HacıAlinin websitesi ![]() |
hacı ali özhan english site içindekiler |
DIŞARIDAKİ VATANDAŞLAR
TBMM genel kurulu, hazine bonoları ve off-shore hesap sahipleri dışındaki 378 bin İmarbank mudilerine ödeme yapılacağına ilişkin kanunu çıkardı. Devlet bunun için 8,5 katrilyon özel tertip iç borçlanma senedi çıkaracakmış. Yani devlet, halktan faizle para toplayıp İmarbank mudilerine ödeyecek, tabi günü gelince de faiziyle beraber devlet bu parayı borç aldığı kişilere tekrar ödeyecek. Başbakan ve Bakan sn. Babacan, İmarbank sorununun 600-800 trilyon civarında olduğu söylenmesi üzerine el koyma kararı verildiğini, ancak sonradan 8,5 katrilyona çıktığını söylüyorlar. On kat farklı bu miktarları söyleyenler kimlerse en ağır şekilde cezalandırılmalı ve bu zarar, kusurları oranında kendilerinden tahsil edilmelidir. Söylendi, bu kadar tahmin edildi, böylesine hileli bir iş öngörülemedi gibi sözler, devlet yönetenlerin, devlet adamlarının söyleyeceği gerekçeler olamaz.
Ayrıca hazine bonosu satın alan ve off-shore hesap açtıranların hukuki durumları kuvvetlendirilmeli, İmarbank'ın ortakları, yöneticileri, akrabaları ve dolaylı da olsa diğer servetlerinden tahsili sağlanmalıdır. Keza BDDK, Hazine Müsteşarlığı, SPK' un denetim ve gözetim sorumluluğu nedeniyle soruşturma yapılarak ilgililer kusurları oranında cezalandırılmalı, görev zararları kendilerinden tahsil edilmelidir. Devlet, aracıyla kaza yapan kendi şoföründen son kuruşuna kadar tahsilat yaparken, bürokrat memurlarından da tahsilat yapmalıdır. Bu arada, bono sahiplerinin banka yönetimiyle beraber SPK, BDDK, Hazine' ye karşı dava açabileceklerini belirtmek isterim. Borçlanma senedi karşılığı alınan makbuzlar, bankacılık işlemleri olup mevduat niteliğinde değerlendirileceğinden TMSF ye karşı bile dava yöneltilebilir.
Batık banka mudileri dışında yurtdışındaki vatandaşlarımız da benzeri bir mağduriyet yaşadıkları bilinmekte. Vatandaşlarımız, birikimlerini memlekete yatırım amaçlı değerlendirmek isterken, holdinglerdeki paralarını alamayarak mağdur duruma düşmüşlerdir. Tahvil niteliğinde toplanan bu paralara karşılık kendilerine hisse senedi verilerek, holdingin alacaklısı değil ortağı durumuna düşürülmüşlerdir. Türk Ticaret Kanununun hisse senedi sahipleri için getirdiği bir dizi usuli işlemlerle boğuşmak zorunda kalınmıştır.
Bu konuda daha önce yazdığım makale nedeniyle çok sayıda telefon geldi. Vatandaşlarımız gerçekten büyük mağduriyet ve üzüntü içendeler. Mevcut kanunlarla bu sorunun çözümü yıllara yayılmakta ve uzayarak ek mağduriyetler ve haksızlıklar ortaya çıkarmaktadır.Bu arada hak sahiplerinin usul işlemleri nedeniyle mağdur olmamaları için zamanında bazı kanuni işlemleri yapmaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Bunlar, ihtar çekilerek temerrüde düşürülmesi, hak sahipliği türü ve sıfatıyla ilgili dava açılması gerekirse savcılık şikayeti yapılmalı ve bunlar Sermaye Piyasa Kurulu ile Bakanlığa bildirilmelidir.
Açılmış dava dosyaları ---ki SPK çoğu holding için dava açmıştır--- incelenerek kendilerinin hukuki statüsünü öğrenmeleri ve davaya müdahil olmaları menfaatlerine olacaktır. Keza elinde tahsilat makbuzu, kar zarar ortaklığı belgesi veya sözleşme gibi belge bulunanlar, aracıların ve firma yöneticilerinin zincirleme mesuliyeti için temerrüde düşürülmelidir. Ayrıca SPK içinde kurulan yatırımcıları koruma fonu kapsamına giren kişilerin buraya başvurarak alacaklarının bir kısmını tahsil etmeleri de mümkündür. Bu konuyla ilgili yerel mahkeme kararları ve Yargıtay'ın örnek kararlarından isteyenlere gönderebilirim.
Yaklaşık yüz bin civarında vatandaşın l0 milyar dolar büyüklüğündeki bu sorunu için, mevcut kanunlar zamanında ve yeterli çözümden uzaktır. Sosyal bir vakıa haline gelmiş çok boyutlu, karmaşıklaşmış bu konu da, kanun çıkarılması ihtiyacı vardır. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını tespit için inceleme komisyonu kuran TBMM' si, çıkaracağı özel bir yasa ile gurbetçilerimizi sahiplenmiş ve kazanmış olacaktır.
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde 20 aralık 2003 tarihinde yayımlanmıştır.
|