hacialinin     YÜRÜTME SİTESİ

BİRAZ EGEMENLİK

Mümtaz Soysal, TBMM de salt çoğunluğu elinde bulunduranların, kendilerini 'ulusal irade' yerine koyup, istedikleri her şeyi yapabileceklerini sanmalarına karşı, 27 mayıs hareketinin ortaya çıkan bir tepki olduğunu söyleyip genel başkanı bulunduğu BÇP' nin; Mecliste üçte iki milletvekili seçtirebilmiş bir partinin, cumhuriyetin temel ilkelerinde değişikliğe kalkışma, kamuda köklü bir kadrolaşma girişimlerinde bulunması karşısında, yıldönümü kutlanan 27 mayısın nedenini ve sonucunu bir kez daha anımsatmayı yararlı sayıyor.

Genç subaylar tedirgin başlığı ile TSK' nı yıpratan cumhuriyet gazetesinin, köşe yazarlarının konusu 27 mayıstı. Askerleri üzen haberi yapan Mustafa Balbay' ın bizzat kendisi Genelkurmay Başkanının açıklamalarını dinlemiş olmasına karşın, yazısı nedense ulusal çıkar gibi güncel olmayan bir konuya ayrılmıştı. (Bu arada sn. Balbay'ın TCK m.153 okumasını öneririm.) Oktay Akbal, 27 mayısın bayram olarak kutlandığı günleri özlerken, İlhan Selçuk, 61 anayasasının getirdiği demokratik kurumları sayıp, Avrupa Birliğine yaklaşımın temel ölçülerini koyan belge olarak tanımlıyor. Toktamış Ateş ve Ali Sirmen' de; 27 mayısı diğerlerinden ayırarak, darbe tanımlamasına karşı çıkıyorlar. Eski Bakanlardan Dr. Alev Coşkun, 27 mayısın salt askeri hareket olmadığını, halkın ve öğrencilerin totaliter rejime karşı direniş hakkının kullanılması olduğunu, meclis çoğunluğunu ele geçiren siyasal iktidarın her istediğini, her aklına geleni yapamayacağını, siyasal iktidarın hukuk kuralları çerçevesinde sınırlandırılması gerektiğini söylüyor.

Meclis çoğunluğuna sahip siyasi iktidarın; cumhuriyetin temel ilkelerinde değişikliğe kalkışması, siyasal iktidarın her istediğini, her aklına geleni yapamayacağı ne anlama geliyor.!. Öyleyse meclis çoğunluğu biraz mı ? çok mu? ne kadar egemen olacak.! Meclis her istediğini yapamayacaksa kim her istediğini yapacak.! Cumhuriyetin temel ilkelerinin ne anlama geldiğini tespit etme yetkisi kimde.! Hukukun üstünlüğü ve demokratik usuller, meclisin her konuda egemen olmasını gerektirmiyor mu ?

Öyleyse bu yasaklayıcı sınır nereden çıkıyor. Aslında sorun 'benim istediğim olsun' denmesinden kaynaklanıyor. Benim anlayışıma uygun, benim istediğim şekilde ülke yönetilsin denilmektedir. İşte faşizmin tamda kendisi budur. Darbeler kendi çıkarınıza ise 'devrim' diyerek destekle, aleyhinize ise 'karşı-devrim' diyerek karşı çık. Cumhuriyet yazarları da yaptıkları zorlama yorumlarla, 12 mart ve 12 eylüle karşı çıkıp, 27 mayısın olumlu işler yaptığı ve sonuçlarının toplum yararına olduğu gerekçesiyle destekliyorlar.

Halkın seçimi, halkın iradesi, halkın katılımı, egemenlik gibi kavramlara karşı; zor, şiddet ve darbe yöntemi nasıl benimsenebilir. Sonuçları halkın faydasına olsa, demokrasi ve özgürlük getirse bile, darbe gibi bir yöntemi meşru ve haklı görmek, nasıl mümkün olabilir. Kaldı ki, halkın yararı, özgürlük kişiye göre değişen tartışmalı kavramlar. O zaman, anti-demokratik uygulamaları savunan herkes, kendince gerekçeleri her zaman bulabilecektir.

Bütün zamanlar için geçerli bir anayasa yasağı düşünülemez. Yaşamın akıcı pratiğine, toplumsal ihtiyaçlara aykırı kanunların, yaşama şansı sürgit olamaz. Bir toplumun geleceğine şimdiki nesil ipotek koyamaz, buna hakkı da yoktur. Zaten bu mümkünde değildir. Anayasayla çizilen sınırlamaları kaldırmaya, değiştirmeye yetkili organ TBMM' dir. Demokraside halkın egemenliği asıl olduğuna göre, doğaldır ki, halkın temsilcileri Mecliste her istediğini yapacaktır. Başka bir dönemdeki meclis çoğunluğu da tabi ki bunları istediği şekilde tekraren değiştirebilecektir. Demokratik sistemin işleyişi böyledir. Bu kadar basit doğruları, işimize gelmediği için çarpıtmak dürüstlüğe, bilim adamı kimliğine yakışmaz. Anti-demokratik uygulamalar, savunulacaksa hiç olmazsa mertçe savunulmalı; özgürlük, hak, hukuk gibi kavramları kirleterek yapılmamalı. Katılımcı, çoğulcu halkın yönetimi deyip, işimize gelmeyince bu kavramlara aykırı düşüp darbeleri savunur hale gelmek....1980 li yıllarda, bizim kuşak için demokrasi ve özgürlük öğreticisi olan cumhuriyet gazetesinin bugün geldiği hale üzülüyorum.

Hacı Ali Özhan

Bu makale 31 mayıs 2003 tarihli vakit gazetesinde yayımlanmıştır.


  aihm   any.mah.   yürütme   yargı   araştırmalar   makaleler         main page / ana sayfa   
hacialiozhan@hotmail.com  ı   hacialiozhan@mynet.com  ı   hacialiozhan2000@yahoo.com