hacıalinin      YASAMA SAYFASI

Milletvekilinin düşümü

hacı ali özhan

Merve Kavakçı' nın vatandaşlık davası Danıştay'da reddedildikten sonra, , Meclis Başkanlığı'nın 'milletvekilliğinin sona erdiğine' ilişkin yazısı, Meclis Genel Kurulu'nda okundu. Meclis Başkanlığı'na göre, sayın Kavakçı' nın milletvekilliği (14.3.2001) düşürülerek, vekillik görevi bitmiştir.

Konu çok tartışıldığı ve herkesçe bilindiği için, ayrıntıya girmeden kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Milletvekilliğinin hangi koşullarda düşürüleceği Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. Buna göre; istifa eden, vekillikle bağdaşmaz görev yapanlar ve Meclis çalışmalarına yeterli zaman katılmayan milletvekillerinin, vekillik görevleri Meclis Genel Kurul kararıyla düşürülebilir. Ancak, partisinin kapatılmasına neden olan milletvekili ile cezai bir davada mahkûm olan milletvekili hakkındaki mahkeme kararlarının Meclis Genel Kurulu'na bildirilmesiyle üyelikten düşürülür.

Merve Kavakçı' nın durumu, yukarıda sayılan hallerden hiçbirine girmemektedir. Anayasa' da açıkça belirtilmemiş bu durumda, konunun bütünlüğü, amacı ve diğer yardımcı hükümler aracılığıyla yorum yapılması gerekir.

Merve Kavakçı, seçildiği 18 Nisan 1999 tarihine kadar Türk vatandaşıdır. Bu nedenle Yüksek Seçim Kurulu kendisini görevsiz görerek, kararı TBMM'nin vereceğini bildirmiştir. Danıştay'daki dâva 16 Mayıs 1999 tarihli Bakanlar Kurulu' nun vatandaşlıktan çıkarma işlemiyle ilgilidir. Anayasa' nın aradığı mahkeme kararı, cezai nitelikte bir mahkûmiyete ilişkin olmasıdır. Kaldı ki burada dahi, milletvekilinin seçilmeden önceki bir tarihte suçu işlemesi gerekir. Kaldı ki, sayın Kavakçı evlenerek vatandaş da olmuştur.

 

Belediye başkanı veya meclis üyeliğinin düşümü için bile Danıştay'ın karar vermesini düzenleyen Anayasa, bir milletvekilliğinin düşümünü, yalnızca Meclis Başkanı'nın kişisel tasarrufuna bırakmış olamaz. Vatandaşlıktan çıkarılarak milletvekilliğinin düşürülmesi, dokunulmazlık kavramını da doğrudan ihlal eder. Siyaseten böyle bir yolun açılması ileride her milletvekili için bir tehlikedir.

Kamer Genç tarafından açılmış ve Melih Gökçek' in üyeliğiyle ilgili bir davada, Anayasa Mahkemesi, "bildirme" işlemi ile ortada bir Meclis kararı olmadığını, ancak Başkanlık Divanı kararı sayılacağına karar vermiştir.

Dolayısıyla, Merve Kavakçı hakkındaki kararda Meclis Başkanı veya Başkanlık Divanı kararı hükmündedir. (Bu durumda milletvekilliğinin devam ettiği de ileri sürülebilir) Ancak, sayın Kamer Genç'in iddiası gibi, örtülü bir Meclis Genel Kurulu kararından da bahsetmek mümkündür. İşlemin özelliği, etkisi ve değeri açısından Meclis Genel Kurul kararı sonuçlarını doğurmaktadır.

Merve Kavakçı hakkındaki başkanlık işlemi ve Genel Kurul' a bildirme işlemi, Anayasa mahkemesi' ne götürüldüğünde iptal edileceğini düşünüyorum. Genel Kurul kararına müdahale eden başkanın kişisel tasarrufunun "yok hükmünde" olduğunun tesbiti davası yine Genel Kurul kararının iptali davası açılabilir.

Kamer Genç örneğindeki gibi herhangi bir milletvekili, 7 gün içinde bu davayı açabilir. Sayın Kavakçı' nın türban takmasına ve siyasi görüşlerine katılınmadığı için, hukuki doğrulardan vazgeçilmesi utanılacak bir davranıştır. Bu nedenle her bir milletvekiline vicdani bir görev düşmektedir.

21 mart 2001 akit gazetesinde yayımlanmıştır.

Hacı Ali Özhan