Hacıalinin websitesi.
TBMM BAŞKANLIĞI'NA ANKARA
KONU:..................
02.05.1999 günlü TBMM Genel Kurul Toplantısı hk.*Bu dilekçenin tam metni 14 mayıs 1999 Cuma dergisinde yayımlanmıştır.
1- İstanbul Milletvekili sayın Merve Kavakçı' nın genel kurula türbanı ile girmesi üzerine DSP Genel Başkanı ve Başbakan sayın Bülent Ecevit ve grubunun hareketleri televizyonlarda canlı olarak görüldüğü üzere hepimizin malûmudur
.2- Türbanla genel kurula girilip girilemeyeceği uzun zamandır tartışılmakta ve değişik görüşlerin ileri sürüldüğü bilinmektedir. TBMM içtüzüğü'nün buna izin vermediği iddiasına karşılık, içtüzükte engel bulunmadığı görüşü hukuki bir uyuşmazlıktır. Herhangi bir uyuşmazlık halinin nasıl çözüleceği hususunda, usûl kuralları kanımızca açıktır. B
ir konu hakkında uyuşmazlık çıkması gayet normal olmakla beraber, uyuşmazlığın çözümünde usûle aykırı davranmak, demokratik bir hukuk devletinde savunulamayacağı gibi, Meclis'in saygınlığını da zedeler.3- Konunun usûl kurallarına uyularak çözümü, geçici başkanın/başkanın yetki ve görev alanına girmektedir. Geçici başkan veya seçilecek olan yeni Meclis başkanı, türbanla genel kurul salonuna girilemeyeceğini düşünüyorsa, aykırı davranan milletvekiline disiplin hükümlerini uygular. Genel kurulda türbanla bulu
nabileceğini düşünüyorsa, aykırılık olmadığından çalışmalarına devam eder. Yine geçici başkan, Meclis başkanı veya toplantıyı yöneten başkan vekili, türbanla yemin edilemeyeceğini düşünüyorsa, türbanın çıkarılmasını, aksi halde yemin yaptırmayacağını vekile ikaz eder, çıkılmadığında da yemin yaptırmaz.4- Konu bu kadar küçük ve çözülebilir iken, bundan uzaklaşılmış; çözülemez hale getirilmeye çalışılmıştır. Sayın Merve Kavakçı' nın, genel kurul salonuna girdiğinde DSP grubunun sıra kapaklarına vurarak, sonra da ayağa kalkıp "dışarı" diye bağırarak alkışlarla tempo tutmaları, demokratik saygı ve usûl kurallarına aykırıdır. Keza, sayın Ecevit' in usulen söz hakkı yok iken kaba ve yaralayıcı sözlerle sayın Kavakçı hakkında konuşması ve "haddini bildirin" şekli
ndeki isteği, gerçekten doğru görülemez tarihî bir hatadır. Yine geçici başkan oturumu kapattıktan sonra yaklaşık 25 dakika boyunca DSP grubunun hep bir ağızdan tempo tutarak, alkışlarla "dışarı" şeklinde bağırmaları, Meclis tarihinde olmamış ve olamayacak derecede Meclis' in saygınlığını yaralayan davranıştır. Geçici başkanın yemin yaptıracağının anlaşılması üzerine böylesine bir fiili sonuç çıkarıp, yargısız infaz yapılarak dayatma içinde olunması ve ne yazık ki, diğer partiler dahil, MHP' nin de sessizce seyirci kalması, tarihî ayıplı bir hatadır. DSP'nin yapması gereken, türbanla yemin yapılsaydı, bu Meclis işleminin(eylemli bir içtüzük niteliğinde olduğundan) iptali için Anayasa Mahkemesi'nde dava açmaktır. Geçici başkan, 'Türbanla yemin yapılamaz' düşüncesinde olsa veya 'yapılabilir' şeklinde düşündüğünde de konunun önemi, özelliği, kapsamı nedeniyle usûl tartışması açıp, türbanla genel kurula girilip girilemeyeceği, yemin yapılıp yapılamayacağı konusunda oylama yapabilirdi. Genel kurulun iradesine gör
e de yemin yaptırılır veya yaptırılmazdı. Kuşkusuz bu karar da Anayasa Mahkemesi'ne dava edilebilirdi. Böyle bir çözüm, kanımızca en uygun olanıdır.5- Kısaca; geçici başkanın yetki ve görev alanındaki bir konuda, DSP Genel Başkanı ve grubu, disiplin hükümlerini ihlal ederek kendi düşüncelerini fiilen dayatmış ve çalışmaları engellemişlerdir.
