hacialinin     yargı sayfası                       yargıtay sitesi  

YARGININ YARGILANMASI

Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile ilgili haberler basında genişçe yer buldu. Bu vesileyle yargıya güvensizlik konusu tekraren gündeme geldi. Gerçekte bozulmaması gereken bir kurumdur yargı. Bozulan düzeni, usulsüzleri adalet terazisi ile yargılayıp hak dağıtan yargının, kendisinin bozulması halinde artık tuzda kokmuş demektir. Yargının bozulması değil, ihtimali, şüphesi, bozulmasından bahsedilir olması dahi kabul edilemez. Bu nedenle sayın Özkaya bu duyarlılık içinde "...bu konu kişisel karalama sınırlarını aşar ve belli bir camiayı hedef alırsa; ülkemiz de, sistemimiz de yaralanacaktır." demektedir.

Hakimlerin gerçekte bağımsız olması yetmez, ayrıca da bağımsız olduklarına inanılması gerekir. Yani halkın gözünde de tarafsızlıkları konusunda şüpheli bir gölgenin olmaması gerekir. Görünürdeki bağımsızlık kavramı, geçen yıl Avrupa'da sempozyum konusu olacak derecede önemli görülmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'de, bağımsız mahkeme konusunu incelerken yargının görünüşteki haline göre değerlendirme yapmaktadır. Nitekim Devlet Güvenlik Mahkemelerinde bulunan asker üyelerin, yargı bağımsızlığına aykırı olduğuna bu nedenlerle karar vermiştir.

Sayın Özkaya, MİT elemanı ve evini inşa eden müteahhit ile Çakıcı konusunu konuştuğunu kabul ediyor. Yani olayın vakıa olarak gerçek olduğu kabul ediliyor. Ancak olayın başlangıcı, konuşmaların içeriği ve boyutu konusunda farklı şeyler söylenmektedir. Görüşmeleri yapan kişilerin açıklamaları ile Sayın Özkayanın söyledikleri arasındaki bu farklılıklar haklı olarak basında şüpheli yorumlara neden oluyor. Müteahhite yapılan ödemelerin bir kısmının soruşturma başladıktan sonra olması üzerinden sorular üretiliyor. Bu kuşkuların doğruluğu soruşturmada tartışılacaktır, ancak bunların görünür halde mafya-çete ilişkileriyle Yargının birlikte tartışmalara konu olabilmesine meydan verilmemesi gerekir. Sayın Özkaya'nın, kişisel olarak borç-alacak ilişkisine girdiği bir müteahhit ile bir dava dosyasını görüşmesi doğru değildir. Keza MİT adına bir kişiyle bir dava hakkında görüşmesi, değerlendirme yapması doğru değildir. Bir dava dosyası hakkında ancak taraflar işlem yapabilir ve söz söyleyebilir. Bunun dışında hiçbir kurum, kişi ve makam yargıya telkin de dahi bulunamaz. Tarafların söylediklerini değerlendirmek hakime ait bir yetkidir ve ancak taraflar sunarsa veya mahkeme gerekli görürse ilgili kurumlardan bilgi ve belge istenebilir.

Dava dışı kişilerin, dava konusu dışında görüşmelerinin hiçbir hukuki değeri yoktur. Hakimler üzerinde nüfuz kullanmak, hakimlere tavsiyede bulunmak mümkün değildir. Anayasamız mahkemelerin bağımsızlığı nedeniyle bu yönde düzenleme yaptığı gibi görülmekte olan dava hakkında TBMM'de dahi bir görüşme yapılamayacağını belirtmektedir. Nitekim sayın Özkaya'da görüştüğü kişiye, "...yargı prosedür ve gereğini anlatarak, kimsenin bu konuya müdahale edemeyeceğini, devletin yüksek menfaatleri için bile olsa her kurumun kendi kuralları içerisinde çalışacağını bildirdim." demektedir.

