HacıAlinin websitesi
Af tartışmaları üzerine Osman Yiğit’ in
Hacı Ali Özhan’ la yaptığı kısa röportajdır.Akit gazetesinde 24 ocak 1999 tarihinde yayımlanmıştır.
Bu bayram da af yok
"
Açık Görüş" ile umutlanan mahkûmun, af hayalleri bir başka bahara kaldı...Türk siyasetini belirleyen değişkenlerin basında gelen sadece seçim öncelerinde vatandaşların sorunlarına yönelik vaadler de bulunmak. Toplumsal gerginliği artırıcı bir nitelik olarak nitelendirilirken özellikle geçtiğimiz aylarda yoğun, su günlerde de sıkça gündeme getirilen "Af" tartışmaları, 18 Nisan seçimleri öncesi gerçekçi bulunmuyor. Ancak "Af" konusunun daha detaylı ve titizlikle incelenmesi gerektiğini vurgulayan yetkililer, buna göre en doğru Kararın verilmesi mecburiyetinin altını çizerken,
"Affın toplumsal ve sosyal bir gereklilik olduğunu da öne sürüyorlar.Konuyu belli aralıklarla gündeme getirmenin siyasi çıkar peşinde koşmanın bir gereği olduğunu İddia edenler olduğu gibi, her şeye rağmen önemli bulanlar da var. Ramazan Bayramı' ın sona erdiği şu günlerde yeni Başbakan Bülent Ecevit' in "Siyasi rant sağlamak için" olduğu Öne sürülen "Af kanun teklifi" Meclis gündeminin alt sıralarındaki yerini alırken konu Türkiye'yi halen en fazla ilgilendiren istatistiklerin içinde de ver alıyor. Her yı
l bayramlarda cezaevlerinde "Açık görüş" uygulamaları yürütülürken mahkûmların af beklentilerinin de daha değişik bir boyuta Yöneldiğini ifade eden çevrelerden azınlık hükümeti taraftarları seçim öncesinde gerçekleştirmeleri mümkün olmayan konuyu tartışmaya açarak, siyasi çıkar sağlamanın yollarını da arıyorlarAF, SİYASI İKTİDARLARIN MASUMANE BÎR TEKLİFİ DEĞİLDİR
"Af, siyasi iktidarın masumane bir teklifi değil, toplumsal ihtiyacın bir dayatması olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de özellikle neyin suç olup neyin juç olmadığının tartışıldığı bir dönemde yürürlükteki hukuki gerçeklerin hatalarla dolu olduğu bizzat yetkililer tarafından dile getirilmektedir. Çağdaş ülkelerde terk edilen siyasi düşünce ve görüşlerin suç olması durumunun Türkiye'de halen geçer
liliğini koruması bile bir “Af" çıkarmaya yeterli sebeptir."- Yıllardır bazı siyasilerin "Af" vaadleriyle umutlanan ancak seçim tonlarında, cezaevlerinde bir olay olmadığı durumda unutulan ve birçoğunun aldığı cezalar üzerinde yoğun tartışmaların yaşandığı mahkûmlar ve tabiidir ki "Af" konutu Başbakan tecvit tarafından devamlı bir siya*/ ronf amacı olarak kullanıldığı iddia edilse bile alayın farklı boyutları da var.
Bu Ramazan Bayramı'nda "Af" çıkaracak siyasi varsın rantını da yesin" görüşünü savunan Hacı Ali Ozhan' la görüştük. "Af konusu üzerinde çiftlerce kitap yazılabilecek bu iki kavram ilişkisi hakkında........Hacı Ali Özhan' la yaptığımız söyleşi:
KURUM VE KURALLARIN TAM OTURMADIĞI ÜLKELERDE AF GEREKLİLİKTİR
...Soru-
Efendim öncelikle "Af" nedir ve neden gerekli bîr af; çünkü biliyoruz ki siz af dan yanasınız ve acilen bir Affın çıkarılmasını İstiyorsunuz ?HAÖ--
Af; sanığa acıma duyguları ile yaklaşılan, duygusal bir çözüm değil, toplumsal barış için gerekli hukuki bir vakıadır. Suçluyu topluma yeniden kazandırmanın da en etkili aracıdır.Ayrıca kaldırılması yanında, suçu oluşturan koşulların ve suç işlemeye yönelten kişiden farklı nedenlerin yönlendirildiği sanıklara yönelik, kamu düzeni ve toplumsal fayda adına etkili bir barış projesidir. Af, özellikle kurum ve kuralların oturmadığı az gelişmiş ülkelerde sıkça
Başvurulan bir yöntemdir. Türkiye için de bu şarttır.
