hacialinin websitesi

Y.A.Ş. KARARLARININ DEGERLENDİRİLMESİ

Hacı Ali Özhan

*Yeni dönem dergisi 11 aralık 1998 yayımlanmıştır.

Hukuk çevreleri; irticai faaliyetleri nedeniyle görevden ayırma kararları ile kamuoyunun gündemine gelen ve yoğun tartışmalara neden olan YAŞ kararlarının yargı denetiminin dışında bırakılmasının, hukuk devleti ilkesi ile açıkça çeliştiğini söylediler.

.............................. Hacı Ali Özhan konu hakkında şunları söyledi:

YAŞ kararları ile " disiplinsiz" denilerek yüzlerce subay ve astsubayın görevlerine son verilmesi, haklarında hiç bir soruşturma yapılmadan savunmaları alınmadan, karar verilmesi Anayasaya, kanuna aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesindeki" temel insan hakkı" olan "Adil Yargılanma" hakkının açıkça ihlali olduğunda tereddüt edilemez.

Bakanların, Başbakanın yargı tarafından denetimi yapılırken, Başbakana bağlı olan ve yürütme organı içinde bulunan Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Orgenerallerden oluşan bir kurulun (YAŞ) kararlarının, yargı denetimi dışında kalması hangi gerekçe ile açıklanabilir.?

Yüksek Askeri Şura' nın kuruluş ve görevleri hakkındaki 1972 yılında çıkarılan kanunda, YAŞ' ın görevleri; askeri stratejik anafikrin tesbiti konusunda görüş bildirmek, TSK'nin hedefleri hakkında görüş bildirmek, TSK ilgili kanunlar hakkında görüş bildirmek, vb. nitelik ve türünde görevlerdir. Açıkça anlaşılacağı üzere, soyut ve üst düzeyde tamamen teknik içerikli bu görevler yalnızca görüş açıklama, danışma işlevi ile sınırlanmıştı.

1982 yılında Danışma Meclisince hazırlanan Anayasa metninde yalnızca Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlerin yargı denetimine konu olamayacakları belirtilmiş iken, Milli Güvenlik Konseyince ekleme yapılarak Yüksek askeri Şura karalarının da yargı denetimine tabi olamayacakları belirtildi. Milli Güvenlik Kurulu bu ekleme gerekçesinde "YAŞ' ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli personelin terfi ve emeklilikleri ile ilgili kararların özellik ve önemi dikkate alınarak bunların idari yargı denetimi dışında kalmasını..." denilerek, hukuk devleti ilkesi ile çelişen bir düzenleme yapılmıştı. Buna göre, subay ve astsubayların disiplinsizlik veya ahlaki durum sebebiyle ayırma işleminde, " durumlarının YAŞ tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi YAŞ kararı ile yapılır" düzenlemesi yapıldı. Bu karar , tamamen " silahlı kuvvetler personelinin haklarını korumak"amacını taşıyordu. Böylece; ayırma işleminin önemi gereği daha üst bir kurula görev verilerek tarafsız ve objektif. kararlar verilmesi sağlanmak istenmişti.

Bir subay ve astsubayın görevine nasıl son verileceği kanunlarda sayılmış ve kuvvet komutanının yetkisine verilmiş iken; yukarıda sayılan YAŞ ın görevleri düzey ve ' niteliğinde olmayan bir konuda adeta yargı denetimine gidilebilmesini önlemek amaçlı bir subay veya astsubayın görevden ayırılmasına karar verilmesi amaçlı ayırma işleminin, Genelkurmay Başkanınca YAŞ' ın gündemine getirilmesi hukuken nasıl izah edilebilir?

En yetkin bir görev verilmiş bir kurulun Başkanının önüne, TSK'nin en alt birimlerinde görev alan bir subayın, astsubayın özel sorununun taşınması yerinde midir?.

Kaldı ki, ayırma dosyaları hakkında yapılan gizli soruşturmada edinilen bilgilerin ne kadarının doğru olduğu, gerçeği yansıttığı ayrı bir tartışma konusudur. Nitekim AYİM' e intikal eden ve karara bağlanan davada, AYİ M Başsavcısı bile, YAŞ kararının hukuka- aykırı olduğunu kabul ederek mütaala da bulunmuştur. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle, gizli bilgi ve belgelere dayalı kararlarda ilgililerin savunmalarının alınmamış olması disiplin hukuku yok saymak anlamına gelmez mi?

Kaldı ki, bir TSK mensubunun, her vatandaş gibi, siyasi görüşleri benimsemesi çok normaldir. Bu görüşlerini görevi ile karıştırmıyorsa, suç olacak faaliyeti yoksa, liyakat ölçüsüne göre görevini hakkıyla yapıyorsa, yalnızca sırf bu görüşleri taşıyor olmasından dolayı görevine son verilmesi, anayasanın " görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez" ilkesi ile kanun önünde eşitlik ve düşünce özgürlüğü hükümleri- karşısında nasıl izah edilebilir?"

