaldı ki erteleme süresi bittiğin de, hükümlü zaten memnu hakların iadesi kararı alarak seçilme hakkını tekrar kazanmaktadır.
YSK, bu değerlendirmesini 4616, 4454 sayılı kanundan dolayı ertelemeyi içeren suçlar için uygulamamalıdır. Keza TCK m. 95 uyarınca erteleme halinde ki yerleşik kararını da değiştirmelidir. Aksi halde adaylık başvuruları kabul edilmeyen çok sayıda kişinin, YSK kararları kesin olduğu için, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurması halinde Türkiye ciddi bir sıkıntıyla karşılaşabilir. Sözleşmeye ek protokoldeki hüküm, yalnızca milletvekili seçimlerine özgü diye itiraz edilebilirse de, maddenin geniş yorumlanarak mahalli seçimleri de kapsar şekilde yorumlanması pekala mümkündür. Yine sabıka kayıtlarını sildirmeyen adayların başvuruları sildirme işlem tarihi olarak değil, silmeyi hak kazanma tarihi itibariyle dikkate alınmalıdır. Silme işlemini yaptırmayan adaylar için de, il seçim kurulları işin esasını inceleyip "silmeyi hak edip etmediğine" göre karar vermelidir.
Son olarak belirtmek isterim ki, seçilme engelini düzenleyen madde çok geniş bir yasak içermektedir. (2972 sayılı kanunun 9 maddesi yollamasıyla 2838/11 maddesi) Bu maddeye göre, bir yıl hapis cezası alanlar ile düşünce suçu diye bilinen 158, 159, 169, 312 gibi maddelerden mahkum olanlar aday olamamaktadır. Nitekim bu nedenle sayın Tayyip Erdoğan milletvekili adayı olamamıştır. Yasaklayıcı sınırın beş yıl hapis cezasına çıkarılması ile suçun türüne göre gruplandırılıp belirli bir süre için yasak getirilmesi yerinde olacaktır. Keza her halde düşünce ve siyasi suç diye bilinen maddeler, adaylık engeli olmaktan çıkarılmalıdır. Seçimden sonra, seçim kanunu ve seçilmeyle ilgili kanun değişiklikleri yapılarak özgürlükçü ve demokratik bir sistemin kalıcı olarak kurulması AK Partinin borcu olsa gerek.
Hacı Ali Özhan
bu makale vakit gazetesinde 21 şubat 2004 tarihinde yayımlanmıştır.
hacialiozhan@hotmail.com hacialiozhan@mynet.com hacialiozhan2000@yahoo.com |