MAĞDURLARDAN İZİN ALMA YOLUNA. GİDİLMELİ
...Soru--
Peki efendim af konusunun, Türkiye'de devamlı bir siyasi malzeme olarak kullanılıyor,affın bir de mağdur tarafı var. Adil bir davranış olur mu ?
HAÖ--
Af konusu siyasi prim amaçlı gündeme getirilemeyecek kadar duyarlı bir konudur. Bunu başarabilecek samimi bir siyasi kişi veya parti ise, kazanacağı siyasi rantı bence helal ettirmiş sayılır. işin diğer yönlerine gelince ise, en haklı eleştiri ‘suçun mağdur olanlarından’ izin alınmadan, devletin af etmesinin uygun olmadığı eleştirisidir. Bu eleştiri gerçekle haklıdır, ancak ilk önce aşılabilecek sorunun başında yine bu eleştiri gelmektedir. Sanığın affı için izin alınması veya tazminat ödenmesi şartı pekala getirilebilir. Bu şarta suçlan zarar gören mağdurların karşı çıkacağını düşünemiyorum. Affetmeyen mağdur, suçlu affedilmeyeceği için bu tür bir düzenlemeye karşı çıkmaz. Ayrıca sanık ve yakınlarıyla mağdur ve yakınları arasında izin için yapılacak görüşmeler, barışmalara yapıcı olacak ve belki de ilerdeki yeni suçların önü de bu şekilde kesilebilecektirSoru--
Her "Af" tartışması gündeme geldiğinde, siyasi-adli, İslâmcı-solcu vs. ayrımları yapan bazılarına af isteyen diğer bazılarının da neredeyse idamını isteyen özellikle laik geçinen kesim ve bunların görüşleri hakkında neler düşünüyorsunuz?HAÖ--
Öncelikle bir affın ilk siyasi hükümlülere uygulanması gerektiğini belirtmek isterim. Çünkü düşünce suçlusu da denilen bu kesim çoğunlukla kimseye bir zarar vermemiş,sadece kendisinin de içinde yaşadığı toplumun nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği yönünde davranış biçimleri ortaya koymuş ve düşüncelerini açıklamışlardır. Şiddet ve terör olaylarına karışmış insanların durumu ise karşı tarafta bir mağdur varsa bizim önerimize göre zaten bellidir. Mağdur affeder veya affetmez. Ancak devlet kendi şahsına yapılmış soyarsa bu en büyük terördür. Çünkü bir tiyatro oyunu oynamakla bir şiir okumakla veya kimseyi kışkırtmayan bölücülük olmayan bir konuşma yapmakla veya en hafifinden bir kitap okumakla devlete bir şey olmaz. Bu tür eylemler devletin bazı işlevlerini yanlış olduğunu iddia ediyorsa o do demokratik muhalefet çerçevesi içinde değerlendirilmeli ve gerekiyorsa cevap demokratik yollardan verilmelidir. Benim kitap okuduğu için cezaevinde yalan tanıdıklarım var bence en büyük terör budur. Bir şiir okumak bir tiyatro oyununda oynamak affedilemez suçlar mıdır? Sol siyasi tutuklulara af isterken sağ veya İslamcı siyasi mahkumları af kapsamı dışında tutmanın, çirkin yollarını arıyan kişiler kesinlikle rezil (----cümle bu şekliyle tarafıma ait değildir. haö----) insanlardır. Bir kısım solcular bu çelişkiye düşmüşlerdir. Sağcılar içinde de bu tür insanlar vardır .Bunları bölücü olarak nitelemek yanlış olmaz herhalde.Soru--
Efendim sizin sosyal demokrat görüşe sahip bir insan olduğunuzu biliyoruz, ancak sizin gibi sol görüşe sahip ve demokrat insanların da çok fazla olmadığını düşünüyoruz yine de sizden sol görüşlü vatandaşlara "Af konusunda bir mesajınız var mı desek?..HAÖ--
Şimdi, düşüncelerde ilkesiz olmak hem de özellikle of gibi duyarlı bir konuda ilkesiz olmak veya ilkesizliği ilke edinmek yüz kızartıcı bir suçtur. Esasen af kavramıyla da ilgili değil tamamen bölücü ve ayrımcı tahammülsüzlüğün bir göstergesidir. Bu nedenle Nureddin Şirin'e, Recep Tayyip Erdoğan'a, Şükrü Karatepe'ye, af islemek en başta solun görevi olmalıdır. Hem de Eşber Yağmurdereli'ye, Haluk Gerger'e, İsmail Beşikçi'ye af islemekten daha fazla istekle istemek düşüncelerimizde ki samimiyetin de bir gereği ve göstergesidir...Soru--
