Zaman sıkışıklığı nedeniyle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi değişikliği yapılamamakla beraber, Meclis halkın her kesimini kucaklayan herkesi temsil edebilecek tarafsız ve demokrat bir kişiyi Cumhurbaşkanı seçe bilmelidir. Bu niteliklere sahip kişiler genellikle Meclis dışındadır. Çünkü milletvekilleri siyasi partilerine bağımlı ilişkiler içinde seçilebilmekte, parti yönetiminin ve seçmenlerinin ihtiyaçlarına cevap verebildikçe başka görevlere seçilebilmektedir. Keza siyasi partilerin birbirlerinin adaylarına liyakat ölçüsü dışında çıkar hesaplarıyla oy verdikleri de ne yazık ki acı bir gerçeğimiz. Bu nedenle milletvekilleri basamaklarını liyakata göre bir cumhurbaşkanı seçerek tamamlamalıdır. Milletvekilleri Sami Selçuk' u Cumhurbaşkanlığı'na seçerek bir tarih yazabilir.

Sami Selçuk' un tarafsızlığından kimse kuşku duymamaktadır. Partisinden seçilen kişinin cumhurbaşkanı olduktan sonra her ne kadar partisiyle ilişkisi kesilse de ne kadar tarafsız olunabileceğini haklı olarak gündeme getirmekledir. Kaldı ki, gerçekte tarafsız olmak yetmemekte, halk tarafından tarafsız olduğuna inanılması da gereklidir. Cumhurbaşkanının görev alanı düşünüldüğünde tarafsızlığın önemi açıkça gözükmektedir. Tarafsızlıktaki en küçük bir gölge kabul edilmemelidir. Tarafsızlık kuşkusu bütün zamanlara ve bütün işlemlere yönelik makamı derinden zedeleyecek yıkıcı bir özelliktir. Makam bu kuşku altında bırakılmamalıdır. Bu nedenle siyaset üstü, aktif siyaset dışı olan sayın Selçuk tarafsızlık kavramına en uygun kişidir.

Adli yılın açılışında, demokrasi manifestosu niteliğindeki derinliği olan, nitelikli güzel Türkçe'siyle yaptığı sunuşundaki görüşleri haklı olarak geniş yankı uyandırmış ve her kesim tarafından kabul görmüştür. Basında, kamuoyunda hatta siyasetçilerimiz arasında tam cumhurbaşkanı oacak kişi olarak nitelenmiştir. Sayın Selçuk'un makama seçilmek gibi bir özel gayreti yoktur. ilke adamları, makam amaçlı düşünemezler. Onları değerli yapan da budur. Türkiye Sami Selçuk gibi bir yargıcı olduğu için şanslıdır. Sami Selçuk gibi bir Yargıtay Başkanı olduğu için gurur duymalıdır. Ve Türkiye Sami Selçuk gibi bir Cumhurbaşkanı'na layıktır. Sami Selçuk'u kazanmak, Sami Selçuk gibileri liyakat ölçüsüyle görevlendirmek Türkiye'nin bugününün ve geleceğinin kazanılmasıdır. Dilerim bu fırsatı sayın Ecevit dahil Meclis değerlendirir.

Meclis partilerin çıkar hesaplarıyla, milletvekili aritmatiği ile sıkıştırılıp, Cumhurbaşkanını seçerse hep beraber kaybederiz. Meclis' te temsil edilmeyen yüzde 17'lık seçmen, yüzde 15'lik seçimlerde oy kullanmayan kitleleri de dikkate almalıdır. Keza siyaset dışı toplumsal grup ve çevreyi de kucaklayan, her kesimin sorununa gerçekte duyarlı olan bir kişinin seçilmesi gereklidir.Çünkü Cumhurbaşkanı Meclis'in başkanı değil, halkın başkanıdır. Ecevit, Demirel' i seçtirmek konusundaki başarısızlığını, sayın Sami Selçuk'u seçtirerek tarihi başarıya dönüştürebilir.

Sayın Selçuk, Meclis' te bulunan siyasi partilerin hepsine eşit mesafede herkesten oy alabilecek bir kişidir. 110 milletvekilinin, lider egemenliğini kırarak aday göstermesiyle kanımca seçilebecek en şanslı kişidir. Sami Selçuk, sosyolojik, felsefi derinliğiyle hukuk bilgisiyle Cumhurbaşkanlığı makamına bir değer katacaktır. Önyargısız, samimi, açık sözlü, arı türkçesiyle bilimi rehber alan Sami Selçuk, Avrupa Birliği adaylığı sürecini hızlandıracak, Türkiye'yi gerçekten demokrat yapabilecek bir kişidir. Milletvekilleri tarih yazmaya başladılar, umutlu olmak için bir nedenimiz var.

12 nisan 20000 tarihli akit gazetesinde yayımlanmıştır.