hacialinin websitesi

YENİ BİNYIL gazetesinde 21 TEMMUZ 2000 tarihinde yayımlanmıştır.

Hücre evleri

Adalet Bakanı Sayın Türk; devletin cezaevlerine hakim olmadığı ve koğuş sistemiyle mahkumların bir arada eğitim yaptıkları vs. gerekçeleriyle çözümün F tipi cezaevi olduğunda ısrar ediyor. Kamuoyunu ikna edebilmek için de, her mahkûma bir oda vermek gibi çağdaş cezaevi modelini anlatmaya çalışıyor.

Sorunun öznesi mahkûmlarsa; önerilen 'oda' ların birer 'hücre' olduğunu, yönetimin keyfi uygulamalarıyla hücrelerin birer işkence hane olacağını ileri sürmektedirler. Devlet konuya yalnızca güvenlik açısından yaklaşarak, bazı cezaevlerindeki olayları örnek göstermekledir. Konu 'oda mı', 'hücre mi' tartışmasında kilitlenmektedir. Bakanlık 10 metrekarelik odaların her ihtiyacı karşılayacak şekilde lüks olarak yapıldığını belirterek bu odalara 'hücre' denemeyeceğini ileri sürmektedir. Bir kere hücre kavramı metrekare hesabına uymaz. Odalar 100 metrekare olsa dahi bir mahkumun geceli gündüzlü, her türlü insan ilişkisi önlenerek yalnız olarak bir odaya kapatılması 'hücre' demektir. Odanın eşya ve malzemelerinin lüks olması o odayı hücre olmaktan çıkarmaz.

Hücre cezadır

Hücre, mahkumun disiplinsizlik yapması halinde verilecek en ağır ceza şeklidir. Bu ceza her defasında 15 günü geçemez şeklinde tüzük hükmü vardır. Dolayısıyla cezaevi 'hücre evi' değildir. Hapis cezasının hücrede çekilmesi, ikinci bir cezalandırma anlamına gelmektedir. Bir mahkumun yalnızca 'özgürlüğü' sınırlanmıştır. Bu nedenle de özgürlüğü bağlayıcı cezaların yerine getirildiği yer olan cezaevine konulmuştur. Ceza yalnızca bir cezaevinde bulunmaktan ibarettir.

Bunun dışındaki kişisel hakları sınırlanmamıştır. Mahkum diğer bütün haklarını kullanabilmelidir. Ailesi ve akrabasıyla her zaman, kendisini ziyarete gelen herkesle görüşebilmelidir. Dışarıyla telefon görüşmesi yapabilmesi, mektuplaşması, faks ve bilgisayar gibi teknik imkânlardan idarenin bilgisi altında faydalanabilmelidir. istediği gazete, dergi ve kitabı satın alabilmeli, televizyon izleyebilmeli, radyo dinleyebilmeli; okulda okuma, eğitim ve kurs alabilme, yabancı dil, bilgisayar vs. imkânı olmalıdır. Keza, spor için salon ve teknik imkânlar, sanatsal etkinliklerde bulunabilme imkânı ve ortamı verilmelidir. Bir meslek edinme, bir işte çalışma imkânının sağlanması da idarenin görevlerindendir. Ayrıca mahkumların dinsel, ruhsal ve manevi yaşamları için gerekirse bir arada toplanmaları için ortak mekânlar hazırlanmalıdır. Bir mahkumun evli ise eşi ile görüşmesine, cinsel yaşam dahil, aile birliğinin gerektirdiği ilişkilerin kurulmasına imkân verilmelidir.Kocanın cezalandırılması, karısıyla cinsel ilişki kurmasına engel görülemez.

Çağdaş bir cezaevinin gerekleri bunlardır. Cezalandırmada amaç, 'ıslah' etmekse, bu böyledir. Bunun mahkuma acımakla ilgisi yoktur. , Kuskusuz suçlu cezasını çekecektir, ancak o bir insandır ve cezasını çektikten sonra topluma geri dönecektir.

Mahkûmun sağlığım korumak devletin asli görevidir. Oda denilerek hücrelere konulan bir mahkumun ruh sağlığı, kişiliği, hatta insanlığı doğrudan tehdit altında kalacaktır. Mahkûmların cezaevi kurallarına uymalarını sağlamanın yolu, bir başka hak ihlalinden geçmez. Dayatmacı çözümler, sorunu çözmekten öteye daha da büyüyecektir.

Hacı Ali Özhan

Not : Bu makalenin tamamı, Radikal gazetesinde 23 temmuz 2000 tarihindede yayımlanmıştır.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com