Hacıalinin websitesi
TBMM BAŞKANININ GÖREV SUÇU
Hacı Ali Özhan
TBMM Başkanı sn. Mustafa Kalemli hakkında, başkanlık görevini kötüye kullandığı iddiasıyla dava açılmış ve Ankara Asliye ceza mahkemesinde yargılanmaya başlanmıştır. Meclis başkanı ve Başkanlık divanı üyelerinin grev suçlarında nerede yargılanacakları Anayasada belirtilmediği için, suçlamaya konu maddenin görevli olduğu mahkemede dava açılmıştır. Yasama organında önemli görev icra eden Başkan ve Başkanlık divanı makamlarındaki kişilerin görev
suçlarında nerede yargılanması gerektiği sorusu kanımca önemlidir. Bu konuda kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.TBMM'Sİ Başkanlığının niteliği :
TBMM'si Başkanı, genel kurul tarafından seçildikten sonra mensubu bulunduğu partinin meclis içi ve dışındaki siyasi faaliyetlerine katılamaz. Yasama organının çalışma gündemini ve bütün faaliyetlerini idare ettiği gibi temsili görevleri de vardır.
Protokolde Cumhurbaşkanından sonra 2 inci sırada olması yanında Cumhurbaşkanının yokluğunda vekalet görevi de bulunmaktadır. TBMM' nin idari görevlerin dede yetkili bulunmaktadır. Görevi yasama işlemi yapmanın yanında asıl olan yasama organının idari ve yasama görevini yönetmektir. Başkanlık Divanı olarak yönetimin sağlanmasını düzenlemektedir. Yasama kuvvetinin en
üst organıdır. Başbakan ve Bakanları denetleyen yasa organı, genel ve katma bütçeli kamu tüzel kişilerinin gelir-giderlerini TBMM'si adına denetleyen Sayıştayin işlemlerini kesin hükme bağlama yetkisine sahip bir organın başkanıdır. Sayıştay (Any.m...)gerekçesinde, bir mahkeme olarak görülmemiş yaptığı işin niteliği gereği Yargı kısımında yer aldığı ileri sürülmüştür.Anayasa Açısından :
Any.m.142 inci maddesi mahkemelerin kuruluş ve yargılama usulünü genel olarak düzenlemiş, 148 inci maddesinde de özel yargı makamı olarak yüce Divanı oluşturmuştur. Bu madde ile, Yargı organlarının üyelerini ve Yürütme organının en üst makamında görev yapan kişilerin görevle ilgili suçlarında Anayasa Mahkemesinin görevli olduğu açıklanmıştır.
Madde metni ve amacı dikkate alındığında, yasama kuvvetinin en üstünde "bulunan TBMM' te Başkanı ve Başkanlık Divanı üyelerinin görev suçları hakkında bir açıklık olmadığının ihmalkarlık veya unutkanlık olduğu açıkça görülecektir.
Aksi halde Anayasa koyucunun, genel mahkemelerde görev s
uçlarından dolayı yargılanması amacı taşıdığı düşünülemez. Sıradan bir Devlet memurunun dahi Memurun Müh. Kanunun usul hükümlerine tabi olduğunda TBMM Başkanının görev suçlarında hiçbir usul güvencesine tabi olmadan Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanması hukuk sistemimi ile açıkça çelişir. Yine Sayıştay ürelerinin Yüce Divanda yargılanması düzenlenmişken, Sayıştayın bir üst makamı konumunda olan organın başkanı genel mahkemelerde yargılanmalıdır görüşü doğru olmadığı gibi sistemle çelişmektedir.Yüce Divanın niteliği:
Devletin en üst düzeyindeki görevlilerin, görev suçlarına bakan özel yargı makamıdır. Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesince yapılan bu görev, kamuoyunca yakından tanınan ve devlet içinde etkinliği bulunan kişilerin mahkemelerin bağımsızlığına helal getirmemesi yanında, mahkemelerce de bu kişilere yönelik haksızlıklar yapılabilme endişesini gidermektir. Özellikle siyasi saiklerle veya benzeri nedenlerle adaletin oluşumun engellenmesi endişesi her saman ileri sürülebilir. Bir mahkemenin böyle
bir izlenim dahi vermesi adil yargılama ilkesini zedeler. Hakimin bağımsız ve tarafsız olmasının yetmeyeceği, tarafsız olduğuna • inanılması gerekir. Ayrıca en üst düzeydeki görevlilerin yine en üst yargıçlar kurulunca, en deneyimli uzman hakimlerce en doğru karar verilebilmesi sağlanmak istenmiştir. Kişiye bağlı görevin niteliği nedeniyle özel görevli mahkeme oluşturulmak istenmiştirAnayasa koyucu TBMM'si Başkanlığının görev suçunda nerede yargılanacağını susarak genel mahkemelere havale etmiş değildir. Yüce Divanın amacı dikkate alındığında TBMM' Başkanının yargılanmasının Anayasa düzeyinde düzenlenmesi gerektiği açıkça görülecektir.