Bu nedenle içtüzüğün;
a) 157/2 maddesindeki "sükûneti ve çalışma düzenini bozma fillini," sayın Ecevit ve DSP grubu topluca işlemişlerdir
.b-),Sayın Ecevit, 160/3 maddesindeki "kaba ve yaralayıcı sözler sarfetmek" fiilini işlemiştir
.c-) DSP grubu, topluca 160/5 maddesindeki, "topluca gürültü ve kavgaya sebep olmak, meclisin görevini yerine getirmesini önlemek için topluca harekete geçmek" fiilini işlemişlerdir
.d-) ...
......Milletin seçtiği bir milletvekilinin, başörtüsü takmak şeklindeki inancından dolayı kınanmasıyla da, Anayasa 'nın 24. maddesi ve TCK' nın 175. maddesi ihlâl edilmiştir. Bu nedenlerle de cezai kovuşturmanın prosedürü başlatılmalıdır.SONUÇ:
Başkanlığınızca bilinen ve TV kanallarında canlı olarak yayınlanan ve yukarıdaki anlatımlarımız sonucu birer hukukçu, Türk milletinin üyesi bir vatandaş olarak, içtüzüğün disiplin hükümlerini hatırlatıp, gereğinin yapılmasını istemek ihtiyacı içinde bulunmaktayız.
Bu nedenle ve ma-kamınızca re^sen görülecek sair hususlar göz önünde bulundurularak;1- Sayın Ecevit için, içtüzüğün 157/2 maddesince, "sükûneti ve çalışma düzenini bozma" fiili karşı “uyarı" cezasıyla
,2- 160/3 maddesince, sayın Merve Kavakçı için "kaba ve yaralayıcı sözler sarfetmek" fiili nedeniyle de "kınama" cezasıyla,
3- 160/5 maddesince, "gürültüye sebep olmak, Meclis görevinin yerine getirilmesini önlemek için toplu bir harekete girişilmesine ön ayak olmak" fiili nedeniyle de "kınama" cezasıyla cezalandırılmasını takdirlerinize
;4- DSP grup üyelerinin 157/2 maddesince, "sükûneti ve çalışma düzenini bozmak" fiilleri nedeniyle ayrı ayrı "uyarı" cezasıyla
,5- 160/5 maddesince, "gürültüye sebep olmak, Meclis görevinin yerine getirilmesine topluca engel
olmak" fiilleri nedeniyle ayrı ayrı "kınama" cezasıyla, cezalandırılmasını takdirlerinize;12.5.1999 tarihinde toplanacak TBMM Genel Kurulu'nda bu şekilde sorunların yaşanması halinde, içtüzüğün disiplin hükümlerinin derhal uygulanmasını takdirlerinize;
Geçici başkalığınızdan, 12.5.1999 tarihinden sonra Meclis başkanından ve toplantıyı yöneten başkan vekillerinden, hukukçular olarak ve vatandaş olarak taleplerimizin değerlendirileceği ve sorunun çözümü ümidiyle işbu dilekçeyi sunar, taleplerimizin kabulünü saygıyla dileriz. 7.5.1999.
Hacı Ali Özhan
Not: Konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesinde açtığım dava dilekçesinin tam metni, bu sitenin ‘muhtelif sayfası içinde 14 numarada’ bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru inceleme aşamasındadır. HAÖ.
Not: Bu dilekçe 5 meslektaşıma da imzalatılarak TBMM Başkanlığına verilmiştir.
..............................................................................
ana sayfa / main page