Sayın Özkaya bir dava hakkında görüşülmesi talebini kabul etmemesi gerekirdi. Her hangi bir konuşmada, konunun bir davayla ilgili hale getirildiğinde konuşmayı kesmesi gerekir. Çakıcı ile ilgili dava dosyasının görüşüldüğü ceza dairesi ile Sayın Özkaya'nın bir alt-üst ilişkisi de yoktur. Ceza dairesi üyelerine talimat vermesi veya ricada bulunması zaten söz konusu olamazken, yargının genel işleyişi hakkında açıklama yapılması dahi doğru değildir. Hukukun işleyişi bellidir ve bir dava hakkında ancak avukatlar danışmanlık hizmeti verebilir. Bir avukata sorulacak soru Yargıtay Başkanına sorulamaz. Yargıtay başkanlığı görevi idari bir makamdır. İdari görevler nedeniyle kurumlar arasındaki protokol usul işleyişi bellidir. Bu nedenle MİT elemanı olan bir kişi ile değil MİT başkanı ile dahi sayın Özkaya'nın görüşmesi doğru değildir. Ancak MİT'in bağlı olduğu Başbakanlık aracılığıyla Yargıtay Başkanlığının idari yazışmalar yapabileceği kabul edilebilir. Özkaya kendisini MİT elemanı olarak tanıtan bir kişi ile görüşüyor, ancak bu kişinin gerçekte MİT elemanı olup olmadığı şüphesi dahi geçerlidir. Gayri resmi olarak MİT elemanı olduğunu söyleyen bir kişiyle devletin menfaati gereği bir görüşme yapılması sayın Özkaya'nın kusuru olarak görülmelidir. Keza adı geçen mahkumun bu görüşmelerin yapıldığı tarihlerde mahkum olması ve ülke dışına kaçması, keza bir çok önemli soruşturmada suçlanması konunun duyarlılığını iyice artırmaktadır. Yıllardır basında yer almış, ülke gündemine girmiş bir kişiyle ilgili bir konuda Yargıtay Başkanının tesadüfen dahi olsa bir arada konuşulabilir olmasının yargıyı zedeleyeceği açıktır.

Halkın gözünde yıprandığı konuşulan yargıyı yüceltmek kuşkusuz önce sayın Özkaya'nın görevidir.Sayın Özkaya Yargıtay Başkanlığı makamı ile bütün yargıyı temsil etmektedir. Toplumun yakından tanıdığı ve her gün basında yer alan kaçak bir mahkumun dosyası hakkında görüşmeler yapıldığı nedeniyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinden suç işlendiği yönünde bilgiler Yargıtay Başsavcılığına gönderilmiştir. Keza mali ilişkiler içinde olduğu müteahhit ile ve onun aracılığıyla MİT elemanıyla görüşmesinin varlığı bir kusur olarak kabul edilmelidir. Özkaya'nın müteahhit ile başlamış ilişkisini derhal kesmesi ve böyle bir görüşmeyi kabul etmemesi gerekirdi. Basında genişçe yer alan ve günlerce yer alacağı öngörülebilen bu konuya meydan veren sayın Özkaya, çok iyi niyetli olsa bile bu yönüyle kusurludur. Maddi gerçek kuşkusuz soruşturmanın sonucunda ortaya çıkacaktır. Soruşturma sonucunda hukuki değerlendirmeler ile sayın Özkaya kusurlu bulunmayabilir, ancak Yargının başındaki bir kişi üzerinde böyle bir tartışmanın yansıması ayrıca dikkate değer önemdedir.

Yargıtay kanunu görev icaplarına uymayan, hakimlik onuruna dokunan hallerde, Yargıtay Başkanına soruşturma yapma görevi vermiştir. Soruşturma makamında bulunan kişinin, kendisiyle ilgili bir konuda soruşturma yürütülmesini sağlamak için, kendiliğinden ve öncelikle soruşturmanın selameti için gerekli tedbirleri alması gerekir. Keza başkanı olduğu Başkanlık Kurulunun bizzat kendi başkanları hakkında soruşturmanın rahatlıkla yürütülebilmesi sağlanmalıdır. Aynı kurulda görev yapan kişilerin rahat çalışabilmeleri içinde buna gerek vardır. Gözü bağlı adalet tanrıçasının terazisinde kimseye ayrıcalık düşünülemez. Başkanlar kurulunda, hakkında soruşturma yapılan kişi olmadan toplanarak karar verilmektedir ancak görev yapan kişilerin duygusal gerçekliği de dikkate alınmalıdır. Yargıtay Başsavcılığının konuyla ilgili ihbar yazısı ile soruşturmayı başlattığı basında yer almıştır.

Bu nedenlerle ve etik yönden sayın Özkaya'nın istifa seçeneğini de düşünmesi gerekir. Yargıyı her türlü şüpheli gölgeden korumak için bazen istifa kurumu da işletilmelidir. Kimseye haksızlık yapmamak duyarlılığı ile yalnızca gerçeğin açığa çıkarılmasına bizzat yargı mensupları öncülük etmelidir. Başka kurumlara da bu yönüyle örnek olmak yargı mensuplarına yakışır.

Hacı Ali Özhan

bu makalenin bir kısmı zaman gazetesinde 15 ağustos 2004 tarihinde yayımlanmıştır.

Bu sayfada, mahkemeler ve yargı kurumlarıyla ilgili Hacı Ali Özhan makale ve araştırma yer almaktadır. Ayrıca, ilginç ve önemli makale, haber ve yorumlarada yer verilmeye çalışılaçaktır. HAÖ.

anayasa mahkemesi   insan hakları mahkemesi   yargıtay   daniştay   baro   main page / ana sayfa
hacialiozhan@hotmail.com   hacialiozhan2000@yahoo.com   hacialiozhan@mynet.com