Anayasadaki boşluk hali :
Kural olarak Anayasada boşluk bulunmadığı iddia edilemez. Anayasada dahil bütün kanunlarda yeni çıkan olaya özgü hüküm bulunmadığı her zaman rastlanır hukuki bir gerçektir
Anayasada yer alması gereken bir düzenleme, Anayasada yoksa boşluk vardır. Anayasa açık düzenleme yapmadan sessiz kalarak sorunu çözmeyi düşünmüş olabilir. Böyle bir halde boşluktan bahsedilemez. Yine yorum yapılarak hakimin uygulama yapması halinde de boşluktan bahsedilmez. Yorum ile yasa boşluğu arasındaki inceliği iyi tesbit etmek ve yorumun bittiği noktadan boşluk var tesbiti yapmak gerekmektedir.
Yine boşluk anayasa içi olabileceği gibi, açık veya örtülü boşluk hali de mümkündür. Yasada açık bir düzenleme yoksa açık boşluktan bahsedilir. Ancak, özel bir olay için genel kuraldan ayrı bir düzenleme yapılmaması usul sisteminde bir çelişki yaratıyorsa örtülü boşluk var denektir.
Yani olaya uygulanabilecek bir kural olmakla beraber yasanın amacının yönünde farklı bir kurala ihtiyaç varsa, var olduğu gözüküyorsa örtülü boşluk var demektirAnayasa Boşluklarının doldurulması
:Öncelikle belirtmek gerekir ki, Hakim ; kanuna, hukuka ve v
icdani kanaatlerine göre karar verir. Buradaki hukuk, genel ilkelerdir. MK. nun l inci maddesi hakimin boşluk halinde kendisini kanun koyucunun yerine koyarak olaya özgü kural koyarak boşluğu doldurup yargılama yapması hukukun genel ilkelerinin başında gelmektedir. Ayrıca, vicdana göre karar vermekte, bir olaya ilişkin genel ve özel kuralların bütünüyle beraber yorumlanıp yerindelik, hakkaniyet ölçüleriyle vicdandaki hak duygusunun gerektirdiği kararı vermektir.Anayasanla bütünlüğü sistemi ve amacı yönünde boşluk doldurulması da zorunlu bir ihtiyaçtır. Anayasa Mahkememizde bu görüşünü belirtmekte ve hukukun genel ilkelerine başvurulacağını belirtmektedir.
Ayrıca Any. Mah. içtüzüğü 2 maddesi de açıkça boşluk halinde genel hukuk kurallarının uygulanacağını düzenlemiştir.
Mahkeme Uygulamaları
:Bir olayda İstanbul Ağır Ceza Mah. si,Yüce Divanın yetkisizlik (görevsizlik) kararına uymamış ve görevsizlik kararı vermiştir. Yargıtay Ceza Genel Kuruluda yüce Divanı haklı bularak sorunu çözmüştür. Başka bir davada da CGK'lu, Yüce Divanın görevsizlik kararını kaldırmış, Yüce Divanda CGK' nun karar vermeye yetkisi olmadığı nedenle kararı tanımamıştır
.Uyuşmazlık mahkemesi Kanunun m. 36 hükmü ile tu tip sorunların çözümü amaçlanmış ve yüce Divan kararlarına üstünlük tanınmıştır. Yine Uyuş. Mah. bir çok kararımda görev konusunda uyuşmazlığı çözmüş, karar gerekçelerinde suçun niteliğini incelemiş, genel sistemi dikkate alacak amaç faktörü içinde dengeyi koruyarak görevli mahkemeyi belirtmiştir. Adli Yargı ile Yüce Divan
arasında görev uyuşmazlığı şekil olarak çıkamaz. Çünkü yüce Divan kararları kesin ve bağlayıcıdır. Ancak Adli Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi pekala mümkündür, görevli mahkeme olarak Yüce Divanı dosyanın gönderilmesine engel değildir. Yüce Divanda kendisini görevli görmediğinde Adli yargının görevsizlik kararı zımnen kaldırılmış olacak ve davaya yeniden bakmak zorunda kalacaktır.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşme hüküm, ihlalinin kanun boşluğundan kaynaklandığını tesbit halinde de mahkumiyet kararı vererek kanun boşluğunun doldurulmasını ilgili ülkeye tavsiye etmektedir. Görevli mahkemenin tesbitinin, AİHS' nin. 6 maddesi gereği adil yargılamanın, vazgeçilmez unsuru olduğu izaha gerek göstermemektedir.
Hacı Ali Özhan
....................................................................ana sayfa / main pagehacialiozhan2000@yahoo.com .............................................hacialiozhan@mynet.com
*Bu konudaki tarafımca yazılmış makale, Hukuk Dünyası dergisinde yayımlanmıştır. HAÖ.