Efendim burada araya girmek durumundayız. Sol bu konuda treni kaçırmadı mı ? Öyle ki; Karatepe cezasını çekti. Tayyip Erdoğan'ın 4 aylık bir cezası var, oda onurlu yatıp çıkacağını ve kimseden af istemediği söylüyor, aynı şekilde Şirin' de kimseden af istemediğini belirtti...HAÖ--
Bir özel şahısların durumu hakkında belki haklısınız; ancak, cezaevleri sadece bunlardan müteşekkil değil ki, orda bu şahıslardan binlercesi var, diğer grupta ki şahıslardan da binlercesi var, burada herkes samimi davranmalı.Soru--
Af tartışmalarının mahkûmlar üzerindeki psikolojik etkileri hakkında da söyleyecekleriniz olmalı. Ve ufukta 2000 yılına kadar bir af görüyor musunuz?...HAÖ--
Türkiye'nin 1999 yılı toplumsal gerçeklerini sezebilmek İçin sosyolog olmaya gerek yoktur. Cezaevi gerçeklerini anlayabilmek için bir sosyoloğa fazlaca ihtiyaç yoktur. Yıllardır umutlandırılmış büyük bir kesim var. Cezaevlerinde bunların psikolojik durumları ise cezaevleri sağlık istatistiklerin de ayrıntılı olarak işleniyor. Cinayetler, intiharlar, intihar girişimleri olay çıkarmalar, akli dengede bozulmalar, yangınlar, her şey mevcut. Bu insanların bir şekilde deşarj olmaları gerekiyor. Ben 1999 yılı içerisinde bir affın gerekliliğini savunuyorum. Gelişmeler de zaten bunu dayatıyor. Bir af çıkarılacağına da inanıyorum. “Af olmayacaksa umut vermesinler" yönündeki değerlendirmeleri de nafile buluyorum. çünkü artık iş o noktaya vardı ki, ister umutlandırılsınlar, ister reddetsinler bir affa mahkum olacaklar. Toplumun büyük kesimi bunu istiyor. İçerdeki mahkûmların yakınları 10 milyonlarla ifade ediliyor.ADLİ HATALAR, AĞIR TAHRİKLER VE PİŞMANLIKLARIN OLDUĞU BÎR ÜLKEDE AF, KESİNLİKLE SOSYOLOJİK BÎR ÇÖZÜMDÜR.
Soru--
İsin hukuki boyutuna tekrar dönsek...HAÖ--
Bir toplumda doğaldır ki kurallar olacak. Uymayanlara da cezalarının verilmesi toplumsal barış açısından mecburidir. Bunun aksi düşünülemez ve iddia edilemez. Ancak, adli hataların pişmanlıkların suç islemeye ağır tahrik hollerinin olduğu ve yoğun bir şekilde hüküm sürdüğü bir ülkede "Af" gerçeklen bir ihtiyaç ve sosyolojik bir çözümdür. Amaç kamu düzenini sağlamak ve suçluyu lopluma yeniden kazandırmakAffın kapsamı of süresinin tayini bir düzene bağlanabilir. Ancak çıkarılacak bir of, ayrımsız ve eşit uygulanmalıdır.
Soru--
Peki yeniden suç İsleyenler., ve Mesela beş yıl sonrası.HAÖ--
Affedilen bir kısım suçluların yeniden suç isleyeceği pekala öne sürülebilir ve düşünülebilir. Ancak bu öngörü mahkûmlara bir şans verilmesine engel olmamalıdır. Tekrar suç isleyecek suçluların durumu bugünkü mevzuat da bile belirtilen bir madde ile çözülebilir. Söyle ki, mahkûm tekrar suç islerse önceki cezasından kolan süreyi de yatar, ve yeni verilecek ceza iki misline çıkar, bu da müebbet hapis gibi bir şey olur. Kimsenin buna cesaret edeceğine inanmıyorum. Ayrıca tekrar suç isleyen mahkûm yine bizim önerimize göre, 5 yıl on yıl bir sonraki af sırasında önceki durumu mağdur ve yakınlarına anlatılacak ve tekrar affedilmeli önlenebilecektir.Teşekkür ediyor, Ramazan Bayramı' nızı kutluyoruz.
Bilmukabele, bende sizin, okuyucuların ve bütün kader mahkûmlarının ramazan bayramlarını kutlarım.
Not: Sayın Osman Yiğite, af konusunu Türkiye gündemine taşıdığı için ve naçizane tarafımın görüşlerine değer verdiği için, bu röportaj nedeniyle kendisine gerçekten teşekkür etmek isterim. Hacı Ali Özhan
..........................................................................................
main page / ana sayfa hacialiozhan@mynet.com