'Olağanüstü yargı' devri
bitmeli
DGM'ler uygulamada çabukluk ve
kararda isabet amacına hizmet edemediği gibi, uzman mahkeme
ihtiyacına karşılık veremediği için, yargılama usulüyle
olağanüstü mahkeme işlevi gördü. Bu kuruluşlar AB yolunda
sorun
29/01/2003 (126 defa okundu)
HACI ALİ ÖZHAN
Anayasa'da 1973'te
yapılan değişiklikle kurulan DGM'ler, Anayasa Mahkemesi'nin
1975'teki bir kararıyla ka-patıldı. Ancak 1982 Anayasası
uyarınca DGM'ler 1983'te yeniden göreve başladı.
DGM'ler
devletin varlığıyla ilgili suçlarda çabuk ve isabetli kararlar
vermek üzere uzman mahkeme olarak kurulmuştur. Uygulamada
çabukluk sağlanamadığı gibi isabetli karar verme oranında da
amaca ulaşılamamıştır. Ayrıca uzman mahkeme ihtiyacına
karşılık veremediği için, yargılama usulüyle olağanüstü
mahkeme işlevi görmüştür. Adli yargıda iki başlılık
oluşturarak davaların uzamasına ve karışıklıklara neden
olmuştur.
Mevzuat olarak DGM'lerin kurulmasını gerektirir
suç türü ve düzenlemesi yapılmamış, ağır ceza mahkemesinin
görev alanının hiç de uzmanlık gerektirmeyen bir kısmı
DGM'lerin görevine aktarılmıştır.
Siyasi
saiklerle kuruldu
Kuruluş amacına
ulaşamamış olması yanında, esasında Türk hukuk sistemi
DGM'leri gerektirir bir ihtiyaç göstermemiştir. Kuruluş
tartışmalarına bakıldığında siyasi saiklerle kurulduğu açıkça
görülmektedir.
DGM'Lerin tümden kaldırılması, devlet
güvenliği aleyhine işlenen suçlar yönünden mahzur doğurmaz.
Doğal yargıç ve olağan mahkeme olan ağır cezalar, eskiden
olduğu gibi görevlendirilse, gecikmeler önlenecek ve usul
hukuku açısından da isabetli olacaktır.
Mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı için, yargılamaya konu olan
tarafların kaygı, beklenti ve bakış açısının önemi
görülmelidir. Adaletin tecellisinde milletin tecelli ettiğine
inanması gerekir. Gerçekte adalet tecelli etse dahi, bunun
bilinmemesi, görülmemesi veya statü olarak, yargılama usulü
olarak adaletin oluştuğunun kuşkulu hale gelmesi ciddi bir
sorun olup çözülmesi gereklidir.
DGM'lerin varlık
sebepleri, uygulama ve sonuçları üzerinde objektif olarak
bilimsel yöntemlerle tespitler yapılarak ülke gerçeklerine
önyargısız bakılmalı. 1980 yılı ve öncesine ait olağanüstü
karışık ülke gerçeği, artık ülkemizde yaşanmamaktadır. 1982
Anayasası'yla Askeri Darbe anlayışının ürünü olan DGM'lerin
tümden kaldırılması hukukun siyasallaşması tartışmalarını da
bitirecektir.
AB uyum yasaları konusunda kısmi değişiklik
yapılarak, 'şimdilik' denilerek veya 'değiştirdik'
aldatıcılığıyla çekinceli tutumlarla süreci uzatmak ülke
yararına değildir. Avrupa'nın beklentisi aynı zamanda halkın
da beklentisidir. Halkın sosyal ihtiyacı olarak, bu
değişiklikler artık zorunlu hale gelmiştir.
AB İlerleme
Raporu'nda, DGM'lerin hâlâ kaygı verici olduğu belirtildi.
Yakınmalara yol açan DGM'lerin kararlarının çoğu Avrupa insan
Hakları Mahkemesi'ne taşınmıştır. Türkiye'ye bir yük haline
gelen DGM'lerin tümden kaldırılması ülke yararına olacaktır.
Hacı Ali Özhan: Ankara barosu avukatı
Bu
habere kaç puan verirdiniz? |
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
Geçerli her oy için kayıtlı
kullanıcılarımız 2 Radikal Puanı
kazanırlar. |