|
Bağımlı yargı
hacı ali özhan
Barolar Birliği'nce düzenlenen "Anayasa Hukuku" kurultayı, güzel organizasyonu ve geniş katılımıyla 5 tam gün çalışmalar yaptı. Yakında kitaplaşacak 45 adet bildiriyle, gündemde bulunan "
Nasıl bir Anayasa? tartışmalarına yol gösterici görüşler üretilmiştir.Yargı bağımsızlığı konusunda, pratik sorunlar hakkında bildiri sunan
Yargıtay Genel Sekreteri sayın Dr. Uğur ibrahimhakkıoğlu' ndan alıntı yapmak istiyorum.".........Bütçeden adalete ayrılan 'sadaka' niteliğindeki payın bile harcanırken, bir yüksek mahkeme başkanı veya genel sekreterinin tasarruflarının Maliye Bakanlığı'ndaki bir genel müdür yardımcısının tasvibine mevdu oluşu,
-Nereye mahkeme kurulacağı politik baskılarla yürütme erki tarafından kararlaştırılırsa,
-
Hakim ve savcıların, mesleğe alınışlarına HSYK değil, bakanlık karar verirse,-
Tüm yargı teşkilâtının bütün ödenekleri, harcamaları, ihtiyaçları, personeli, binaları, araçları, kırtasiyesi, yürütme gücünün emrinde ve ihtiyarında ise, o ülkenin yargısının bağımsız olduğu söylenebilir mi?" demektedir.Yine yargıç teminatı konusunda da aynen şunları söylüyor:
"......Hakimlik mesleği kurallara bağlanmalıdır. Şimdi var gibi görünmekte ise de aslında hiçbir kural yoktur. Bir onbaşının hangi koşullarda çavuş olabileceğini saptayan devlet, bir sulh hakiminin hangi koşullarda asliye hukuk hakimi olacağını saptamamıştır. Bugün Trabzon da, İstanbul da 1. bölgedir, kimin ne zaman ne tarafa gideceği belli değildir. Ne ağır ceza mahkemesi başkanı, ne ticaret mahkemesi başkanı, ne DGM başkanı, ne de başsavcı olmanın koşulları belirlenmiştir, istediğinizi yapabilir, istediğinizi alabilirsiniz. Hatta yüksek mahkemeye seçilmenin bile objektif kıstasları yoktur. Kıstas diye kanunda yazılanların içine, bütün Türkiye'deki yargıçların dörtte biri girmektedir.Ve siz 1500-2000 yargıç içinden 15 kişi seçersiniz tamamen kendi takdir ve vicdanınıza tabi olarak.
Halbuki yargıçların kıdemi, mahrumiyet hizmetleri, başarıları, temyiz notları, hassas bölgelerde ve üst görevlerde sorumluluk yüklenişleri, yabancı lisan bilgileri, master doktora eğitimleri, makaleleri, eserleri, ödülleri, ailevi durumları belli puanlara bağlanabilip olduğunca objektif kıstaslar getirilebilir.Böylece de 15 kişi, 1500 kişi içinden değil, 50-60 kişi içinden seçilir, herkes de o 50-60 kişinin içine nasıl girebileceğini bilerek, kendi puanını yükseltmenin, onurlu mücadelesini yapar, bugünkü sıkıntılar yaşanmaz
. Hâlâ kırk yıllık hukuk hakimini ceza, 40 yıllık ceza hakimini hukuk mahkemelerine atayabiliyoruz.Böyle bir ortamda yargıç güvencesinden nasıl söz edebileceğiz.........”
Sayın İbrahimhakkıoglu HSYK hakkında da şu tesbitlerde bulunuyor.
".....Kurul, doğrudan icrai yetkiye haiz değildir. Adalet Bakanlığı önüne ne getirilirse onun ûzerinde adeta çalışmaya mahkumdur.
Gündemi de bakanlık tespit eder. Ortak çalışma bir ölçüde karşılıklı tavizleri zorunlu kılmakta, bu dahi hakim ve savcılar için bir tedirginlik sebebidir.-Hakim ve savcılar hakkında inceleme, denetleme ve soruşturma yapan teftiş kurulu, HSYK'ya değil, Adalet Bakanlığı'na bağlıdır
.Adalet müfettişleri, bakandan emir alır ve onun iradesiyle çalışırlar. Böyle olunca hakkında işlem yapılan ve denetlenen bir yargıcın siyasi baskı duymaması, kendisini güven içinde hissetmesi mümkün değildir.
-
Hakim ve savcıların özlük işlerini yürüten Personel Genel Müdürlüğü de HSYK' ya değil, Adalet Bakanlığı'na bağlıdır........."Uygulamanın içinden birisi olarak sayın İbrahimhakkıoğlu' nun doğru ve yaşanılan gerçekçi tespitlerine katılmayan bir tane hakim, savcı, avukat yoktur.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK] kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olması, adalet dağıtanların adalet arayamaması gibi vahim bir çelişki oluşturmaktadır.
Kurultayda Danıştay Başkanı sayın Nuri Alan, bu konuya değinerek; HSYK'zulümdür' diyerek bütün hakim ve savcılara tercüman olmuştur.
Türk hukukuna olumlu ve yol gösterici katkılar yapmayı görev olarak gören Türkiye Barolar Birliği'ne, düzenlediği bu kurultaydan dolayı naçizane teşekkür etmek istiyorum. Dilerim bu gibi kurultaylar her yıl yapılır. Ayrıca Ankara baromuzun geçen yıl düzenlediği hukuk kurultayını yenileyerek tekrarını bekliyoruz. Bütün barolar ve hukuk örgütleri kamuoyunu ve siyaset adamlarını aydınlatın gelecekteki hukuk kurallarının şekillenmesine katkı yaparak, toplumsal işlevini yerine getirmiş olacaktır.
17 ocak 2001 tarihli akit gazetesinde yayımlanmıştır.;
Hacı Ali Özhan
|
|