HaciAlinin websitesi
SİYASİ PARTİLER VE SEÇİM HUKUKU

YEREL YÖNETİCİLER

Mahallinde bizi yönetecek, 53 bin muhtarımızın yanında 34 bin belediye meclis üyesi, 3 bin il genel meclis üyesi, 2253 belde, 850 ilçe ve 81 il belediye başkanı toplam 90.353 yöneticimizi seçtik. Seçime giren 22 partinin her biri doksan bin aday gösterdiği için iki milyon aday seçimlerde yarıştı. Partilerin aday adayı başvuruları ile üç milyona yakın adayın katıldığı bu seçimlerde olması gereken heyecan, coşku yaşanmadı. Bunca adaya rağmen halkta da ilgi, merak, hareket gözlenmedi. AK Partinin yüksek bir sonuç alacağı beklentisi, yani sonucu belli seçimlerin doğal olarak coşkusu da olmuyor.

AK Parti beklenildiği gibi büyük başarı gösterdi. Tayyip Erdoğan'a gösterilen bu ilgiye karşın, Erdoğan'ın alçak gönüllü ve sade hali, oylarını iyice yükseğe çıkarmayı sağladı. AK Parti olayın da, kapsamlı analizlere konu olacak sosyolojik gerçeklik yaşanıyor. Türkiye' de, 3 kasım da yaşanan sosyolojik olay, 28 mart seçimlerinde de tekrarlanacak. Siyaset bilimi açısından üzerinde çok düşünülecek bir tarihi sayın Erdoğan yazıyor. Erdoğan ve kadrosu, bu tarihi, kendi yetenekleri ve çalışmalarıyla örecekler.

Oy kaygısı olmayan Tayyip Erdoğan, yıpranmış siyaset ahlakını rahatlıkla düzeltebilir. Örneğin seçimden önce ekonominin gereği böyle gerektiriyor diyerek zam yapması gibi, başka konularda da ahlaki davranış biçimlerini yerleştirebilir. İktidar partisine mensup belediyenin daha fazla yardım alabileceği, başarılı olabileceği gibi bir tanıtım ne yazık ki AK Parti tarafından da yapılıyor. AK Partinin buna hiç ihtiyacı yoktu. Bu konuda "hangi parti adayını seçerseniz seçin hepsi bizim başkanımızdır, aralarında parti ayrımı yapılmadan birlikte hizmetler yürütülecektir" şeklinde ahlaki davranış, daha uygun olurdu. Yine Bakanların seçim gezilerine çıkması önlenerek, yaptıkları görevin niteliği gereği tarafsızlık korunsaydı güzel bir davranış geleneği başlatılmış olunurdu. Buna benzer yozlaşan siyaset davranışlarını yeniden ahlaklı hale getirmek, AK Partinin "ahlaki" görevidir.

Seçim sistemini de ahlaklı hale getirmek AK Parti için ciddi bir kazanım olacaktır. Örneğin mevcut belediye başkanlarının istifa etmeden yeniden aday olmaları sakıncalıdır. Çünkü bunların bulundukları makamın imkanlarını kullanmaları, adaylar arasındaki eşitliği bozacağı açıktır. Dolayısıyla yeniden aday olacakların istifa etmeleri kuralı getirilmesi isabetli olacaktır. Keza milletvekillerinin de istifa etmeden aday olmaları sakıncalı görülmelidir.

Milletvekili seçiminde, 1987 seçiminde uygulandığı gibi tercihli sisteme dönülmesi yerinde olacaktır. Böylece seçmen, partilerin adayları içinden kişi olarak işaretleyerek oyunu kullanmış olacaktır. Milletvekili sayısı kadar işaret yapılacağından, seçmen değişik partilerindeki adayları birlikte tercih edebilecektir. Bu durum adayları çalışmaya yönelteceği gibi, seçmeninde adayları tanıyarak oy vermesini sağlayacaktır. Keza adayı tanıyan seçmenin, milletvekilini denetimi de kolay olacaktır. Ayrıca bu yöntem ile milletvekili, kendisini halk seçtiği için daha güçlü olacaktır. Yine belirli sayıda seçmenin imza toplaması ile milletvekilliğinin geri alınması gibi bir usul getirilmesi de kanımca isabetli olacaktır.

Memurların aday olmaları için istifa etmeleri yerine, partisince aday gösterildiğinde istifa etmesi daha isabetli olacaktır. Çünkü çoğu partilerce aday gösterilmediğinde eski görevlerine iade edilmeyerek mağdur olmaktadırlar. Seçimle ilgili hiçbir faaliyet başlamadan, memurların çok önceden istifa etmek zorunda kalmaları, aday olma oranını fazlasıyla azaltmaktadır. Yine Belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri, partilerden değil de muhtarlar gibi kişisel olarak aday olmaları daha anlamlı olacaktır. Hatta Belediye başkan adaylarının dahi partiler yerine kişisel aday olmaları yöntemi tercih edilebilir. Bu halde seçmen adayları daha iyi tanıyacak, adaylar kendilerini tanıtmak ihtiyacı hissedeceklerdir. Bu sistemde, seçmenin % 75 i partilere oy verdiğinden, bu değişiklik yerinden yönetimin ruhuna daha uygun düşecektir. AK Parti bu ve benzeri ilkesel, ahlaki kuralları başlatırsa siyaset tarihinde hak ettiği yeri alacak, toplumun kalitesini gerçekten artırmış olacaktır. Seçimlerdeki %10 barajını kaldırmak istemediğini söyleyen sayın Erdoğan bu yanlışından dönerek ahlakı, dürüstlüğü gündemine almalıdır. Bu hem AK Partiye kazandıracak hem de bütün topluma kazandıracaktır.

Hacı Ali Özhan

bu makale vakit gazetesinde 3 nisan 2004 tarihinde yayımlanmıştır.


siyaset yazıları   demokrasi   insan hakları   laiklik   yasama   yürütme      main page / ana sayfa
hacialiozhan@hotmail.com   hacialiozhan@mynet.com   hacialiozhan2000@yahoo.com