HacıAlinin websitesi  
 hacı ali özhan           english site içindekiler

159 ' A İZİN

Vakit gazetesindeki bazı yazılar için Askeri makamlar suç duyurusunda bulunmuşlar. Ayrıca hiç almayacak bir şekilde, Basın İlan kurumuna başvurularak, vakit gazetesinin resmi ilan hakkının kesilmesi istenilmiş. Amacı eleştiri içerikli bu yazıların, uslubünun sert olduğu söylenebilir, ancak hakaret kasıdı olmayan üstelikte yaşanan gerçeğe denk düşen okuyucuların bildiği bu yazılar şimdi soruşturuluyor. Savcılık dava açtığında yazar ve yazı işleri sorgulanacak. Sonuçta mahkeme ya beraat kararı verecek veya 7. uyum paketi uyarınca altı ay hapis cezası..

Düşünce suçu diye bilinen uygulamada en çok rastlanılan Türk Ceza Kanunu 159 maddesine göre Türklüğe, cumhuriyete, TBMM, hükümete, bakanlıklara, adliyeye, askeri kuvvetlere hakaret etmek cezalandırılıyor.Yani bu kurumların kişilik haklarına hakaret etmek suç. Adli ve askeri kurumlar gibi resmi kurumlara ve kişilere hakaret etmek başka madde de (m.266) suç sayılmasına karşın, ayrıca 159 ile de tekraren suç sayılmıştır. Keza her kişiye karşı hakareti suç sayan maddenin varlığına rağmen (m.480) tekraren 159 ile de suç sayılmıştır. Yani madde 159 olmadığında diğer maddeler uygulanabilecekken, 159 ile kapsamı genişletilerek özel ağırlaştırıcı düzenleme getirilmiştir.

Uyum paketiyle madde yumuşatılmaya çalışılsa da hakaret mi eleştiri mi tartışması bitmez. Aslında bu maddeler tam uygulanacak olsa Türkiye'de yargılanmayacak kimse yok gibidir. Sokakta, okulda, kahvede TBMM, hükümete, adliyeye neler söylenmiyor ki. Güncel olması açısından örneklersek rektörlerin Başbakan ve ME Bakanını için söyledikleri 'gafil''edep' gibi değerlendirmeleri pekala madde kapsamında değerlendirilebilir. Cem Uzan, Başbakan' a 'kalleş' dediği için dava açılmıştır.

Bu konuya çok sık değindiğim için tekrara girmek istememekle beraber kısaca şunu belirtmek istiyorum. TCK 160 maddeye göre; savcının hakaret davasını açabilmesi için Adalet Bakanlığından izin alması şart. Daha önce TBMM'den izin almak şartı sonradan yapılan değişiklikle Bakanlığa verilmiştir. Maddenin gerekçesinde de savcının yetkisinin kendine özgü bir şekilde sınırlandığı belirtilmiştir. İzin işlemi ile hem hukuki yönden hem de yerindelik yönünden Bakanlığın inceleme yapması istenmiştir.

Bakanlığın bu maddeyle ilgili genelgesinde de maddenin uygulanması üzerinde titizlikle durulması belirtilmiştir. Ancak uygulamada çok sık görülen hata, Savcılık soruşturmaya başlarken hemen izin istemek için tezkere yazıyor. Sanki soruşturma yapmak için izin gerekliymiş gibi yorumlanıyor. Aksine savcılık soruşturmasını yapacak hakaret var kanaatine ulaştığında tüm deliller ve belgelerle beraber bütün soruşturma evrakını Bakanlığa göndermesi gerekir. Bakanlığın hukuki yönden inceleme yapabilmesi için bu zorunludur. Yine Bakanlığın hatası, izin işlemi sanki sıradan rutin bir işlem gibi görülerek hukuki ve yerindelik incelemesi yapılmadan neredeyse gelen her dosya için izin veriliyor.

Adalet Bakanı sürekli biz kanunları çıkarıyoruz uygulamada sıkıntılar var diyerek yargı mercilerinden yakınıyor. Bu madde üzerinde titiz durulursa uygulama sorunlarının bir kısmı azalacaktır. Basında çıkan haber ve yorumlar için 'basın özgürlüğü' nedeniyle ayrıca titiz olunması gerekeceği de görülüyor. Adalet Bakanı bu türden izin işlemlerini bizzat kendisi imzalamalı veya bir kişiyi özel görevlendirerek izin yetkisini kullanabilir. 159 tümden kaldırılmadığı sürece Avrupa Birliği düzeyine çıkamayacağımızı belirterek, düşünce özgürlüğü konusunda en çok mağdur olunan madde 159' un uygulanması böylece uyum yasaları düzeyine çekilebilir.

Hacı Ali Özhan

Bu makale vakit gazetesinde 27 eylül 2003 tarihinde yayımlanmıştır.

  İnsan Hakları Mahkemesi    Any. Mah    Danıştay    Yargıtay    Baro       Araştırmalar   Makaleler
ana sayfa   main page
          hacialiozhan2000@yahoo.com      hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan@hotmail.com