Aile Hukuku dediğimiz alan, tek başına bir kanun olmayı gerektirecek büyüklük ve önemdedir. Nişanlanma evlenme, çocukların velayeti, nafaka, tazminat, malların bölüşümü, eşlerin birbirine karşı şahsi hakları, boşanma nedenleri ayrıntılı olarak düzenlenmeye muhtaçtır. Konu uzmanlığı gerektirir boyut ve özellik taşımaktadır. Bu nedenle aile mahkemelerinin kurulması fikri hukukçular arasında genel kabul görmüştür. Nihayet AK parti hükümeti bu kanunu çıkararak yerinde bir düzenleme yaptı. Bu kanunun uygulaması hukukta, gerçekte ayrı ve özel bir yer tutacaktır.
Evlilik birliği içinde edinilmiş mallarda, kadının da payı mutlaka olacağından, mal birliği rejimine tabi olması doğrudur. Bu nedenle, evlilik anında sözleşme yapmamışlarsa doğrudan mal birliğini kabul etmiş sayılmaları isabetlidir.
Ancak yeni Medeni kanunda, edinilmiş mallar değerlendirilirken çalışan kadın düşünülmüştür. Kanunda, ev hanımlığı yani ev işleri (bahçe, tarla işleri), çocuk bakımı gibi işler çalışma olarak değerlendirilmemiştir. İş hayatındaki kadın sayısı, ev hanımları yanında çok azdır.
Özellikle de çalışmayan kadın, korunmaya muhtaçtır. Çalışan kadın bir anlamda kendini koruyabilir, ancak ev hanımı olan kadın, boşandığında babasının evine gitmekten başka çare bulamamaktadır. Bu nedenlerle medeni kanunda yapılacak bir değişiklikle ev işçiliği, aileye kazanç sağlayan işler, (köylerdeki bağ, bahçe, tarla işleri vb.) çocuk bakımı gibi emekleri de çalışma olarak değerlendirmeli ve malların bölüşümün de ölçü alınmalıdır.
Medeni Kanun dört temel konuyu düzenliyor. Bunlar birbiriyle ilgili konular değildir. Örneğin eşya hukuku denilen, gayrimenkul mevzuatı, tapu sicili gibi konular, aile hukukuyla hiç ilgili değildir. Yine miras hukuku, kişiler hukukuyla birbirine yakın olmakla beraber aynı kanun içinde olmayı gerektirecek bütünlüğü yoktur.
Bu nedenle Medeni Kanunun 4 ayrı kanun olarak düzenlenmesini öneriyorum. Bu hem kanunen yapılmasını kolaylaştıracak hem de ileride değişiklik yapılmasını kolaylaştırabilecektir. Kanun tekniği açısından da böyle olması gerekir. Medeni kanun büyük emek ve tartışmalarla hazırlanmıştır, ancak medeni kanunun uzun yıllar uygulanacağı düşünüldüğünde, işin başında iken yeniden dört ayrı kanun şeklinde düzenlenmesi yerinde ve isabetli olacaktır. Bu yapılamazsa, Medeni Kanunun içinden aile kısmı ayrılarak, "aile kanunu" ismiyle bir kanun çıkarılması, aile mahkemeleri kurulduktan sonra çok yerinde olacaktır.
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde ........ 2003 tarihinde yayımlanmıştır.