AYİM' in TARİHİ KARARI:

YAŞ kararlarına ilişkin AYİM' in verdiği karaların, tarihi bir öneme sahip olduğunun altını çizen Avukat Özhan "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1998 Yılı içinde verdiği dört adet kararında, YAŞ mağdurlarınca açılan davaları kabul ederek, çok önemli bir içtihat oluşturmuştur. YAŞ karan ile görevine son verilen subaylarca açılan davada, AYİM; Bir kararın YAŞ kararı olabilmesi için; kendi görev alanında ve biçim kurallarına uyularak verilmesi gerektiğini belirterek, görev alanı dışına çıkıldığında ve biçim kurallarına uyulmadığında ortada geçerli bir YAŞ kâran bulunmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla hukuken geçerli bir idari işlem bulunmadığından olmayan bir kararın "YOK" olduğunun tesbiti mümkündür ve bu Yargı denetimi değildir. Anayasa, görev alanında biçim " kurallarına uygun verilmiş YAŞ kararının iptal edilemeyeceğini belirtmiştir. Biçim hatalı, görev alanı dışında veya görevin kötüye kullanımı hali ile takdir hakkının kötüye kullanımı konularında AYlM, YAŞ kararlarını incelemekte hatalı bulduğu kararlar içinde "YOK" hükmünde demektedir. Anayasa Mahkemesi bir kararında,: TBMM kararlarına karşı iptal davası. açılamaz olmasına karşın, bu kararın yalnızca adının TBMM kararı olarak tanımlanmasının yeterli olmadığı, kararın önemi, anlam etki ve sonucu itibari ile iç tüzük hükmü niteliğinde olması halinde iptal davası açılabileceğine karar vermiş bu yorumla da bir çok kararı iptal etmiştir. Yerleşik içtihadı olan bu yorumla 53 üncü hükümetin güven oylamasının iptaline karar vermişti.

Keza, Danıştay kararlarında, Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlem olan" rektör seçimlerinde" davanın esastan incelenmesine geçilerek aday gösterme işlemlerindeki hukuka aykırılık halinin, Cumhurbaşkanının atama işleminin dayanaksız kalacağı nedeniyle geçersiz konuma düşürülmüştür.

AYİM' in bu içtihatları ile, ilk ve son derece mahkemesi nedeniyle kararı kesin olup, diğer davalarda örnek teşkil etmektedir. YAŞ kararı ile, ilişiği kesilen subay ve astsubayların, süresi içerisinde dava açtıklarında, usûlden reddedilmeyeceği, davalarının esastan inceleneceği, nedeniyle yargıya başvurabilmelin yolu açılmış oldu,"dedi..

Suat Sivari YAŞ kararlarıyla, görevine son verilen bir astsubay görevine "disiplinsizlik" denilerek re'sen son verilen Suat Sivari, görevine son verilen yüzlerce kişiden yalnızca biri.

Kendisine YAŞ Kararı tebliğ edilmeden, yalnızca görevden ayrıldığı sonucu bildirilen,Sivari, tepkisini şöyle dile getiriyor:" Görevime son verilme sebebi olarak "disiplinsizlik” gösteriliyor. Altı yıldır hiçbir suçum olmadığıgibi, isime son verilmeden on beş gün önce de çalışmalarımdan dolayı "takdir belgesi"aldım. Bir insan 15 gün içinde nasıl bir suç işler ki, "disiplinsiz" diye nitelendirilir. Banı ait verilen kanaat raporunda, irticai hiçbir faaliyete katılmadığım, belirli görüş ve düşüncenin propagandasını yapmadığım, vb. Gibi görüşlere yer verilirken, "Evlenme cüzdanımızda 'eşimin türbanlı fotoğrafı bulunduğu üç senedir eşim baş örtusü kullanmıyor, belirtiliyor. Eğer irticai sebeplerle görevime son verilmişse ; evlenme cüzdanındaki başörtülü fotoğraf mı buna sebep oldu?.Sebep " disiplinsizlik" ise Avukatımın, Jandarma Genel Komutanlığına verdiği dilekçe ile"müvekkilimin "disiplinsizlik" diye nitelendirilen davranış ve eylemini öğrenmek istiyoruz " şeklindeki sorusuna gelen cevapta disiplinsiz olarak hiçbir davranış belirtilmemiş yine, ayırma sebebi olarak bildiğimiz hukuki neden gösterilmişti. Yani "suç unsuru oluşturan hiçbir- disiplinsizlik olarak davranış ve eylem açıklanmadı. Beni de en çok.üzen bu nokta. Yıllarca görevimi layıkıyla yapmanın onuruyla yaşadım. Şimdi beni "disiplinsizlikle' suçlayarak, sormadan, -yeter) araştırmayı yapmadan görevden atmaları elbette "şok" etti. Ama hakkımı aramak için her türlü hukuk mücadelemi vereceğim.

................Hacı Ali Özhan, Disiplinsizlik denilerek görevlerine son verilen müvekkillerim adına Kuvvet Komutanlıklarına ve Başbakanlığa verdiğimiz dilekçelerde "disiplinsiz davranışımızın eylemimizin ne olduğunun tarafımıza bildirilmesini" istedik. Dilekçelerimiz halen cevap verilmedi. "Disiplinsiz olarak nitelendirilen en küçük bir suç' bildirilmedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine’ de müracaat ettik kesinlikle kazanacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Hacı Ali Özhan

Bu haberi için derinliğine emek veren ve zaman ayıran sn.Raziye Ödemiş hanımefendiye teşekkür etmek isterim.HAÖ.

  İnsan Hakları Mahkemesi   Any.Mah   Danıştay   Yargı   Baro   Araştırmalar   Makaleler  
ana sayfa / main page

   hacialiozhan@hotmail.com    hacialiozhan@mynet.com    hacialiozhan2000@yahoo.com