hacıalinin websitesi
yargı sayfası

Yine 312

hacı ali özhan

Gündemi fazlasıyla meşgul eden ve yeterince tartışılan 312. madde Sayın Erbakan' ın mahkumiyetiyle tekrar gündeme geldi. Halkın kafasını Karıştıran ve usandıran bu tartışma umarız bu kez sonuçlanır. Değiştirilmesi yönünde fikir birliği sağlanmasına karşın, Sayın Hasan Celal Güzel ve Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceğini engellemek için bazı siyasi partiler sorunun çözümünden kaçmışlardır. Bu kez Sayın Ecevit, 312. maddenin mağduru olan çok sayıda sol siyasetçiyi, her kesimden aydın ve yazarların mankum olduklarını hatırlayarak, sorunun çözümüne katkı sunmasını dileriz.

312. maddenin değiştirilmesi sorunu kökünden çözmeyecektir. Kanımca 312. madde tümden gereksiz olup kaldırılmalıdır. Neden?

312/2 fıkrası, bir suç islemeye tahrik hareketini değil, kin ve düşmanlığa tahrik hareketini cezalandırmaktadır. Bir suç islemeye tahrik fiili tabii ki suç olmalıdır ve bu 311. maddede suç olarak vardır.

Bu ayrım genellikle karıştırılmakta olup üzerinde durulmalıdır. Kin ve düşmanlığa tahrik; olumsuz kavramlar olmakla beraber anlamları açık, anlaşılır, somut değildir. Çok az bir eleştiri dahi içinde taşıdığı olumsuzluk gereği kin ve düşmanlık kapsamında değerlendirilebilir. Dolayısıyla, sert eleştirilerin, ağır karsı çıkışların kin ve düşmanlık olarak değerlendirilmesi muhtemeldir. Bu durum ise, düşünce açıklamayı sınırlamakta, cezalandırma tehdidi altında tutmaktadır. Diğer yandan bir düşünce kin ve düşmanlık düzeyinde olsa dahi cezalandırılmamalıdır. Çünkü suç işlemeye tahrik yoktur.

Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. birçok kararında ısrarla, "yalnızca zararsız veya tarafsız düşüncelerin değil, toplumu rahatsız eden, taciz eden, söke eden, endişe uyandıran" düşüncelerin demokratik bir toplumda yasaklanamayacağını kesin bir dille belirtmektedir. Dolayısıyla kin ve düşmanlık düzeyindeki düşünce açıklamaları sözleşmenin kapsamı içinde görülmelidir. Yine hangi sözlerin kin ve düşmanlık düzeyinde olup olmadığı tartışmasının içinden çıkılamaz. Hukuk adamlarının eline böylesine tartışmalı, belirsiz kavramlar veri|irse, düşüncenin yasaklanması tartışmaları bitmez. Şimdi olduğu gibide haklı yakınmalar her zaman devam eder.

Bu değişiklik olumlu olmakla beraber kesinlikle yeterli değildir. Uygulamada tartışmalı olan; halkın bir kısmının bir başka kısmına karşı ve tahrikin açıkça herkesçe anlaşılır derece belirgin yapılması unsurlarının da kesin ve somut olarak tanımlanması gerekir. Ayrıca kin vo düş- manlığın kapsamının, özünün de saptanması gerekir. Yöneticilerin uygulamalarını eleştiren ve halka tepki göstermelerini öneren konuşmaların 312/2 uyarınca cezalandırılmaları yapılan bu değişiklikle önlenemez. Hükümetin, kamu kurumu ve görevlilerin kamu hizmetiyle ilgili işlemleri hakkındaki tepkiler halta düşmanlık düzeyindeki tahrik!er 312/2 kapsamında düşünülmez. Mahkemelerin bu yöndeki uygulamaları hatalı olup, değişiklikte bu husus dikkate alınarak açıkça değiştirilmelidir.

Diğer yandan, 12 Eylül hukuku sonucu yalnızca 312. maddenin 2. fıkrası DGM'nin görev alanına verilmiştir. DGM ile hiçbir ilgisi yokken,sıradan ve asliye cezalık bir suç iken DGM'nin görev alanına verilmesi izah edilemez. DGM'nin görev alanından çıkarılmalıdır. Yine 312/2 fıkradan mahkûm olanların; dernek kuramamaları, siyasi parti üyesi olamamaları, üyesi iseler ayrılmak zorunda olmaları kesinlikle anlaşılır değildir. Keza, milletvekili seçilmeye engel olması, Belediye Başkanı ve Meclis üyeliğini engellemesi kamu düzeni adına, toplumsal fayda adına kabul edilemez. Yalnızca 2. fıkraya özgü bu yasaklayıcı hükümler mağduriyetin kapsamını, büyüklüğünü açıkça ortaya koymaktadır.

312/2 fıkradaki suçun niteliğiyle, yasaklanan bu hakların hiçbir niteliksel bağı bulunmamakta haklı olarak ta yakınma konusu olmaktadır. 312/2 fıkra hiç değiştirilmece dahi Dernekler Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Milletvekili Seçilme Kanunu ve Mahalli idareler Kanunu'ndaki bu yasaklayıcı hükümler kesinlikle ve mutlaka kaldırılmalıdır. 312/2'deki suçun cezasını çeken bir kişinin diğer suçlardan ayrı olarak birde bütün zamanlara yayılan örgütlenme hakkının ve seçilme hakkının elinden alınması kişisel ve toplumsal olarak çok ağır, kabul edilemez mağduriyetler doğurmaktadır. TBMM'de bulunan siyaset adamları, bu haksız ve anlamsız yasakları kaldırmalıdır. Hatırlatırız ki, kendilerinin de 312/2 fıkradan mağdur olma ihtimalleri her zaman vardır.

Sonuç olarak, 312/2 fıkra (hatta l. Fıkranın da tümden kaldırılması ceza kanununda bir boşluk doğurmayacaktır. Keza düşünce açıklama özgürlüğünü sınırlaması nedeniyle de AIHS aykırı olup AİHM' nce mahkûm olunması önlenmiş olacaktır. Maddenin uygulaması kamu düzenini sağlamadığı gibi aksine bozmakla, en değerli siyaset, düşünce adamlarımızı mağdur etmektedir. Değiştirerek mağduriyeti biraz azaltmak yerine tümden kaldırarak 312'yi tarihe emanet edelim.

Akit gazetesi 22 mart 2000 yayımlanmıştır.

Hacı Ali Özhan

anayasa mahkemesi     insan hakları mahkemesi    yargıtay    daniştay    baro      main page / ana sayfa
hacialiozhan@yahoo.com