Fadıl Akgündüz' ün başına gelenler, milletvekili seçildikten bir ay sonra vekilliğinin sona ermesiyle cezaevine girmesi gerçekten hukuki bir trajedi olarak görülebilir. Şimdi de tekrar bağımsız aday olup olamayacağı tartışmalı hale geldi. Yine Anayasa ve kanun değişmesine karşın Tayyip Erdoğan'ın durumu da sürekli tartışma konusu olmaktadır.
YSK, "secilme tutanağını" iptal ederek, bölge milletvekillerinin vekilliğini düşürmesi, boyutları olan önemli bir konudur. Bir idari kurul olan YSK' na böyle bir görevin verilmesi kuvvetler ayrılığı, egemenlik, dokunulmazlık kavramları yönünden ciddi tartışmalara muhtaçtır. Bu konuda sayın Hüsamettin Cindoruk' un basına yansıyan değerlendirmeleri ve önerileri dikkate değerdir.
YSK üyeleri her ne kadar hakim olsalar da, yaptıkları görevin niteliği itibariyle idari kurul olduğu açıktır. Anayasadaki, YSK kararlarının kesinliği, aslında idari kesinlik anlamında olup Danıştay da dava açılabileceği görüşümü tekraren belirterek Fadıl Akgündüz' ün milletvekili adayı olacağını düşünüyorum. 3 kasım tarihi itibariyle Akgündüz milletvekili yeterliliği taşıyan bir kişi olarak, 3 kasım seçimini yenileyen bir seçimde de aday olabilmesi gerekir. Yargıtay' ın mahkumiyetini onama kararı, 3 kasımdan sonraki bir tarih için hukuki değer ifade eder. Aksi şekilde bir yorum, ceza hukukun genel ilkeleriyle, hukuki güvenirlilik ve adalet duygusuyla, çelişir sonuçlar doğuracaktır. Fadıl Akgündüz' ün şahsı, suçlularının niteliği ve kapsamı dışında konuya yaklaşıp ilkesel ve hukuki gerekler açısından konunun değerlendirilmesi her hukukçudan beklenir. Yargıtay Başsavcısının, 3 kasımda taşınan yeterlilik koşulunun seçimin olacağı 9 martta da olacağı yorumuna bu nedenlerle katılmıyorum.
Ceza hukukunda sonraki kanun sanık lehine ise uygulanır, sanık aleyhine ise uygulanmaz. Bu ilke gereği, seçilme yasağı gibi hak yoksunlukları içeren kanuni neticeler ceza hukukunun bu ilkesiyle yorumlanmalıdır. Buna göre Fadıl Akgündüz ün bağımsız adaylık talebinin kabulü zorunludur. Yine tartışılan Tayyip Erdogan'ın adaylık başvurusu da, yeni anayasa ve kanuni düzenleme nedeniyle, lehe olan kanunun uygulanacağı ilkesi gereği, bir engel yoktur. Yalnız AK Partinin adaylarının istifası halinde kaydırma usulü uygulanacağından ancak son sırada Tayyip Erdoğan aday gösterilebilir kanısındayım.
Kısaca, seçim 3 kasım tarihindeki hukuki duruma göre karara bağlanacaktır. Ancak sonraki kanunun sanık lehine olan hükümleri uygulanacak ancak sanık aleyhine olan hukuksal durumlar uygulanmayacaktır. Bu durumda Akgündüzün bağımsız adaylığı ile Tayyip Erdoğan'ın istifa nedeniyle kaydırma sonucu son sırada adaylığı kabul edilmek zorundadır
Hacı Ali Özhan
Bu makale vakit gazetesinde ........ 2003 tarihinde yayımlanmıştır.