![]() |
ŞURA KARARLARI
Komutanların devir-teslim törenleri yapılırken, Şura'nın yargı denetimine açılması konusu Hükümet gündeminde olması nedeniyle kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Hukukçular arasında genel kabul görmüş bulunan yargıya açılsın fikrine itiraz ediliyor. İtirazlar içinde, komuta heyeti tespit edildikten sonra, Şura kararlarının yargı denetimine konu olmasının orduda disiplini bozacağı ve mahkeme kararının geriye nasıl yürüyebileceği sorunu gelmektedir. Aslında yargı denetimine açılsın diyenlerin asıl amacı, terfi ve emeklilikler değil, disiplinsiz personelin azledilmesidir. Burada yeri gelmişken tekraren belirtmek isterim ki; disiplinsiz personelin azli 1983 yılında kanuna yapılan bir ekleme ile Şura görevi arasına alınmıştır. Dolayısıyla adı geçen kanunda yapılacak bir değişiklikle eski hale dönülerek disiplinsiz personelin azliyle ilgili tartışmalar bitirilebilir.(926 sk.m.50/c, 94/b) Yani konu anayasa değişikliğini gerektirmeden çözülebilir.
YAŞ'ın yargı denetimine açılması anayasa değişikliğini gerektiriyor. Değişikliğe itirazların makul görülen gerekçesi olan terfi ve emeklilik konusu üzerinde durulmalıdır. Emekli tuğgeneral Raif Babaoğlu, her yıl ortalama 750 ile 1000 arasında albayın durumunun Şurada değerlendirildiğini belirtiyor. Şura'nın gündemin de terfiler için 4 saat zaman ayrıldığını belirterek 'bir albayın en az 25 yıllık emeği var. Bu emek 38 saniyelik bir değerlendirmeyle ölçülüyor. Bu yöntem büyük hatalara sebep oluyor' değerlendirmesini yapıyor. Basında bir tümgeneralin haksızlığa uğradığı şeklindeki açıklaması yer aldı.
Komuta heyetinin kadro sayısı belirli olduğu için, ancak bu kadar sayıda komutan olması fiili zorunluluk. Bu nedenle albaylıktan generalliğe terfi ederken seçim yapmak ihtiyacı bulunmaktadır. Keza generallerin üst rütbeye yükselmesi ile ordu komutanları ve kuvvet komutanları tespit zorunluluğu vardır. Şura'nın, kanun hükümlerini uygularken usul ve esas da yapılabilecek hataların denetlenemez olması haklı yakınmalara neden olmaktadır. Bu öneri ve haklı itiraz ışığında ara çözümler bulunabilir. Örneğin, kararların geriye yürümeyeceği ilkesi benimsenerek 'disiplin' bozulması endişesi giderilebilir. Veya yalnızca tazminatla sınırlı olarak yargı denetimi getirilebilir. Böylelikle Şura kararına itiraz eden albay ve generallere uğradıkları haksızlıkları tespit davası veya tazminatla giderme imkanı bulmuş olacaklardır. Ayrıca Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği kararların gerekçeleri, bundan sonra ki terfi ve emekliliklerin tespitinde dikkate alınacağından, idarenin mevzuata uygun karar vermesi sağlanmış olunacaktır. Komuta heyetinin önemi yanında komutanlarımızın şahsında yapılabilecek haksızlıklar önlenmiş olacaktır.
Komuta heyetinin görev devir törenlerinde, emekli olan komutanların savunma konuları dışında siyaset alanına ilişkin değerlendirmeleri basında geniş yer alıyor. Bu konuşmaların devir törenlerine katılmış Cumhurbaşkanının ve Başbakanın huzurunda yapılması ayrıca dikkat çekicidir. Yapılan açıklamanın lehinde veya aleyhinde görüş sahibi olmamızdan hareketle tutum belirtmemiz doğru değildir. Bir kamu görevlisi makamı adına konuşurken ancak kendi görev ve yetkisi içinde kalmalıdır. Nitekim bir askerin yurt savunması dışına çıkarak herhangi bir konuda yorum yapması ilgili kanunlarda yasaklanmıştır. Kanunlar herkese eşit uygulanacağından mevzuat hükümlerinin gereğinin yapılması gerekir. Kamu makamlarının tarafsızlığı ve saygınlığı için buna gerek vardır. Anayasada ki 'laiklik' ilkesi yanında 'hukuk' ve 'demokratik' ilkeleri de özenle korunmalıdır. Bütün kamu görevlilerinin demokratik değerleri zedeleyen her tutum ve davranıştan kaçınmaya özen göstermesi gerekir. Bu hem kanuni görevleridir hem de 'demokratım' demenin gereğidir.
Hacı Ali Özhan
Bu makale 30 ağustos 2003 tarihli vakit gazetesinde yayımlanmıştır.
hacialiozhan@hotmail.com ı
hacialiozhan@mynet.com ı
hacialiozhan2000@yahoo.com